Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1436 E. 2024/8877 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında zina nedeniyle boşanma, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası ile vekalet ücreti taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosyadaki tüm belgeler ile uygulanması gereken maddi ve usuli hukuk kuralları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1685 E., 2023/1690 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ilgaz Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/26 E., 2022/234 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadının kendisinden ayrı yaşadığını, yılda 25-30 gün gelip geri gittiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin 2011 yılında evi bırakıp gittiğini, bir daha gelmediğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, eve bakmadığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, imam nikahı ile başka bir kadınla yaşadığını belirterek tarafların zina nedeni ile boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, ortak çocuk ... için aylık 600,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, faizi ile 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; geçimsizlik nedeniyle davalı karşı davacıya kusur izafe edebilecek bir olgu ispat edilemediği, davacı karşı davalının evlilik birliğini devam ederek sadakat yükümlülüğünü de geçerek başka bir kadınla yaşamaya kendi isteği ile devam ettiği gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı karşı davacı kadının zina nedenine dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı karşı davacının maddî tazminat talebinin reddine, kadın yararına manevî tazminat koşulları gerçekleştiği gerekçesi ile 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ortak çocuk ... için nafaka talebinin reddine, davalı karşı davacı eş için mahkemenin 22.10.2019 tarihinde dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere verilen 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar kesinleştikten sonra ise bu nafakanın yoksulluk nafakasına dönüştürülerek devamına ve gelecek yıllarda TUİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırıma tutulmak suretiyle davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı karşı davacı kadın vekili; maddî tazminat talebinin reddi, manevî tazminatın miktarı, yoksulluk nafakasının miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevî tazminat ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, tarafların boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında davalı karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile manevî tazminat az olduğu gibi manevî tazminata faiz talebi bulunduğu halde bu yönde olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmamasının da doğru olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen davalı karşı davacı kadının davacı karşı davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu en azından davacı karşı davalı erkeğin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmış olup kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerekirken maddî tazminat talebinin reddinin yanlış olduğu, davalı karşı davacı kadının dilekçeler teatisi aşamasında hükmolunacak yoksulluk nafakası bakımından gelecek yıllar için artırım oranı belirlenmesine ilişkin bir talebi bulunmadığı halde talep aşılmak suretiyle yoksulluk nafakasına gelecek yıllar için artırım oranı belirlenmesinin de doğru olmadığı, asıl dava red, karşı dava kabul edildiği halde yargılamada kendisini vekille temsil ettiren davalı karşı davacı kadın yararına asıl ve karşı dava bakımından karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken tek bir vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçeleri ile davacı karşı davalı erkeğin istinaf talebinin yoksulluk nafakası için artırım oranı belirlenmesinin hatalı olmasına hasren, davalı karşı davacı kadının ise yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarına, reddedilen maddî tazminat talebine ve vekâlet ücretine ilişkin olan istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 2-b ve 2-c nolu bendlerinin kaldırılmasına, 2-e nolu bendinin yoksulluk nafakasına ve üfe oranında artırım yapılmasına ilişkin kısımların hüküm fıkrasından çıkartılmasına, davalı karşı davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren başlamak üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, davalı karşı davacı kadın yararına 250.000,00 TL maddî tazminat takdiri ile boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalı erkekten alınarak, davalı karşı davacı kadına verilmesine, davalı karşı davacı kadın yararına 200.000,00 TL manevî tazminat takdiri ile boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalı erkekten alınarak, davalı karşı davacı kadına verilmesine, davalı karşı davacı kadın ilk derece mahkemesinde asıl davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden 17.900,00 TL vekâlet ücretinin davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, davacı karşı davalı erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı karşı davacı kadın vekili; tazminat miktarları ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin zina eyleminin gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur durumunun doğru belirlenip belirlenmediği kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı ve vekâlet ücretinin doğru takdir edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 161 inci maddesi,174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.