"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/458 E., 2022/917 K.
DAVA TARİHİ : 11.03.2016 - 28.06.2016
KARAR : Bozmaya uyularak karar
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma ile karşı tazminat ve nafaka alacağı davası hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi’nin esastan kararının kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozmaya uyularak karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesi ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurları nedeniyle sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin başka bir kadınla yaşadığını iddia ederek boşanmaya karar verilmesi halinde çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 20.02.2018 tarih ve 2016/123 Esas, 2018/192 Karar sayılı kararı ile, davacı-davalı erkek vekilince ileri sürülen iddiaların ispatlanamadığı, soyut beyandan ibaret kaldığı, davalı-davacıya az da olsa kusur yüklemesinin bu nedenle mümkün olmadığı, kaldı ki davacı-davalının, davalı-davacı tanığı Güllü İ'ne başka bir bayan ile yaşadığını itiraf ettiği ve bu suretle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, eşi ve çocuklarını kendi haline terk ettiği, bu durumun Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/518 Esas sayılı dosyası kapsamı itibariyle de sabit olduğu boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğu; davalı-davacı kadın tarafından aleyhine açılan davada yer alan taleplerin boşanma yönünde hüküm tesis edilmesi durumunda değerlendirmeye alınmasının talep edildiği, asıl davada boşanma yönündeki talebinin reddine karar verilmesinin gerektiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince asıl davanın reddine, karşı davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili kendi davasının reddi ile aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 15.10.2020 tarih ve 2019/671 Esas, 2020/1196 Karar sayılı kararı ile boşanmanın eki niteliğindeki, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri, açılan boşanma davası içerisinde (asıl dava içerisinde) usulüne uygun şekilde istenebileceği gibi, ayrı bir dava yoluyla da talep edilebileceği, bu isteklerin ayrı bir dava ile talep edilmesi tercih edildiği takdirde; bu istekler için nispi harç yatırılmasının gerektiği, kadının karşı davasında ise maktu harç alındığı, nispi peşin harç noksanlığının (karşı dava dilekçesindeki miktarlar dikkate alınarak) tamamlanması için davalı-davacı kadına süre verilerek, harç noksanlığının tamamlanması halinde işin esası hakkında bir karar verilmesi, harç noksanlığının tamamlanmaması halinde ise 498 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30 uncu maddesinde gösterilen usul çerçevesinde işlem yapılmasının gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacı-davalının istinaf başvurusunun kabulü ile esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre davacı-davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi’nin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 27.04.2021 tarih ve 2020/786 Esas 2021/410 belirtilen kararı ile davacı- davalı erkek vekilince ileri sürülen iddiaların davacı karşı davalı tarafça ispatlanamadığı, kaldı ki davacı-davalının, davalı-davacı tanığı Güllü İ'ne başka bir bayan ile yaşadığını itiraf ettiği ve bu suretle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, eşi ve çocuklarını kendi haline terk ettiği, bu durumun Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/518 Esas sayılı dosyası kapsamı itibariyle de sabit olduğu boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğu; davalı-davacı kadın tarafından aleyhine açılan davada yer alan taleplerin boşanma yönünde hüküm tesis edilmesi durumunda değerlendirmeye alınmasının talep edildiği, asıl davada boşanma yönündeki talebinin reddine karar verilmesinin gerektiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince asıl davanın reddine, kadının davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2015/518 Esas, 2016/178 Karar, 08.04.2016 tarihli kararı ile mükerrerlik oluşturmayacak şekilde karar tarihi olan 27.04.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kadın ve çocuk Kenan yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, tarafların 12.03.2001 doğumlu Kadir’in yargılama süresinde reşit olduğu anlaşılmakla tedbir nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak kendi davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kadının davası yönünden vekâlet ücretinin nispi verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın davasının reddi, kadının davasında vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.11.2021 tarih ve 2021/987 Esas, 2021/1746 Karar sayılı kararı ile, davacı- davalı erkeğin tanık beyanlarının, soyut, sebep ve saiki açıklanmayan beyanlar olduğu, hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesince, kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının atfı kabil kusurlu bir davranışının bulunmadığı, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuz