"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1437 E., 2023/2290 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/619 E., 2019/217 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı- davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin evin ihtiyaçları ilgilenmediğini, duyarsız kaldığını, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, davalının kendisi adına borç yaptığının ve bu borçların maaşından kesildiğini, bu borçlar nedeniyle taahhüdü ihlal suçundan 124 gün cezaevinde yattığını, annesinin evine ipotek konularak satıldığını, davalının, kendisini istedi dışında her gün cinsel ilişkiye zorladığını, kişisel zevki için harcama yapan davalının ev için zorunlu ihtiyaçları karşılamadığını, asosyal olduğunu ve kendisine hakaret ve küfürler ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının sorumsuz olduğunu, işyeri açma hevesinin olduğunu ve bu nedenle iflas ettiklerini, aşırı harcamalarının oluğunu, umursamaz kişiliğinin olduğunu, cinsellikten kaçındığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ve çocukları ve evi terk edip gittiğini, kiminle nerede yaşadığı hakkında bilgi sahibi olmadığını, evlilik birliğinin sona ermesinde kadının ağır kusurlu olduğunu iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davacı kadının evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu kadını tazminata ve yoksulluk nafakasına hak kazanamayacağı, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararlarına olacağı, gerekçesi ile; kadının davasının reddine, erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın tarafların sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, erkek yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata ve kadının maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kadının davasının reddi, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının kaldırılmasını, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddini, erkek lehine hükmedilen tazminatların kabulü yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller,dinlenen bir kısım tanıkların somut, inandırıcı beyanları (Tanıklar ...) ile kadına yüklenen kusur vakıasının net ispatlandığı, erkek eşin ise usulünce iddia edilip hükme ve sonuca etki edecek derece ve nitelikte kusur vakıasının ispatlanamadığı, kadın hakkında icra takipleri yapılmış ve taahhütü ihlal sebebiyle bir süreliğine ceza infaz kurumuna girmiş ise de bu icra takiplerinin ortak borçlanmalar ve kadın için açılan işyerinin işletilmesi ile ilgili olduğu, kadının da bu borçların ortak borçlanmaları ile ilgili olduğunu dava dilekçesinde açıkça belirttiği,artık bu hususun erkeğe kusur olarak yüklenebilmesinin mümkün olmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadın eşin tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasında boşanmaya, kendi davasında ise hiç kimsenin kendi kusurundan hak elde edemeyeceği kuralından hareketle boşanma davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, erkek eşin karşı dava dilekçesinde tazminatlara ilişkin faiz talebinde bulunmadığı halde lehine hükmedilen tazminatlara boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren faize hükme doğru olmadığı gerekçesi ile; Kadının istinaf başvurusunun;tazminatlara eklenen faiz yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı-davacı erkeğin tazminat taleplerine faiz talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ve sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kadının davasının reddi, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının kaldırılmasını, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddini, erkek lehine hükmedilen tazminatların kabulü yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının reddi ve erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına kusur olarak yüklenen sadakatsizlik vakıasının güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunun ancak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de davacı- davalı kadının tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.