Logo

2. Hukuk Dairesi2023/999 E. 2024/5932 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/348 E., 2022/2183 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Mersin 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/325 E., 2020/652 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.09.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 17.09.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesi ve dilekçeler aşamasında özetle; kadının evlenmeden önce asgari ücretle çalıştığını, evlendikten sonra erkeğin isteği üzerine işten ayrıldığını, müvekkilinin evlendikten sonra eşi ile ayrı evde kalmak istemesine rağmen erkeğin ve ailesinin ısrarları ve beş ay gibi bir sürede evlerini ayıracaklarına söz vermesi üzerine erkeğin ailesi ile birlikte İstanbul ilinde yaşamaya başladıklarını, erkeğin evlendikleri günden bu yana soğuk davranışlar sergilediğini, annesinin tarafların özel hayatlarına karıştığını, erkek ve annesinin birlikte müvekkilinin yaşantısındaki her şeye karıştıklarını, müvekkilini aşağılayıcı davranışlar sergilediklerini, şiddet uygulamaya başladıklarını, altınlarının ev alınma bahanesi ile kendisinden alındığını, ancak 6 aylık hamile iken erkeğin babasının adına bir ev alındığını ve erkeğin tüm maaşının ailesi tarafından alındığını öğrendiğini, bu evin varlığını müvekkilinden gizlediklerini, ayrı bir eve kiraya çıkmaya da kiraların pahalı olması nedeniyle karşı çıktıklarını, erkeğin hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediğini, çocuk doğduktan sonra da müvekkil ve ortak çocuğun hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, müvekkilinin gündelik işlerde merdiven silme, ev temizliği gibi işlerde çalışmak zorunda kaldığını, kazancının yarısını elinden alarak bu para ile şans oyunları oynadığını, başka kadınla cinsel içerikli yazışmalarını öğrendiğini, müvekkilinin bu durumdan etkilendiğini ve 10.08.2018 tarihinde babası ile birlikte Mersin'e ailesinin yanına geldiğini, tarafların bu tarihten beri ayrı yaşadıklarını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyası olan 9 adet 25'er gram altın bilezik, yarım metre zincir ve yoncası, 4 adet düğünde takılan, 4 adet çocuğun doğumunda takılan, 4 adet kadının çalışarak biriktirdiği olmak üzere toplam 12 adet çeyrek altının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde belirlenecek değerin hükmün kesinleşmesi ile kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile dilekçeler aşamasında özetle; kadının, müvekkiline bir eş olarak kahvaltısını dahi hazırlamadığını, öğlene kadar uyuyarak müvekkili ve çocuğuyla ilgilenmediğini, hiçbir zaman sevgi göstermediğini, dava dilekçesinde belirtildiği kadar takının takılmadığını, kadının eşine karşı sadakatli davranışlarda bulunmadığını, eşi ve çocuğu ile ilgilenmek yerine sürekli olarak cep telefonu ile ilgilendiğini ve whatsaptan çeşitli numaralarla mesajlaştığını, bir gece mesaiye kalıp eve geç geldiği bir gün saat gece 02.00 da kadının biriyle mesajlaştığını gördüğünü ve sorduğunda ablası ile konuştuğunu söylediğini ve telefondaki mesajları ve numaraları sildiğini, kadında kelebek hastalığı olduğunu, bunu bilmeden kadınla evlendiğini, kadının ortak çocuğu da alarak Mersin iline gittiğini, erkeğin dönmesine yönelik çağrılarına rağmen kadının dönmeyeceğini söylediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 40.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına soğuk davrandığı, onu kendisinden ayrılıp evi terk etmesi hususunda defaten tehdit ederek psikolojik şiddet uyguladığı, ailesi ile yaşamaya mahkum ettiği, kadına telefonda "Seni aldatmama rağmen neden hala evi terk edip gitmiyorsun" gibi söylemlerde bulunmak suretiyle aldatma iddiasını doğrular cümleler kurması ve bunu kadının tanığının bir kaç kez duymuş olması karşısında kadını aldattığı, kadının ise eş olmanın verdiği sorumluluklara aykırı olacak şekilde erkeğe soğuk davrandığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetini anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 5.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın eksik incelemeyle verildiği, gerekçeli kararın kendi içerisinde çeliştiği, gerekçe içerisinde hem tarafların eşit kusurlu olduğu hem de erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçeli kararda işlendiği, erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, ailesi ile birlikte yaşamak zorunda bıraktığı, kadına psikolojik şiddet uyguladığı, sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, bu durumdan kaynaklanan kadının erkeğe soğuk davranmasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği kadının eyleminin tepki niteliğinde olduğu, kadının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiği, kadının kişisel ziynet eşyalarının kadının rızası hilafına el konulduğu, ziynet eşyaları yönünden bilirkişi incelemesi yapılmadığı, nafakaların ve tazminatların miktarının az olduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı, ziynet alacağının reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda belirlenen kusur durumunun, kadın lehine takdir edilen nafaka, maddî-manevî tazminatın usul ve kanuna aykırı olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin hatalı olduğunu, çocuğun menfaatine aykırılık teşkil ettiğini, yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığını, eksik incelemeyle karar verildiğini ileri sürerek; kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına soğuk davrandığı, ailesi ile aynı evde yaşamasını istediği veya zorladığı, kadının erkeğe olan güvenin sarsılmasına neden olduğu, evden gitmesi yönünde beyanlarda bulunduğu, kadının da erkeğe soğuk davrandığı, taraflar arasında yaşanan olumsuz bu olaylar nedeni ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamanın, boşanmaya neden olan olaylarda belirlenen kusur durumunun, istinaf başvurusunda konu edelmeyen kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü yanında, erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulünün, ortak çocuğun anne yanında yaşaması, bulunduğu ortama alışması, anne bakımına muhtaç oluşu dikkate alındığında velâyet hakkının anneye verilmesinin, tarafların ekonomik sosyal durumları, gelir seviyeleri, yaşantıları boşanmaya neden olan olaylarda belirlenen kusur durumu dikkate alındığında kadın ve ortak çocuk için takdir edilen tedbir nafakası ve miktarının, kadın için takdir edilen yoksulluk nafakasının, çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının, kadın lehine boşanma nedeni ile takdir edilen maddî ve manevî tazminatın yasal şartlarının oluştuğu, nafaka ve maddî manevî tazminat miktarlarının tarafların ekonomik sosyal durumlarına, gelir seviyeleri yaşantılarına, hakkaniyet ilkesine, toplanan delillere usul ve kanuna uygun olduğu fahiş ve az olmadığı, kadın tarafından boşanma davası ile birlikte açılan ve reddine karar verilen 78.210,00 TL değerindeki ziynet alacağı davası yönünden kadının istinaf başvurusunun incelenmesinde ise; kadın tarafından usulüne uygun olarak boşanma davası ile birlikte kişisel ziynet eşyası alacak davası açıldığı Mahkemece bu yönden delillerin toplandığı, delillerin takdirinde hata edilmediği, davacı kadın tarafından gösterilen delillerle tarafınca dava konusu edilen kişisel ziynet eşyalarının erkek tarafından rızası hilafına elinden alınıp iade edilmediğini ispat edilmediği, Mahkemece kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesinin toplanan delillere usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet, nafakalar, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı- karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı- karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ile ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarları yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ile ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarları yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Metin'den alınarak Hanife'ye verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Metin'e yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden Hanife'ye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.