olduğu, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı olacağı; karşı davanın konusu kalmadığı İlk Derece Mahkemesince karşı davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davanın konusuz kalması halinde yargılama gideri ile vekâlet ücreti dava tarihindeki haklılık durumuna göre takdir ve tayin edileceği, bu durumda yukarıda açıklanan kusur belirlemesine göre, davalı-davacı kadının dava açmakta haklı olduğu, İlk Derece Mahkemesince de haklılık durumu değerlendirilerek, kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince mükerrerlik oluşturmayacak şekilde kadın ve çocuk Kenan yararına ergin olduğu tarihe kadar yazılı şekilde tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve hükmedilen miktarın isabetli olduğu gerekçesi ile davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili kendi davasının reddi, kadının davasında vekâlet ücreti ile nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Daire’nin 28.03.2022 tarih ve 2022/745 Esas, 2022/2889 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda davalı-davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmediği, kadının bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince istinaf incelemesi sonucunda verilen ikinci kararda ise davalı-davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, İlk kararda kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesi yönünden erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu, erkek lehine usulü kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesinin kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2022/745 Esas, 2022/2889 Karar sayılı, 28.03.2022 tarihli ilamına uyulmasına karar verildiği, temyiz istemi reddedilen ve usulü kazanılmış hak haline gelen hususlar bakımından karar bütünlüğü ve infaz kabiliyetini de sağlamak amacıyla temyiz istemi reddedilen kısımlar yönünden önceki karardaki gerekçeler ve eski hüküm aynen tekrarlanarak, Mahkemenin 2016/123 Esas, 2018/192 Karar ve 20.02.2018 tarihli kararında davalı-davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmediği, kadının da bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmadığı, Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2015/518 Esas, 2016/178 Karar, 08.04.2016 tarihli kararı ile davalı-davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmiş olduğu, davalı-davacı kadın vekilinin görülmekte olan davada tedbir nafakası talepleri olmadığı yönündeki beyanları birlikte değerlendirilerek davalı-davacı kadının tedbir nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerektiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 08.04.2016 tarih ve 2015/518 Esas, 2016/178 Karar sayılı kararı ile tarafların ortak çocukları 08.05.2003 doğumlu Kenan yararına hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakası ile mükerrerlik oluşturmayacak şekilde karar tarihi olan 27.04.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, 12.03.2001 doğumlu Kadir’in yargılama süresinde reşit olduğu anlaşılmakla tedbir nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; nafaka artırım davası olmamasın karşın çocuk yararına hükmedilen nafakanın artırılmasının hatalı olduğunu, kadının davası yönünde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine karşın çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin çelişki oluşturduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mahkemece verilen kararın bozmaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 373 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmamasına göre davacı-davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazları yersizdir.
2.Taraflarca açılan boşanma, karşı tazminat ve nafaka davalarının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesinin 27.04.2021 tarihli ikinci kararı ile boşanma davasının reddine, karşı tazminat ve nafaka davasının ise konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ve kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş, verilen karara karşı sadece davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 28.03.2022 tarih ve 2022/745 Esas ve 2022/2889 Karar sayılı ilamı ile kadın yararına tedbir nafakası yönünden erkek yararına kazanılmış hak oluştuğu gözetelmeden kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile tedbir nafakası yönünden bozulmuş, sair yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası İlk Derece Mahkemesince kesinleşen yönlerden de yeniden hüküm kurulmuş olup bu yönlerden hüküm kurulması doğru değil ise de; yapılan bu yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Davacı-davalı erkek vekilinin temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile kararının hüküm fıkrasında yer alan "A-1-2-3-4; B-1-2-3-4-6-7-8 bentlerinin hükümden çıkarılmasına", yerine 1 inci bent olarak "kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığına" ibaresinin yazılmak suretiyle B-5 numaralı bendin ise 2 nci bent olacak şekilde temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.