"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1381 E., 2023/2735 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabul-kısmen esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beyşehir 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/126 E., 2022/107 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ile ıslah dilekçelerinde; davalının görevlerini yerine getirmediğini, kendisi ve çocuğu ile maddi ve manevi olarak hiç ilgilenmediğini kavgacı, anlayışsız, aşırı kıskanç tutumları olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine aylık 1.700,00 TL iştirak nafakasına, kendisi lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ve 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediğini, davacının asabi mizaçlı olduğunu, ortak çocuğa sürekli bağırdığını, çocuğu kendisine göstermediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini beyanla davacı ile boşanmalarına, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, küfür ve hakaret ettiği, hem birlikte yaşanılan dönemde hem de fiilen ayrı yaşanılan dönemde davacı ve ortak çocuğun giderlerine katılmayarak ekonomik şiddet uyguladığı, boşanmaya sebep olaylarda davalının tam kusurlu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine ve davalı baba ile aralarında yatısız kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile) 2019/588 Esas 2020/436 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 700,00 TL'ye yükseltilmesine ve karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davacı lehine Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile) 2019/588 Esas, 2020/436 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 700,00 TL'ye yükseltilmesine ve karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek; kusur belirlemesi, ortak çocuk ile yatısız kişisel ilişki düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve miktarı, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıya yüklenen kusurlardan hakaret kusuruna vakıa olarak dayanmadığı ve davalıya kusur yüklenemeyeceği, davalının diğer kusurlarının gerçekleştiği, gerçekleşen olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, boşanma kararının istinaf edilmeksizin kesinleştiği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarının makul olduğu, çocukla baba arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki tesis edildiği, çocuğun baba ile yatılı görüşmek istememesinin nedeninin kaçırılma korkusu olduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı, çocuğun bu korkusunun tanık Zümra'nın beyanıyla yerinde olduğu, davalının çocuğu daha önceden kaçırma girişiminde de bulunduğu, bu husus nazara alındığında yatılı kişisel ilişki kurulmamasının çocuğun üstün menfaatine uygun olduğu, kişisel ilişkinin maddî anlamda kesin hüküm teşkil etmemesi, değişen koşul ve şartlarda her zaman yeniden düzenlenmesinin talep edilebilmesi dikkate alındığında mevcut kişisel ilişkinin bu aşamada yeterli düzeyde kurulduğunun kabul edilmesinin gerektiği gerekçesi ile davalı erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinafının kabulü ile açıklanan şekilde düzeltilmesine, davalı erkeğin sair istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve miktarı, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin uygun olup olmadığı, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.