Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1536 E. 2024/1830 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, yurt dışında yaşayan davalının DNA testi yaptırmaktan kaçınması nedeniyle davanın reddine ilişkin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının DNA testi yaptırmaktan kaçınması halinde, HMK'nın 292. maddesi uyarınca zor kullanma tedbirleri uygulanarak DNA örneği alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/234 E., 2023/358 K.

DAVA TARİHİ : 21.04.2011

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince bozma gereğinin yerine getirilmediği gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ...'nın sahipsiz bir bebek olarak bulunduğunu ve davacı ile vefat eden eşi Metin tarafından büyütüldüğünü, davacı ve eşi ...'in bir süre sonra da kendi çocukları gibi nüfusta kayıt ettirdiklerini, davalı ...'nın da bu durumu bir süre önce öğrendiğini ileri sürerek davanın kabulü ile davalı ...'nın, davacı ile vefat eden eşi Metin'in çocuğu olmadığının tespiti ile nüfus kaydının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde belirttiği hususları ve davasını kabul etmediklerini, davacının ilerleyen yaşı ve son evlendiği eşinin baskılarıyla bu davayı açarak davalıyı mirastan mahrum etmeye çalıştığını, tüm mal varlığının tek mirasçısı olarak eşine kalmasını amaçladığını, davacının 45 yıl sonra ortada herhangi bir husumet olmadığı halde bu davayı açıyor olmasının kötü niyetli olduğunu, nüfus kayıtlarında davacıdan doğduğunun açık olduğunu, resmi belgenin aksinin ispatlanması gerektiğini, davacının vefat eden eşi Metin için böyle bir tasarrufta bulunma hakkı olmadığını, sadece kendi adına talepte bulunabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2012 tarih ve 2011/148 Esas, 2012/22 Karar sayılı kararı ile dosya kapsamından davalı asilin ve vekilinin davayı kısmen kabul beyanları ve taraf vekillerinin beyanları, davacının boşandığı ve boşandıktan sonra vefat eden davalının babası olarak gözüken Metin Kiremitçi ile ilgili talepte bulunma ve dava açma yetkisi olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davalı ...'ın, annesinin ... olmadığının tespitine, davacının eski eşi Metin Kiremitçi ile ilgili davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından davanın kabulü yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 05.06.2012 tarih ve 2012/5983 Esas, 2012/6991 Karar sayılı ilamı ile davacı ile davalı ... arasında DNA testi yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen 12.07.2018 tarih ve 2012/421 Esas, 2018/272 Karar sayılı kararıyla, davacı ile davalı ... arasındaki soybağının tespiti yönünden, davalı ...'nın DNA testi yaptırılması için gerekli olan kan örneğini vermeye yanaşmadığı, bu husustaki davetiyelerin sonuçsuz kaldığı, ayrıca kan örneğinin alınması için Avusturya Adli Makamlarına yazılan adli yazışmaya verilen 07.05.2015 tarihli cevapta yetişkin birisine babalık testi veya herhangi bir sivil hukuk sebebiyle kan örneği verdirme, zorunluluk gücü/yetkisinin bulunmadığı bildirilerek bu talebin geri çevrildiğini, dosyada toplanan tüm kayıtlar, tanık anlatımlarına göre davalı ...'nın, davacıdan doğmadığının anlaşıldığı, Davalı ...'nın 14.02.2012 tarihli duruşmada davayı kabul ettiğini bildirdiği ve mahkemeye hitaben yazdığı 13.02.2012 havale tarihli ayrıntılı beyanında kendi yaşam öyküsünü anlatarak davacının gerçek annesi olmadığını bildirdiği değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı ... vekili tarafından DNA incelemesi yapılmasının zorunlu olduğu belirtilerek davanın kabulü yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 20.05.2019 tarih ve 2018/15759 Esas, 2019/5240 Karar sayılı ilamı ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkin davalarda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 284 üncü maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) uygulanacağı, 6100 sayılı Kanun'un 292 inci maddesinin birinci maddesinde, uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak ve ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorunda olduğu, haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vereceğinin belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, davalı ...'nın Avusturya Devletinde yaşaması ve DNA incelemesi için icabet etmemesi üzerine davanın kabul edildiği anlaşılmakla Mahkemece bozma ilamına uyulduğu ancak bozmanın gereğinin yerine getirilmediği, davacının davalı ...'nın annesi olup olmadığı hususunun kesin olarak aydınlatılamadığı, davalı ...'nın nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden, davalının yurt içinde sabit ikametgah adresinin olduğu ve Mahkemece bu adreste davalı ...'nın temin edilmesi bakımından araştırma yaptırılmadığı, davalının Türkiye'ye geliş gidiş tarihleri de takip edilerek temin edilmesi, somut olaydaki iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılması ve alınacak raporun değerlendirilmesi, Türkiye'ye hiç gelmediğinin tespit edilmesi halinde ise yurt dışındaki ikamet adresine meşruhatlı davetiye çıkartılması, oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı ...'nın adres araştırması için ilgili kolluklara müzekkereler yazıldığı, gelen cevapta davalının Mahkemeye sevkinin sağlanamadığının bildirildiği, davalının Avusturalya Sdney adresinde bulunduğunun belirlendiği, ülke konsolosluğuna DNA testi için kan örneklerinin alınması yönünde usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği, davalının davete icabet etmediği, davanın ispatı için mülzem olan DNA örnekleri alınamadığından davalı ...'nın davacı ... ile ölü eşi Metin'in çocuğu olmadığının kesin delillerle tespit edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...'nın 14.02.2012 tarihli duruşmada davayı kabul ettiğini, 13.02.2012 tarihli dilekçesi ile de davacının gerçek annesi olmadığını bildirdiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının yurt dışı adresine çıkartılan davete icabet etmediği belirtilmiş ise de davalının halen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri ve yasalarına tabi olduğunu, Mahkeme kararına uymak zorunda olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 284 üncü maddesinin 2 inci fıkrası gereği soy bağının belirlenmesinde zorunlu olan sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlü olduğunu, yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde bu durumun aleyhine değerlendirilmesi gerektiğini, davalının izinli olarak Türkiye'ye gelme ihtimalinin bulunduğunu, DNA örneklerinin alınmasına ilişkin yasal işlemler tamamlanmadığı için verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının doğum yapıp yapmadığı hususunda da Mahkemece bir araştırma yapılmadığını belirterek davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamına uygun olarak inceleme yapılıp sonucu uyarınca karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35 inci ve 36 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 292 nci maddesinin birinci fıkrası, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Kanun'un 284 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Bu davada tarafların tasarruf yetkisi bulunmamakta olup resen araştırma ilkesi geçerlidir.Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve olaya uygun yasal düzenlemelere göre uyuşmazlığı çözmek hakime aittir. Somut olayda, davalı ...'nın anne ve babasının nüfus kayıtlarında görünen isimler olmadığı, davacı ve önceki eşinin gerçeğe aykırı bildirimi ile nüfus kayıtlarının yanlış oluştuğunun iddia edildiği anlaşılmaktadır. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. Nüfus kayıtları gerçeği yansıtmak zorundadır. Gerçeğin tespit edilebilmesi için DNA incelemesinin yapılması zorunludur. Her ne kadar, davacı, boşandığı ve daha sonra vefat eden eşi Metin adına davalının biyolojik babası olmadığı iddiasıyla baba adı yönünden nüfus kaydının düzeltilmesine dair talebinden yargılama sırasında vazgeçmiş ve Mahkemece de Metin yönünden sıfat yokluğundan ret kararı verilmiş ise de, olay kamu düzenine ilişkin olup nüfus kayıtları gerçeği yansıtmak zorundadır. Bu nedenle davacının vefat eden eşi Metin de dava ile yakından ilgilidir. Metin'in ölümü nedeniyle mirasçılarının da davaya dahil edilmesi, Metin'in mezarı açılarak davalının biyolojik babası olup olmadığı yönünde DNA incelemesi yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Metin yönünden sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

