Logo

2. Hukuk Dairesi2024/143 E. 2024/607 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında Yargıtay'ın manevi tazminatın reddine ilişkin bozma kararına uyularak verilen hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, bozma kararının amacına uygun karar verilip verilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, Yargıtay’ın bozma kararına uygun olarak manevi tazminat talebini reddederek hüküm kurduğu ve bu kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/316 E., 2023/419 K.

DAVA TARİHİ : 11.08.2017

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kadının manevî tazminat talebinin kabulünün usul ve kanuna uygun olmadığı gerekçesi ile, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına ve kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesi ile; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığını ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların hukuki dayanağının olmadığını beyanla davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 17.12.2018 tarih ve 2017/668 Esas, 2018/937 Karar sayılı kararı ile; her iki tarafın boşanma yönünde istekli olmaları, uzun zamandan beri ayrı yaşıyor oluşları ve bu süre içerisinde evlilik birliğini devam ettirme yönünde bir girişimlerinin olmaması, evlilik birliği süresinde sürekli tartışmaları ve çok kez küsüp fiili birlikteliğe son vermeleri, birliğin bütünlüğünde bir istikrar sağlanamamış olması ve kendilerine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmede yeterli özveride bulunmamaları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına tarafların eşit kusurlarıyla sebebiyet verdikleri gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin ortak olarak taraflara verilmesine, çocukların fiili olarak anne himayesinde kalmasına, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadının maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından eksik araştırma ve hatalı değerlendirme yapıldığı beyanı ile kusur tespiti, tedbir nafakası, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2020 tarih ve 2019/1818 Esas, 2020/1320 Karar sayılı kararı ile; boşanma kararı yönünden istinaf istemi bulunmadığından boşanma kararının kesinleştiği, davacının ileri sürdüğü tüm deliller toplandıktan sonra birlikte değerlendirilerek boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumunun tespiti ile maddî ve manevî tazminat istemleri yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiği, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasının hakkaniyete aykırı olarak yetersiz belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile; kusur, nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 21.01.2022 tarih ve 2021/68 Esas, 2022/90 Karar sayılı kararı ile; Van 1. İcra Müdürlüğünün 2014/9658 Esas sayılı dosyasından Yapı ve Kredi Bankası'na erkeğin 3.667,08 TL borcu sebebiyle takip başlatıldığı ve erkeğin araç ve taşınmazına haciz konulduğu, Van 2. İcra Müdürlüğü'nün 2015/163 Esas sayılı dosyasından erkeğin 408,16 TL borcu sebebiyle Akbank'ın icra takibinde bulunduğu, ekeğin araç ve maaşına haciz konulduğu, bu nedenle erkeğin başkalarına borçlanarak birlik görevlerini yerine getirmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesi ile boşanma yönünden mahkemenin 17.12.2018 tarih ve 2017/668 Esas, 2018/937 Karar sayılı kararı kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar her biri yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek vekili kusur belirlemesi, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin19.10.2022 tarih ve 2022/841 Esas, 2022/1862 Karar sayılı kararıyla, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 22.02.2023 tarihli kararı ile; toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemesi sebebiyle kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir iken, şartları oluşmadığı halde kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile; kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve temyiz istemine konu sair yönlerden kararın onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına ve kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini belirterek reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma kararının amacına uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.