"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1806 E., 2023/39 K.
DAVA TARİHİ : 04.04.2016
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 600,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; kadının kadının sosyal, ekonomik, cinsel, dinsel, duygusal baskı ve davranışları sonucu müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu, evlilik birliği boyunca küçültücü davrandığını, sürekli başkaları ile kıyasladığını, başkası ile evleneceğini söylediğini, sürekli baskı yaparak mal talebinde bulunduğunu, ailesi ve eviyle ilgilenmediğini, hastalığında müvekkilini yalnız bıraktığını, çocuk yapma adına gerekli tedavileri almaktan kaçındığını, evi sık sık terk ettiğini hatta evine gelmediğini, akrabalarına ve misafirlerine iyi davranmadığını, müvekkiline suçlayıcı davranıp iftiralar atmaya çalıştığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, evlilik birliği boyunca gerek fiziki gerekse manevî olarak şiddet uyguladığını, evlilik birliği boyunca ortak hanenin geçimi için gerekli olan parayı kendisine vermediğini, evlilik birliği yükümlülüklerinden olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacının baskı ve şiddetine dayanamadığından dolayı ortak haneyi terk ederek annesinin yanına sığındığını, her seeferinde bir şans daha vermesini istediğini, davacı ile yuva kurmak maksadı ile evlendiğinden düzeleceği umudu ile her seferinde davacı eşini affederek ortak haneye döndüğünü, aradan bir süre geçtikten sonra davacının tekrar eski haline döndüğünü iddia ederek asıl davanın reddine karşı davalarının kabulü ile; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına müvekkili yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.04.2017 tarihli ve 2016/298 Esas, 2017/297 Karar sayılı kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve kadına atfı kabil hiçbir kusur gerçekleşmediği gerekçesiyle; erkeğin davasının reddine, kadının karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 400,00 yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili tarafından her iki davanın tümü yönünden; davalı-davacı kadın vekili nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 05.10.2020 tarih, 2018/818 Esas, 2020/1263 Karar sayılı kararıyla; taraflarca dilekçeler aşamasında usulüne uygun olarak ileri sürülen vakıalar ile delillerden hangi vakıaya ve delile dayanılarak karar verildiği tartışılmaksızın, boşanmaya neden olan olaylar açısından taraflara yüklenen kusurlar açık ve anlaşılır bir şekilde belirlenip irdelenmeden denetime elverişli biçimde verilmeyen kararın yeterli gerekçeden yoksun olduğu gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2021tarihli ve 2020/616 Esas, 2021/107 Karar sayılı kararı ile; ... erkeğin davalı-davacı kadına çeşitli tarihlerde fiziksel şiddet uyguladığı, eşine yönelik konuşmalarında eşine “lan” diye hitap ettiği kadının ise; ortak evi uzun sürelerle ve sık olarak terk etmesi, maddî konularda erkeğe yönelik baskı kurmaya çalıştığı evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde her iki tarafında kusurlu olduğu ancak tarafların ortak hayatının devamının kadın tarafından ev, altın ve para taleplerine bağlamış olmasını daha ağır kusur olduğu gerekçesiyle; kadının karşı davasının reddine erkeğin asıl davasının kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle erkek eşin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat istemleri, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarı ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi, erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, kadın için hükmedilen tedbir nafakası, erkeğin reddedilen tazminat istemleri yönünden katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2022 tarih ve 2021/1680 Esas, 2022/92 Karar sayılı kararıyla, erkeğin eve çoğunlukla alkollü ve geç saatte geldiği, kadına fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığı, eve karşı ilgisiz olduğu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının ise sürekli ailesinin yanına gittiği ve sürekli çok para istediği, bu hale göre boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu kabul edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak kusur gerekçesi ve derecesi düzeltilmesi gerektiği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunduğu, kadının ve erkeğin dava açmakta haklı olduğu ve koşulları oluşan kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi kararının yerinde görülmediği, erkeğin davasının kabulünde isabetsizlik görülmediği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanmaya neden olaylarda kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, kadının kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve ağırlığı, kadının ihtiyaçları, fiili evlilik süresi, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut veya beklenen menfaatlerin kapsamı nazara alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadının, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi ve kusur gerekçesi, reddedilen tazminatlar, tedbir nafakası miktarı, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümleri kaldırılarak kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kusur belirlemesi ve kusur gerekçesinin düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğunun tespitine, kadının karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun ) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına, Eskişehir 3. Aile Mahkemesinin 2015/770 Esas, 2016/473 Karar sayılı ilamıyla mükerrer olmamak koşuluyla karşı dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere 15.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili tarafından, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı ile yoksulluk nafakasının toptan şekilde ödenmesi yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 12.09.2022 tarih, 2022/5135 Esas, 2022/6825 Karar sayılı kararı ile; tarafların ekonomik sosyal durumları, evlilikte geçen süre, tarafların yaşları ve kadının toptan yoksulluk nafakası talebi olmadığı dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına irad şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davalı-davacı kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına ve kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların ekonomik durumu dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmasına rağmen taraflarına vekâlet ücreti hükmedilmediğini ileri sürerek yoksulluk nafakasının miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmanın amacına uygun karar verilip verilmediği ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve bozma sonrası zorunlu açılan istinaf duruşması nedeniyle vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ve 175 inci maddesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu ve kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Hacer'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.