"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1172 E., 2023/1647 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/927 E., 2021/322 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak sureti ile her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının ev alınma konusunda baskıcı davrandığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, huzursuzluk çıkardığını, kendini kaybettiğini, elindeki cisimleri erkeğe attığını, evi terk ettiğini, sürekli kurslara gittiğini, evi ihmal ettiğini, ailesini ihmal ettiğini, ayrı yattığını, evden kovduğunu, çocuklara şiddete varan davranışlar sergilediğini, farklı bir kişiliğe büründüğünü belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, erkeğin kendisinin sürekli karar aldığını, psikolojik baskı uyguladığını, hakaret ettiğini, evden kovduğunu, sürekli bağırdığını, kendisinin ayrı odada yattığını, hafta sonlarında ailesinin yanına gidip onlarla vakit geçirdiğini, maddî yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasını, çocuklar için ayrı ayrı aylık 2.500,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, 20.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacının ortak konuttan 2016 yılında ayrıldığı, tarafların daha sonra yine 2016 yılında barıştıkları ve birlikte yaşamaya devam ettikleri anlaşılmış olup tarafların barışmadan önceki olayları affetmiş sayılacaklarına kanaat getirildiği, tanık beyanlarından davalı karşı davacı kadının son barışmadan sonra ailesini ihmal ettiği, ilgisiz davrandığı, davalı karşı davacı tanığı ..., 10 yıl boyunca tarafların tartışmalarına ve davacının hakaretlerine tanık olduğunu beyan etmiş ise de tarafların 1999 yılında evlendikleri, 2016 yılında barıştıkları, tanığın son barışmadan sonra hakarete tanık olduğunu beyan etmediği, davalı karşı davacı tanığı ..., davacının davalıya ''sen ne biçim kadınsın'' dediğini beyan etmiş ise de söylenen sözün hakaret olmadığına kanaat getirilmiş olup davacının bu sözü ne zaman söylediğinin beyan edilmediği, barışmadan sonra söylediğini beyan etmediği, davalının daha sonra eve gelip gittiğini beyan ettiği, davalı tanığı ...'ın davacının davalıya şiddet uyguladığını beyan ettiği, tanık beyanının duyuma dayalı olduğu, görgüye dayalı bilgisinin olmadığı, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacı-karşı davalı erkeğin, tarafların son barışmasından sonra davalı-karşı davacı kadının ailesine karşı ilgisiz olduğu, ailesini ihmal ettiği iddialarının ispatlandığı, davalı-karşı davacı kadının iddialarını ispatlayamadığı, barışmadan önceki olayların taraflarca affedilmiş sayılacağı dikkate alınarak davacı karşı davalı erkeğin kusursuz, davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu, tarafların evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin devamında taraflar, toplum ve ortak çocuklar için bir menfaat kalmadığı gibi tarafların bir araya gelip evliliği yürütmelerinin de mümkün olmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, karşı davanın reddine, tarafların ortak küçük çocuklarının yaşları, PDR raporu, beyanları, düzenlerinin bozulmaması, kardeşlerin ayrılmaması, psikolojik ve sosyal gelişimleri gözetilmek suretiyle velâyetlerinin babaya verilmesinin menfaatlerine olacağı anlaşıldığından velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, davalı karşı davacı kadın için takdir edilen tedbir nafakasının 08.04.2021 tarihi itibari ile kaldırılmasına, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğundan davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı kadın vekili; her iki dava ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar kadın tam kusurlu olarak kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; dayanılan ve ispat edilen vakıalara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; eşini aşağılayan erkek ile ailesine karşı ilgisiz olan ve ailesini ihmal eden kadının eşit kusurlu olduğu, bu halde kadının davasının da kabulü gerekirken sadece erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, maddî ve manevî tazminat koşulları eşit kusurlu olan kadın yararına oluşmadığı gibi düzenli ve sosyal güvencesi olan gelir sahibi olan kadın lehine yoksulluk nafakası koşullarının da oluşmadığı, ortak çocukların fiili olarak baba yanında kalıyor oluşu, SİR dikkate alınarak, velâyetin babaya verilmesi çocukların menfaatine olduğu gibi ortak çocuk 30.04.2003 doğumlu ...'ın istinaf incelemesinden önce 30.04.2021 tarihinde ergin olması nedeniyle velâyet, nafaka ve kişisel ilişkiye dair hükümlerin bu tarih itibariyle sona erdiği, anne ile kurulan kişisel ilişki de çocukların üstün yararına uygun olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının istinaf talebinin kabulü ile erkeğin davası hakkında yeniden hüküm kurulması zorunlu hale geldiğinden İlk Derece Mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmasına, asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk ...`in velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, davalı-karşı davacı kadın için 12.01.2018 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının düzenli gelirinin olması nedeniyle koşulları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, velâyet ve kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulünün doğru olup olmadığı, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin doğru olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin uygun olup olmadığı, kişisel ilişki süresinin uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.