Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1433 E. 2024/8893 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, velayet, ziynet alacağı ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, toplanan deliller ve tarafların kusur durumları değerlendirilerek, ilk derece mahkemesinin boşanma kararı, velayet tespiti, ziynet alacağına hükmedilmesi ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine ilişkin kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1514 E., 2023/1741 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hühküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/217 E., 2022/380 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, kadının ziynet alacağı davasının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile; kadının saldırgan ve şiddet eğilimli olduğunu, maaşından para sakladığını ve kardeşlerine gönderdiğini, kadının kardeşinin müvekkilini tehdit ettiğini, kadının erkeğin ilk evliliğinden olan çocuğuna kötü davrandığını, kadının psikolojik tedavi gördüğünü ve kullandığı ilaçları erkekten sakladığını, kadının erkeğe hakaret ettiğini, erkeğin ailesini arayarak bağırdığını, kadının erkeği evden kovduğunu belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 19.06.2020 tarihli cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesi ile, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası ile erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; erkeğin evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediğini, kadına ve kadının ailesine sürekli hakaret ettiğini, kadının ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, alınacak hiçbir kararı müvekkiline danışmadığını, evi gizlice sattığını ve eşyaları paketlediğini, evi terk etmek için plan yaptığını, tehdit ettiğini, müvekkili hastalığında ilgilenmediğini, maaş kartını aldığını,

uyumsuz olduğunu, şiddet eğilimli olduğunu, psikolojik ve fizyolojik baskı uyguladığını, sürekli yalana başvurduğunu, ilk evliliği ile ilgili haksız söylemlerde bulunduğu, hiç bir şey paylaşmadığı, kafana sıkarım diyerek tehdit ettiği, düğünde takılan ziynetlerin düğünden hemen sonra kadından alınarak babasının kasasına konulduğunu, ziynetlerin erkekte kaldığını belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, bu nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, 5 adet bilezik ve 2 adet künyenin aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL'nin kadına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 29.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; 1.000,00 TL ziynet alacağı talebini 24.260,00 TL ıslah etmek suretiyle toplam 25.260,00 TL'ye artırılarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadının psikolojik rahatsızlığı bulunduğuna yönelik iddiası açısından taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek kadın yönüyle ilaç listesi ve hastane kayıtları dosyaya kazandırılarak hakkında Dr. Nafiz Körez Devlet Hastanesinden aldırılan 03.03.2021 tarihli raporda kadına vasi tayinin gerekli olmadığı ve velayet sorumluluğunu yerine getirmesine engel bir durumun bulunmadığının belirtildiği, dinlenen tanık beyanları değerlendirildiğinde kadının hakaret ettiği, agrasif tavırlar sergilediği, erkeği evden kovduğu, erkeğin ilk eşinden olan çocuğuna psikolojik şiddet uyguladığı, onu aşağıladığı, erkeğe hakaretlerde bulunduğu, kadının evde ses kaydı yaptığı, erkeğin ise eviyle ilgilenmediği, kadına ve kadının ailesine hakaretlerde bulunduğu, erkeğin Malatya'daki evi habersizce sattığı, evdeki doları ve altını kadından habersizce bozdurduğu dolayısıyla erkeğin gün içerisinde ne yaptığını kadına anlatmadığına yönelik iddianın ispatlandığı, erkeğin çocukla ilgilenmediği, onu erkenden yatırmaya çalıştığı, kadını ailesinin yanına getirip götürmeyerek görüşmelerine mani olduğu, kadının hastalığı ile ilgilenmediği, tarafların sair iddialarının dosya kapsamı ve celp edilen bilgi ve belgeler itibariyle ispatlanamadığı, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile gerekçe ile her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine takdir edilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının iş bu karar tarihi itibariyle aylık 900,00 TL'ye çıkarılarak karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesine müteakip iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın için 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının iddialarını ispatlayamadığı, tam kusurlu olduğu, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, müvekkilinin ağır kusurlu kabul edilmesi ve kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının psikolojik tedavi gördüğünü kendisinden gizlediği, ilaç listesini ve hastane kayıtlarının dosyaya getirtilmeden kadının hastaneye sevk edildiği, hastaneden gelen tek hekimli raporun doğru sonuçları göstermediği, velayetin tarafına verilmemesinin hatalı olduğu, ziynet alacağına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet alacağının ispatlanmadığını belirterek kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının ve ziynet eşyalarının iadesi davasının kabulü, kadın için hükmedilen maddî ve manevî tazminat, ortak çocuğun velâyeti, reddedilen tazminat talebi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince hükmün esasını etkileyen tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, erkek tarafından kadının ruhsal rahatsızlığının anksiyete ve depresyon olarak iddia edildiği, İlk Derece Mahkemesince kadının dava ve taraf ehliyeti yönünden araştırma yapıldığı, tanıkların kadının ruhsal rahatsızlığına ilişkin beyanlarının bulunmadığı, dosya kapsamı ve hastane kayıtları incelenerek psikiyatri uzmanı tarafından düzenlenen raporda vasi tayinin gerekmediğinin bildirildiği, düzenlenen raporun dosya kapsamı itibariyle yeterli olduğu, kadının dava ve taraf ehliyetinin bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince karşı boşanma davasının kabulünün ve evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin, kadın için tazminata hükmedilmesi ve miktarlarının da isabetli olduğu, ortak çocuğun halen anneyle birlikte yaşadığı, İlk Derece Mahkemesince alınan sosyal inceleme raporundan, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini istediği, uzman tarafından velayetin anneye verilmesinin küçüğün yararına olacağının belirtildiği, ortak çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde delil bulunmadığı, ortak çocuğun üstün yararı gereğince velâyetinin anneye verilmesi gerektiği, ortak çocuk yararına tedbir iştirak nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafaka miktarının isabetli olduğu, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulünün de isabetli olduğu, ancak erkeğin süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesi ile maddî ve manevî tazminat talep ettiği halde İlk Derece Mahkemesince erkeğin tazminat talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun erkeğin maddî ve manevî tazminat talebi hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, kadın için hükmedilen maddî ve manevî tazminat, ortak çocuğun velâyeti, reddedilen tazminat talebi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, velâyet, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.