2.Bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda; davalı ...'nın, yurt dışında yaşadığı, DNA testi için kan örneğinin alınması yönünden usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği, davalının davete icabet etmediği ve bu nedenle DNA örneğinin alınamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak Mahkemece, test yaptırmaktan kaçınan davalı hakkında TMK'nın 284/2 nci maddesi uyarınca incelemeden beklenen sonucun onun aleyhine doğmuş olduğu kabul edilerek karar verilmiş olduğu belirtildiği gibi direnme karar gerekçesinde HMK’nın 292/1 inci maddesinde getirilen düzenlemenin genel kanun niteliğinde olduğu ve bu genel kanunla TMK’nın 284/2 nci maddesinin yürürlükten kaldırılmış olduğundan söz edilemeyeceğine de değinilmiştir. Oysa ki karara konu uyuşmazlık usul hukukuna ilişkin bir düzenlemedir. Bu düzenleme HMK kapsamında da olsa TMK kapsamında da olsa, bu durum düzenlemenin bir usul hukuku müessesesi olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu durumda HMK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte hangi düzenlemenin uygulama alanı bulacağı sorunu, usûl kurallarının zaman bakımından uygulanmasına yönelik genel kural olan derhal uygulanması prensibi dikkate alınarak çözülmelidir. Dolayısıyla söz konusu kanun değişikliği dikkate alındığında derhal uygulama prensibi gereği doğru sonucun elde edilebilmesi için sonraki kanun olan HMK'nın 292 nci maddesi hükmüne göre kan ve doku örneği vermekten kaçınan davalı hakkında gerektiğinde yakalama, ihzar, gözlem altına alma da dâhil olmak üzere tüm zor kullanma tedbirlerinin uygulanması suretiyle ve de zor kullanma görevini ihmâl eden yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiği de düşünülerek alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği şüphesizdir. (HGK, 26.04.2023 tarih ve 2022/(18)-2-33 Esas, 2023/377 Karar) Bu durumda, DNA örneği vermekten kaçınan davalı ... hakkında, 6100 sayılı Kanun'un 292 inci maddesi gereğince, yurt içine girmesi halinde yakalama, ihzar, gözlem altına alma da dâhil olmak üzere tüm zor kullanma tedbirlerinin uygulanması ve de zor kullanma görevini ihmâl eden yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunulması sonucu alınan DNA örneği ile yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

18.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.