Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1136 E. 2024/8335 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, nafaka ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, dosyadaki deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında daha kusurlu olduğu, kadının yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin haklı olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1820 E., 2023/1856 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/372 E., 2022/415 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin bu evliliği istemeyerek yaptığını, kadının erkeğe hakaret ve tehdit ederek psikolojik baskı uyguladığını, ölümle tehdit ettiğini, aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu, erkek tarafından 13.09.2017 tarihinde Mersin 2. Aile Mahkemesinin 2017/614 E. 2017/843 K. sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığı, fakat davanın redle sonuçlandığını, red kararının 15.02.2018 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bir daha bir araya gelmediklerini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin sonuncu fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı tarafın davasının davaya sebep gösterilen hususların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin eşiyle severek evlendiğini, çocukları ile güzel bir yuva kurduğunu, bu yuvanın erkeğin kusuru neticesinde dağıldığını ve tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsıldığını, ortak hayatın çekilmez hale geldiğini, davacı karşı davalı eşin ilgisiz sorumsuzlukları başladığını ve ortak hayatın tüm yükünün müvekkilin üzerine yıkıldığını, kadını aldattığını ileri sürerek karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, lehine 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin Mersin 2.Aile Mahkemesinin 2017/614 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığı, davanın reddedildiği, kararın 15.02.2018 de kesinleştiği, erkek eşin kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıl kadın eş ile bir araya gelmediğinin tanık beyanları ile ispatladığı, erkeğin başka bir kadınla ilişki yaşayarak, kadın eşe karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, erkeğin kusurlu olduğu, asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 166 ncı maddesinin sonuncu maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın lehine 45.000,00 TL maddî, 44.000,00 TL manevî tazminata, kadın için aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; tarafların evliliklerinin ilk zamanlarında başlayan anlaşmazlıkların geçimsizliklerin günden güne artarak devam ettiğini, bu hususların dinlenilen tanık beyanları ile sabit olduğunu, evlilik birliğinin sona ermesinde tam kusurlu olan tarafın kadın olduğunu, kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece nafaka ve tazminatlar yönünden verilen kararın da hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğunu, sadakat yükümlülüklerini ihlal ettiğini, erkek tarafından ikame edilmiş asıl davanın kabul edilmesi ile müvekkili lehine hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürerek erkeğin kabul edilen davası, nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; daha önce erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verildiği, kesinleşme tarihinden eldeki dava tarihine kadar üç yıllık sürenin geçtiği, taraflar arasında tekrar evlilik birliği tesis edilmediği, erkek tarafından açılan davada erkeğin tam kusurlu bulunmasının sonuca etkili olmadığı, bu nedenle asıl davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; kusur tespiti yönünden erkeğin istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; erkek tarafından daha önce açılan boşanma davasının reddine karar verildiği, ayrılık döneminde kadın hakkında başka bir kusur iddiasının ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, mahkemece kusurlu davranışlarının niteliğinin ve derecesinin doğru tespit edildiği; tarafların kusur durumu ve kusurun niteliği dikkate alındığında, boşanmada eşit ya da ağır kusurlu olmayan, boşanmakla evlilikten beklenen menfaatleri ihlal edilen ve de kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminata; boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakasına, ayrıca tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak Mahkemece kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine 80.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının davsının kabulü, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin davasının kabulü, nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve sonuncu fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin ...'e yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.