"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/684 E., 2022/1223 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/77 E., 2022/114 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının kadının ziynetlerini kadını farklı vaadlerle ve hayallerle kandırarak elinden aldığını, sattığını, ziynet eşyalarının satımından alının bedel ile araba aldığını, daha sonra da bu aracını satıp kız kardeşi, eniştesi ile ortak bir internet kafe açtığını, kısacası davalının ziynet eşyasından elde ettiği parayı şahsi işlerinde kullanıp müvekkilinin herhangi bir şekilde yararlandırmadığını, henüz tam olarak ziynet eşyalarının adet tespitini yapamadıklarını, düğün CD'si ve fotoğraflara ulaştıktan sonra tespitini tam olarak yapacaklarını, ziynet adet miktarının daha sonra bildirileceğini, bu nedenle bildirilecek olan müvekkile ait ziynet eşyasının aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bilirkişi marifeti sonucu ortaya çıkacak toplam ziynet eşyası bedelinin fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkile iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; davalı eşin müvekkilin ziynet eşyalarını almadığını internet cafeden elde ettiği gelirle araç satın aldığını beyan etmişse de söz konusu olay da bahsi geçen internet kafenin davalı eşin nişanlıyken sahip olduğu bir yer olduğunu, davalı eş söz konusu aracı mart haziran ayı gibi hem müvekkilin ziynet eşyalarını alarak hem de ortak çocuğun doğumundan elde gelen altınlarla aldığını daha sonra aldığı altınları iade etmediğini beyan etmiştir.
3.Davacı vekili 14.01.2022 tarihli ıslah dilekçesinde; daha önce fazlaya ilişkin dava ve talep haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL olarak açılan ziynet alacağı davasında yaptırılan bilirkişi inceleme sonucu talep olunabilecek tazminat tutarının 135.233,00 TL olduğunu, yine fazlaya ilişkin dava ve talep haklarını saklı tutarak müddeabihi ıslah yoluyla 134.233,00 TL arttırdıklarını, neticeten 135.233,00 TL tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili aleyhine açılan davayı kabul etmediklerini, erkeğin kadının ziynetlerine dokunmadığını, internet kafeyi kendi kazancı ile edindiği arabasını satarak açtığını, sonrasından alınan aracı da kendi kazancıyla aldığını ileri sürerek ziynet eşyaları hususunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kendisine düğünde takılan takıların davalı eş tarafından evlilik birliği içerisinde satılıp bir daha da iade edilmediğini iddia ettiği, davalı erkek ise ev aldığı dönemde dahi ziynet eşyalarına dokunmadığını, davacının ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü savunarak talebin reddini istediği, bu hususta dinlenen davacı tanıklarından ...Ş.;"Taraflara düğünde takılan takıları davalının satıp araba aldığını biliyorum. Buna bizzat şahit değilim ancak sonraki süreçte davalı benden ve kız kardeşimden de bileziklerimizi isteyip ev alacağını söylemişti hatta davacı kardeşimi de aracı kılarak onun vesilesiyle bizden istemişti. Kanaatimce davalı ev almak için bizden bileziklerimizi istediğine göre kız kardeşimin ziynet eşyalarını da öncesinde almıştır. Davalı daha sonra bu arabayı satarak eniştesi ile birlikte internet kafe açmıştı. Taraflar ... ilinde yaşarken kız kardeşim ile sürekli görüşürdük. Görüşmelerimizde kardeşimin üzerinde yüzüklerinden başka herhangi bir ziynet eşyası olmadığını görürdüm." şeklinde,... Ş.;"Taraflara düğünde takılan takılar davalıdaydı. Kız kardeşimin anlattığına göre davalı bunların bir kısmını satıp eve harcamıştır. Diğerlerini de davalı satıp harcamıştır ancak nereye harcadığını bilmiyorum. Kız kardeşimin üzerinde herhangi bir takı görmedim. Sadece düğün takıları değil müşterek çocuklarının doğumunda ve sünnetinde taktığımız takılar da davalı tarafından alınıp harcanmıştır." şeklinde ve ... Ş.; "Sonraki süreçte bizzat şahit olmasam da bu ziynet eşyalarının araba alınırken harcandığını biliyorum. Bunu davacıdan duydum" şeklinde beyanda bulunduğu, davacı tanıklarının anlatımları görgüden ziyade davacıdan aktarım yolu ile duyuma, kişisel kanaat ve çıkarımlara dayalı olduğu, ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından alınıp alınmadığı, alınmış ise ne zaman ve ne şekilde alındığı, nereye harcandığı hususlarında somut, net, kesin ve yeterli bilgiyi içermediği, bu nedenle adı geçen tanığın duyumdan ibaret anlatımlarına itibar edilmediği, davacı kadın ispat noktasında yemin deliline de dayandığı, davalıya usulünce yemin yaptırıldığı, davalı yeminli beyanında "davacı tarafça iddia edilen hususun gerçeği yansıtmadığına yemin ederim ben ziynet eşyalarını araba alımında ve kişisel ihtiyaçlarımı karşılamada harcamadım. Ziynet eşyaları davacıda bulunmaktadır." şeklinde beyanda bulunduğu, bu hale göre, ziynet eşyalarının evlilik birliği devam ederken davalı erkek tarafından zorla alınarak satıldığı hususunun usulünce ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; gerek dosyadaki bilgi ve belgeler ile gerekse müvekkil ve tanık beyanlarına bakıldığı zaman müvekkille ait ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığının sabit olduğu, davalı tarafından alınan ziynet eşyalarının müvekkille daha sonra hiç bir şekilde iade edilmediği, müvekkil ev hanımı olup davalıdan habersiz ziynet eşyalarını satıp kullanamayacağının aşikâr olduğu, dosyada dinlenen tanıklar ...,... ve ... beyanlarında açık ve net bir şekilde ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığının ve harcandığının belirtildiği, yine beyanlarında müvekkil ile sürekli görüştüklerini, görüşmelerinde müvekkillin yüzüklerinden başka herhangi bir ziynet eşyası olmadığını gördüklerini beyan ettikleri, müvekkil tarafından teklif edilen yemin teklifine ilişkin ise davalının gerçeği söylemeyip gerçeğe aykırı bir şekilde yemin ettiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, delillerin toplandığı, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, kurulan hükmün ve gerekçenin yerinde olduğu, kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle istinaf taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla reddedilen davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 1 inci maddesi, 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.