Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1502 E. 2024/2295 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile iştirak nafakası miktarlarının yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin, Yargıtay'ın bozma ilamına uygun olarak verdiği ve erkeğin tam kusurlu olduğuna, kadına maddi-manevi tazminat ile çocuklara iştirak nafakasına hükmedilen kararında, hukuk kurallarının somut olaya uygulanması ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/674 E., 2023/855 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahlkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, evi terk ettiğini, sürekli tartışma çıkardığını, aşağıladığını, evliliğin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini ve davacı lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı erkeğin gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, evlilik birlikteliğindeki geçimsizliğin davacı-davalı erkeğin, kendisini küçük gördüğünü, kötü davrandığını, eş görevini yerine getirmediğini, sürekli borçlandığını ve eve maddî olarak bakmadığını, evlilik birlikteliğinin sona erdiğini boşanmak istediğini beyan ederek karşı davayı kabul ettiğini, davacı-davalı erkekten tazminat talep etmediğini, davacı-davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilerek evlilik birlikteliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekilinin 19.10.2018 tarihli Islah dilekçesinde özetle;ortak çocukların geçici velâyetlerinin annelerine verildiğini ve çocukların anneleri ile birlikte kalmaya başladıklarını, iki tanesinin öğrenci olduğunu ve ihtiyaçlarının bulunduğunu beyan ederek, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı- davacı kadının evi terk ettiği 12.05.2017 tarihinden itibaren ayrı yaşadıkları tarafların, sonrasında bir araya gelmedikleri, davalı-davacı kadının evi terk etmek suretiyle kusurlu olduğu, davalı-davalı erkeğin ise, eve bakmamak ve borçlanmak suretiyle kusurlu olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklardan İlayda için aylık 250,00 TL tedbir-iştirak, ... ve...lehine aylık ayrı ayrı 200.00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu, süresinde delil ve tanık listesi sunmayan davalının tanıklarının dinlenmesi ve hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, karşı davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ve velâyetlerin davalı anneye verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürüp kararın kaldırılarak, talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu buna bağlı olarak müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin haksız olduğu, müvekkilinin yoksulluk nafakası talebinin reddinin hukuka aykırı olduğu, çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu ve yıllık artış oranları taleplerinin dikkate alınmadığını ileri sürüp kararın kaldırılarak, talepleri doğrultusunda yeniden karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların, davalı-davacı kadının evi terk ettiği 12.05.2017 tarihinden beri ayrı yaşadıkları bir araya gelmedikleri, davalı-davacı kadının evi terk etmek suretiyle kusurlu olduğu, davacı-davalı erkeğin ise, eve bakmamak ve borçlanmak suretiyle kusurlu olduğu, böylece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarından asıl dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, Mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu ayrıca davacı kadının süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı göz önüne alındığında, davacı tarafça tahkikat duruşmasında hazır edilen tanıkların dinlenmelerinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, ortak çocukların velâyeti hususunda, sosyal inceleme raporlarındaki uzman görüşü, mahkeme huzurunda alınan ortak çocukların beyanları ve çocukların üstün yararı gözetilerek velâyetlerinin anneye verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı,tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, çocukların yaşları ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, velâyetleri anneye verilen ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının yerinde ve yeterli olduğu, davalı tarafın yıllık artış talebi bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmamasında usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, tarafların eşit kusurlu olduklarının tespit edilmesi nedeniyle davalı-davacı kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine ve davalı-davacı kadının tedbir-yoksulluk nafakası talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kusur tespitinin hatalı olduğu, tanık beyanları ile müvekkilinin fiziksel şiddete maruz kaldığının ispatlandığını buna bağlı olarak müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin haksız olduğunu, müvekkilinin yoksulluk nafakası talebinin reddinin hukuka aykırı olduğu, çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının düşük olduğu ve yıllık artış oranları taleplerinin dikkate alınmadığını iddia ederek bu yönlerden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması için temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2. Dairemiz 18.05.2023 tarihli ilamı ile erkeğin sorumsuz bir insan olduğu, evlilikleri süresince düzenli bir çalışma hayatına sahip olmadığı, kendi üzerine düşen sorumlulukları hiçbir zaman üstlenmediği, ortak konutun faturaları ve harici giderleri ile her daim kendisinin ilgilendiği, ortak çocuklara ve eşe yönelik ilgi, sevgi ve saygı göstermediği, kadına süregelen fiziksel şiddet uyguladığı bu nedenle kadının aile konutundan haklı nedenlerle ayrıldığı, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen davranışlara göre, erkeğin tam kusurlu olduğu ve kadına kusur izafe edilemeyeceği gerekçesiyle kusurun belirlenmesine, belirlenen kusur durumuna göre kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği yine tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakalarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma kararı uyarınca erkeğin tamamen kusurlu olduğu ve tam kusurlu eşin davasının reddi gerektiğinden ve tarafların sosyal ekonomik durumu ve kusur durumunu da dikkate alarak; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, reşit olmayan ortak çocuklarının velâyeti ve şahsi ilişki hususu yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk 2007 doğumlu ... lehine takdir edilen aylık 200,00 TL, 2015 doğumlu...lehine takdir edilen aylık 200,00 TL tedbir nafakalarının kararın kesinleşmesine kadar devamı ile kararın kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, 2005 doğumlu İlayda'nın reşit olduğu anlaşılmakla iştirak nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek her iki dava yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...