"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2035 E., 2023/2092 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/647 E., 2021/127 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının hakaret ve küfür ettiğini, beddua ettiğini, çalışma gerekçesi ile kendisine ev tutup ayrı yaşadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, uzun zamandır karı koca hayatlarının olmadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ve küfür ettiğini, şiddet uyguladığını, ekonomik olarak destek olmadığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, sadakatsiz olduğunu, ailesi ile görüştürmediğini, ailesine küfür ettiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, faizi ile 100.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminatın, 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve tanık anlatımlarına göre davalı-davacı kadına atfı kabil herhangi bir kusurun varlığı ispat edilemediği, tanık ...'nın anlatımlarına göre, halasının evinde babası ile buluştuğunda halasının evde misafir olan bir bayanla babasının beraberlik yaşamayı düşündüğünü söylediği, erkeğin de tanık ...'ya birliktelik yaşamak istediğini fakat bu işin olmadığını ve vazgeçtiğini söylediği anlaşılmış olup, erkeğin evlilik birliği içerisinde bu davranışının güven sarsıcı bir eylem olduğu, yine tanık ...'ın anlatımına göre, davacı-davalı erkeğin davalı-davacı kadına yönelik "siktirol git bu evden, senin bu evin köpeği kadar değerin yok" diyerek hakarette bulunduğu, ayrıca delil olarak getirtilen ve incelenen Mersin 17.Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/575 Esas sayılı dosyasına göre, davacı-davalı erkeğin suç tarihi olan 20.07.2019 tarihinde köy meydanında kadınla arasında çıkan tartışmada 20.07.2019 tarihli adli raporda içeriğine göre BTM ile iyileşir şekilde kasten yaralamak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı, yine aynı olayda kadını öldürmekle tehdit edip, ceza mahkemesi kararında da açıklandığı üzere "....anasını, avradını, Allahını sinkaf ettiğim" şeklinde hakarette ve sövmede bulunarak duygusal şiddete yönelik kusurlu hareketler sergilediği, tüm bu eylemlerinden dolayı davacı-davalı erkeğin tecziyesine karar verildiği, tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları, gelinen aşamada, eşler arasında ortak hayatı çekilmez kılacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda yukarıda zikredilen gerekçelerle davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek herhangi bir kusurun varlığının kanıtlanamadığı, olayların akışı karşısında davacı kadının dava açmakta haklı olduğu, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün bulunmadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesi ile 10.000,00 TL maddî tazminatın hükmün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı kadına ödenmesine, 10.000,00 TL manevî tazminatın hükmün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı kadına ödenmesine, davalı-davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda kusurunun ispatlanamadığı, davalı-davacı kadının sabit bir işi ve geliri olmadığı, gündelik işlerde çalıştığı, davacı-davalı erkeğin ise emekli olup sabit geliri bulunduğu, dolayısıyla yoksulluk nafakası şartlarının davacı kadın yararına gerçekleştiği gerekçesi ile 400,00 TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar aynen devamı ile hükmen kesinleşmesinden itibaren aylık 100,00 TL artırılarak aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davacı-davalı erkekten alınarak davalı- davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili; her iki dava ve ferileri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı erkeğin, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadına hakaret ve tehdit ettiği, şiddet uyguladığı, kadına şiddet, tehdit ve hakaret kusurlarının, Mersin 17. Asliye Ceza Mahkemesinin, 2019/575 Esas 2020/235 Karar 23.11.2020 karihli kararı ile de sabit olduğu dolayısı ile davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğuna karar verilmişse de, kadının erkeğin kendisini tehdit ettiğine dair vakıaya, ne birleşen dava ne de birleşen davaya cevaba cevap dilekçesinde dayanılmadığı, bu durumda, davalı-davacı erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinaf isteminin kabulü ile, erkeğin, eşini tehdit ettiğine ilişkin kusurun gerekçeden çıkartılarak, gerçekleşen bu duruma göre, erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin mahkeme tarafından yapılan tespit değişmese de, gerekçenin değiştirilerek, davacı-davalı erkeğin, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, davalı-davacı kadının, ispatlanmış kusurunun bulunmadığının tespitine, karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin, asıl davada davanın reddine, birleşen davada, tarafların boşanmalarına ilişkin kararının doğru olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları ile UYAP üzerinden yapılan incelemede; kadının çalışmadığı, UYAP’ta yapılan incelemede toplam 1 dönüm civarında 2 adet portakal bahçesinin bulunduğu, erkeğin ise, 2023/11. ayı itibari ile emekli maaşının 6.338,00 TL olduğu, inşaat ustası olarak da çalıştığı, köyde evinin bulunduğu, UYAP’ta yapılan incelemede, köyde 1 dönüm civarı tarlasının ve 1 adet 2000 model aracının bulunduğu, günün ekonomik koşullarına göre, kadının ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen yoksulluk nafakası az olduğu, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarı az olduğu gerekçesi ile davacı-davalı erkeğin, asıl davada kusur belirlemesi dışındaki istinaf taleplerinin esastan reddine, davalı-davacı kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı-davalı erkeğin, kusur belirlemesine yönelik, kadının ise, yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminata ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına esas tarafların kusurlu davranışları değerlendirildiğinde, davalı-davacı kadının kusurunun olmadığı, davacı-davalı erkeğin ise tam kusurlu olduğunun tespitine, davalı-davacı kadın lehine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının, davacı-davalı erkekten alınarak, davalı-davacı kadına verilmesine, davalı-davacı kadının maddî tazminat talebinin kabulü ile, 70.000,00 TL maddî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren davacı-davalıdan alınarak, davalı-davacıya verilmesine, davalı-davacı kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 60.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren davacı-davalıdan alınarak, davalı-davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili; her iki dava ve ferileri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddi kararlarının doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.