"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1737 E., 2023/1981 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 28. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/207 E., 2022/370 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının uzun süredir ilgisiz ve ihmalkar davrandığını, bir eş ve anne olarak görevlerini yerine getirmediğini, çocuklarla ilgilenmediğini, çocukların bakımsız olduğunu, temizlik ve yemek yapmadığını, 2020 yılı Ocak ayında evi terk ederek boşanma davası açtığını ve davadan feragat ettiğini, 15 gün evde kalıp yine Eylül ayında çocukları da bırakarak yine evi terk ettiğini, sonra kadından hiç haber alınamadığını, çocuklarını arayıp sormadığını, evden ayrıldıktan sonra erkeğin kadının gizlice tasarrufta bulunduğunu öğrendiğini, kadın ve ailesi tarafından öldürmekle tehdit edildiğini, erkeğin ilk evlilikten olan oğlunu istemediğini, erkeğin oğlu ile görüşmesine karşı çıktığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00TL iştirak nafakasına, nafakanın her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmasına, 50.000,00TL maddî,100.000.00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının erkeğin baskı ve tehditleri nedeniyle boşanma davası açtığını, erkeğin özür dilemesi üzerine davadan feragat ettiğini, bundan sonra erkeğin kadını cezalandırmak amacıyla kadına yaklaşmadığını, ilgi göstermediğini, ayrı yatakta yattığını, feragat ettiği dava kesinleşince erkeğin kadına aynı evde yaşamak istemediğini, sevmediğini ve anlaşmalı boşanmak istediğini söylediğini, defalarca kadını evden kovduğunu, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, kadının bu nedenle evden ayrılmak zorunda kaldığını, evi terk ettikten sonra her arasında yine hakaret ve tehditlerde bulunduğunu belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına aylık 2.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 2.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, 500.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş olup yargılama sırasında velâyet ve iştirak nafakası talebinden vazgeçmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin önceki evliliğinden olan oğlunu istemediği, ona kötü davrandığı, ortak çocuğa da kötü davranışlarda bulunduğu; erkeğin ise kadını istemediği, "defol git" dediği, kendisini sevmediği, fiziksel görünüşünü beğenmediği, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 700,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına. kadının maddî dunumu ve nafaka alacaklısı olması nedeniyle erkeğin iştirak nafakası talebinin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar, reddedilen iştirak nafakası ile tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakaların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflara yüklenen kusurlu davranışlar yanında feragat edilen dava sonrasında birlikte yaşanılan dönemde erkeğin kadına "şerefsiz, köpek" şeklindeki sözlerle ağır hakaret ettiğinin sabit olduğu, bu durumda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesi gerektiği, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, hükmedilen nafakaların miktarı, reddedilen tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın TÜFE oranında artırılmasına, 60.000,00TL maddî ve 40.000,00TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, hükmedilen nafaka ve tazminatların haksız olduğunu, kadın aleyhine iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, lehe tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, reddedilen iştirak nafakası ile tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin yargılama sırasında başka bir kadınla birlikte yaşamaya başladığını, ortak çocuk ...'in bu kadın ile anlaşamadığını, kadının iki erkek çocuğunun da yanında olduğunu, bu nedenle 2023 yılı Haziran ayından beri ...'in anne yeninde yaşadığı, bu nedenle her ne kadar velâyet ve iştirak talebinden vazgeçilmiş ise de koşulların değişmesi nedeniyle ... yönünden velâyet ve iştirak nafakası talebinde bulunduklarını, ... yönünden aylık 3.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına ve nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, ortak çocuk ...'in velâyetinin babada kalmasını istediklerini belirterek ortak çocuk ...'in velâyeti ile tedbir ve iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi,velâyet, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu ve 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.