Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1376 E. 2024/3471 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının, Yargıtay'ın önceki bozma kararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamında belirtilen hususlar gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince yeniden belirlenen maddi tazminat miktarının bozmanın amacına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1908 E., 2023/2279 K.

KARAR :Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma ve tedbir nafakası davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadın yararına maddî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın vekili tedbir nafakası talepli dava dilekçesinde; tarafların iki ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin kadına şiddet uyguladığını, küfür ve hakaret ettiğini, erkeğe uzaklaştırma kararı verildiğini, tarafların ayrı yaşadıklarını, davalının memur olarak çalıştığını iddia ederek kadın yararına aylık 1.000,00 TL ve ortak çocuklardan her biri için ayrı ayrı aylık 700,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin saldırgan bir yapıya sahip olduğunu, kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, kadını kısıtladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, tehdit ve hakaret ettiğini, ortak çocuklarla ilgilenmediğini, bağımsız konut temin etmediğini, kıskanç davrandığını, evin elektriğini ve suyunu kapattırıp kadını zor durumda bıraktığını, dava dilekçesinde kadını affettiğini söylemesi nedeniyle kadına herhangi bir kusur yüklenemeyeceğini, sözlü ve psikolojik şiddet uyguladığını, eğitim hayatına devam etmesine izin vermediğini, kadına ve ortak çocuklara ekonomik şiddet uyguladığını, kadının hastalığı ve zor zamanlarında yalnız bıraktığını, kış vakti ortak konutun doğal gazını kestirdiğini ileri sürerek erkeğin birleşen davasının reddine, asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kadın için aylık 900,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuk ... için aylık 750,00 TL, ortak çocuk ... için aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, kadın lehine yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili tedbir nafakasına cevap dilekçesinde; tarafların 12 yıldır evli olduklarını, kadının erkeğe karşı sevgi ve saygı göstermediğini, sinirli bir yapıya sahip olduğunu, 19.01.2021 tarihinde aralarında tartışma yaşandığını, kadının avazı çıktığı kadar bağırdığını, kadının ağzını kapatmaya çalışırken kafasını geri çekince duvara çarptığını, kadına şiddet uygulamadığını, erkeğin abisine hakaret mesajları attığını iddia ederek davanın reddine aksi halde ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının agresif bir yapıya sahip olduğunu, hakaret ettiğini, sürekli intihar girişiminde bulunduğunu, beddua ettiğini evden kovduğunu, eşiyle ve ortak çocuklarla ilgilenmediğini, kök ailesinin yanına giderek uzun süre dönmediğini, erkeğin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğini, saygısız davranışlarda bulunduğunu, sürekli ortak çocukların yanında kavga ve hakaretler ederek ortak çocukları korkuttuğunu ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin, kadını darp ettiği, kadının dışarıya çıkışı konusunda kadını kısıtladığı, kadına hakaret ettiği, ortak evin fatura aboneliklerini kapattığı, kadının ise eşine ve ortak çocuklara hakaret ettiği, evin kapı ve pencerelerini kırdığı, böylelikle evlilik birliğinn temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, taraflar arasında yaşanan en son olayda erkeğin kadını tartakladığı, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu değerlendirilerek, kadının tedbir nafakasına ilişkin asıl davasının kısmen kabulüyle ortak çocuk ... için 500,00 TL, diğer ortak çocuk ... için de 500,00 TL, kadın için ise 750,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, erkeğin birleşen ve kadının birleşen davaya karşı açtığı davaların kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki tesisine, kadın ve ortak çocuklar için takdir edilen tedbir nafakalarının kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, erkeğin maddî-manevî tazminat ve velâyet taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararını kusur belirlemesi, lehine hükmedilen nafakalar ve tazminat miktarları yönünden istinaf etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dileçesiyle; kusur belirlemesi, velâyet, tazminat taleplerinin reddi ve erkek aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenilen hakaret kusurunun hatalı olduğu, bu kusura ilişkin zaman unsuru içermeyen tanık beyanının hükme esas alınamayacağı, erkeğin diğer gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında birlik görevlerini yerine getirmeme ve kadının ailesiyle görüşmesini istememe kusurlarını da işlediği, kadına yüklenilen kapı ve pencere kırma kusurunun hatalı olduğu, bu kusura ilişkin dinlenen tanık beyanının soyut olması nedeniyle beyanların hükme esas alınamayacağı, kadının diğer kusurlu davranışlarının yanında kök ailesinin yanına giderek uzun süre ortak konuta dönmeme kusurunu da işlediği, tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük belirlendiği, ortak çocuklardan ...'in 25.08.2022 tarihinden itibaren babasıyla beraber yaşadığı, annenin, ortak çocuk ...'in velâyetinin babasına verilmesini istediği yönünde yapılan tespitler ile taraf vekillerinin kusur belirlemesine, davacı-davalı kadın vekilinin yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarına, davalı-davacı erkek vekilinin ise ortak çocuk ...'in velâyeti ile tazminatlara işletilen faize yönelik istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 900,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ortak çocuk ...'in velâyetinin babaya, ...'ın velâyetinin ise anneye verilmesine, ... ile annesi arasında ... ile de babası arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... için hükmedilen tedbir nafakasının 25.08.2022 tarihine kadar 500,00 TL olarak devamına, kadının bu çocuk yönünden talep etmiş olduğu iştirak nafakasının reddine, tarafların sair istinaf başvurularının ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı, davalı-davacı erkek vekili kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile miktarları, nafakalara ÜFE/TÜFE oranında artış uygulanmaması, ortak çocuk ... lehine iştirak nafakasına hükmedilmemesi ve velâyet yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 06.04.2023 tarihli ilamı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına sair hususların onanmasına karar vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek maddî ve manevî tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının bozmanın amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.