"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına, tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Her iki taraf vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların zina, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ile evlilik birliğinin sarsılması sebepleriyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 15.01.2016 tarihli ve 2014/225 Esas, 2016/6 Karar sayılı karar ile erkeğin zina ve suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme sebeplerine dayalı taleplerinin reddine, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebeplerine dayalı davalarının yarı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 02.10.2018 tarihli ve 2016/24231 Esas, 2018/10424 Karar sayılı kararıyla ortak çocukların idrak çağında olduğu, velâyet hakkındaki tercihlerinin kendilerinde sorulması ve gerektiğinden uzman veya uzmanlardan rapor alınarak sonucu uyarınca velâyetleri hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek velâyet yönünden Mahkeme kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışındaki temyize konu bölümlerin ise kadına kusur olarak yüklenen sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği vakıasının, güven sarsıcı boyutta olduğu, kadına kusur olarak yüklenen “evi ile ilgilenmediği, yükümlülüklerini yerine getirmediği, eşinden habersiz kredi kredi kartını kullanıp harcamalar yaptığı” vakıalarının ise mevcut delil durumuna göre ispatlanamadığı bu nedenle hükme esas alınamayacağı, ancak mahkemeninde kabulünde olan ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı kadının erkeğe nazaran yine de daha fazla kusurlu olduğu belirtilerek onanmasına, iştirak nafakalarına yönelik temyiz itirazlarının ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemece bozmaya uyularak verilen 10.03.2020 tarihli ve 2019/19 Esas ve 2020/196 Karar sayılı karar ile ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş; karara karşı süresi içinde her iki taraf temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 29.09.2020 tarihli ve 2020/3471 Esas, 2020/4331 Karar sayılı kararıyla erkeğin dava dilekçesinde ortak çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası talebinde bulunduğu, bu istekleri ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru görülmediği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla dava tarihinden itibaren başlamak üzere her bir ortak çocuk yararına ayrı ayrı aylık 100,00 TL'den toplamda aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmolunmasına, diğer ortak çocuklar ergin olmakla bu çocuklar yönünden iştirak nafakası taleplerinin reddine, hükmolunan iştirak nafakasına her yıl TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırım uygulanmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 11.10.2022 tarihli ve 2022/8714 Esas, 2022/8002 Karar sayılı kararıyla dosyadaki yazılara, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına ve özellikle tarafların yargılama sırasında ergin olan 03.03.2004 doğumlu ikiz çocukları ... ... ve ... ... yararına hükmedilen tedbir nafakalarının, ortak çocukların ergin olduğu tarih itibariyle kendiliğinden sona ereceğinin anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı her iki taraf vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; nafaka miktarlarının az olduğunu, kadının ekonomik durumunun iyi olduğunu, nafakaların dava tarihinden itibaren ÜFE oranından artırılması gerektiğini, Mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; onama kararının düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; küçük çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin doğru olmadığını, erkeğin nafaka taleplerinin reddinin gerektiğini, nafaka miktarlarının yüksek olduğunu, müvekkili lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini, Mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; onama kararının düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ortak çocuklar yararına hükmolunan nafakalar ve miktarları, nafakalara ÜFE oranında artışın başlangıç zamanı, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin itirazlarının incelenmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren (davacı-davalı erkek) 1.470,00 TL, (davalı-davacı kadın) 660,00 TL para cezaları ile 375,10'ar TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.