Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9936 E. 2024/6991 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldı ise kusurun kimde olduğu, hükmedilen tazminat ve nafakaların miktarının uygun olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek, davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1880 E., 2023/1939 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/609 E., 2023/559 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve ferilerine, asıl davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; sistematik olarak darp edildiğini, hakarete ve tehdite maruz kaldığını, bunun yanında ekonomik olarak da şiddet uygulandığını, davalı tarafından müvekkili ve ortak çocukların açlığa terk edildiğini, evlilik birliğinin darp, tehdit, hakaret ve ekonomik şiddet nedenleri ile temelinden sarsıldığı, davalının sürekli borçlandığını ve 1 yıldır ortak haneye gelmediğini, müvekkili ve ortak çocukları ile görüşmediğini iddia ederek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500'er TL tedbir/yoksulluk nafakasına, ayrıca kadın lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının yaşadığı hayattan memnun olmadığını, sürekli çevresindeki insanları sevmeyen, sinirlenen, küsen yapısından kaynaklanan anlaşmazlıkların yaşandığını, müvekkilinin kendi ailesi tarafından huzurevinde yaşamak zorunda bırakıldığını, kadının müvekkiline, müvekkilinin ailesine, kardeşlerine, gelinlerine karşı gurur kırıcı söylemlerde bulunduğunu, hakaret ve küfürler ettiğini, psikolojisinin iyi olmadığını, ortak çocuk İnci'nin bu durumu bildiğini ve defalarca annesini psikoloğa götürmek için çabaladığını ancak kadının hiçbirinde ikna olmadığını, kadının, müvekkilinin akrabalarına karşı düşmanca tavırlar sergilediğini, davacının ortak çocukların yaşı küçükken onlarla ilgilenmediğini, ortak çocuklardan İnci'nin komşuları olan, evli ve yaşça büyük bir kişi ile gönül ilişkisi yaşadığını ve bu durumun kadınca bilinmesine rağmen müvekkiline söylenmediğini, müvekkilinin daha sonra hem kadının, hem de kızından bu durumu öğrendiğini, müvekkilinin bu duruma tepki gösterdiği için hem evden hem de bağdan kovulduğunu, kadının ortak konutta kızının gönül ilişkisi yaşadığı kişi ile ikamet etmeye başladığını, şuanda da birlikte yaşamaya devam ettiklerini, kadının evin temizliği ve işlerini de düzenli olarak yapmadığını, bu nedenlerden dolayı asıl davanın reddini, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.500'er TL tedbir/yoksulluk nafakasına, ayrıca müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin ailesini istemediği, evin temizliğini yapmadığı ve yaşanan olaylar sonucunda erkeği affettiği veya en azından hoş gördüğü gerekçeleriyle kadının tam kusurlu olduğu kabul edilerek erkeğin davasının kabulüne, kadının davasının reddine, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine 750,00 TL tedbir nafakasına, erkek lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı-davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, ferileri ve kendi davasının reddi, tedbir nafakasının miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2-Davalı-davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarları ve kendi tedbir ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurları yanında erkeğin de eşine ve çocuğuna fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve kadına harçlık vermediği gerekçesiyle erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına kadın yararına 1.000,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, ayrıca 70.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar, kendi tazminat ve nafaka taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalar ile erkeğin tazminat ve nafaka taleplerinin reddinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanunun 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.