Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1065 E. 2024/8834 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, velayet, yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davalı erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı ve tanık beyanlarıyla bu durumun sabit olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1112 E., 2023/2293 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/743 E., 2019/883 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacıya hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, alkol kullandığı, hakaretleri ve tehditleri nedeniyle annesinin evinde yaşadığını belirterek, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, çocukların her biri için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle: davacının sorumsuz olduğunu, yalan beyanlarda bulunduğunu, sebepsiz yere evi terk edip gittiğini, sürekli iftira attığını, dava dilekçesinde isnad edilen hususların gerçek dışı olduğunu beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacıyı kapının önüne koyduğu, davacının kadın sığınma evine gittiği, davacının İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/539 Esas 2018/315 Karar sayılı kararı ile kısıtlandığı, annesi ...'ın velâyeti altına alındığı, hareketlerinin iradi olmadığı, taraflar arasında vuku bulan şiddet olayının eski tarihli olduğu, tarafların halen ayrı yaşadıkları, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davalı babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında şahsi illişki tesisine, dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere davacı için aylık 250,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar kesinleştikten sonra aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 8.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı erkek vekili; kusur belirlenmesi, tazminat, nafaka, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri , iştirak nafakası ödenmesine karar verilmemesi yönünden istinaf etmiştir.

2.Davacı kadın vekili katılma yoluyla; küçük ...' ın velâyetinin davacı anneye verilmesine ve aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının dava tarihi itibarı ile işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı anneye verilmesine karar verilmesi, reddedilen manevî tazminat talepleri, maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar ilk derece mahkemesince, davacının şiddete ilişkin iddiası, eski tarihli olduğundan bahisle davalı taraf aleyhine kusur olarak yüklenmemiş ise de dinlenen tanıkların ifadelerine göre, davacı kadının sürekli şiddet gördüğüne ilişkin kollarında hep morlukların olduğu görgüye dayalı beyanlar ile davalı erkek aleyhine kusur vakası olarak fiziksel şiddet eyleminin de eklenmesi gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince kadın yararına maddî tazminatın az olduğu, erkeğe fiziksel şiddet vakası kusur olarak yüklendiğinden kabul edilen bu eylemin, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği kadın yararına manevî tazminata karar verilmesi gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve düzenlenen hakkaniyet ilkesine göre, mahkemece hükmedilen yoksulluk nafakası az olduğu gerekçesi ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yasal faizi davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faizi ile mahkemece hükmedilen nafakalarla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı erkekten tahsili ile davacı kadına verilmesine erkeğin tüm, kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; yoksulluk nafakası ile ortak çocuklarından ...'ın velâyetinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili;kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyetin babaya verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.