Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1622 E. 2024/8946 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylar, kusur oranı, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, yerel mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1614 E., 2023/1694 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisine, kararın kaldırılmasına, gönderilmesine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/66 E., 2021/124 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne, kadının davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile, kadının gözü hep daha yüksekte olduğu için müvekkilinin kazandığı para ile hiç yetinemediğini ve hep şikayetçi olduğunu, çalışmaya başlayan kadının tavırlarının değiştiğini, eve veya çocuklara herhangi bir maddî desteği olmadığını, evini, müvekkilini ve çocuklarını ihmal etmeye başladığını, şüpheli davranışları olduğunu, bu durumu bunalıma girdiğini söyleyerek açıkladığını, 03.01.2018 tarihinde müvekkilini evinden kovduğunu, kadının agrasif ve sinirli bir kişiliğe sahip olduğunu, hakaret içerikli ve küfürlü konuşmalar yapabildiğini, müvekkiline ve çocuklarına karşı fiziksel şiddet uygulayabildiğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin babaya tevdiine, davalının babası üzerine kayıtlı dairenin yarısının mülkiyetini müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekili I3.02.2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; kadının 21.07.2018 tarihinde dava dışı Gökay adlı kişi ile birlikte olduğunu, bu kişinin ceza yargılaması sırasında kadının evli olduğunu sakladığını söylediğini belirterek 4721 sayılı Kanun'un 161 olmadığı takdirde 162 nci, bu da mümkün görülmezse 166 ncı maddeleri uyarınca tarafların boşanmalarına, 100.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin SGK kaydının celbinden de görüleceği üzere çalışmadığı bir çok dönem olması ile birlikte sık sık da iş değiştirdiğini, evin geçimini sağlamadığını, çocuklarla ilgilenmediğini, faturaları ödemediğini, 2017 tarihinde açtığı boşanma davasından erkeğin özür dilemesi üzerine vazgeçtiğini ama erkeğin değişmediğini, çocuklara evde veya dışarıda başkalarının yanında salak, deli, koca kafalı, dana tarzında, hakaret, küfür içerir sözlerine, aşağılayıcı, onur kırıcı davranışlarına aynen devam ettiğini, telefonuna şifre koyan ve kazandığı parayı da evine harcamayan, gece yarıları alkollü bir şekilde eve gelen erkeğin kusurlu olduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarını, velâyetin anneye verilmesine, ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalının dava tarihinden sonraki olaylara dayanarak ıslah ettiği zina ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma taleplerinin reddine, buna karşılık toplanan delillerden kadının sinirlenip eşyaları fırlattığı, çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı, iş çıkışlarında evine gelmeyip arkadaşlarıyla eğlenmeye gittiği, erkeğe "orospu çocuğu ve pezevenk, şişeyi kafanda patlatırım" demek suretiyle küfür, hakaret ve tehditte bulunduğu, davalı karşı davacı kadın tanıklarının verdikleri beyanların asilin bahsettiği 2017 tarihindeki barışmadan sonraki 10 günlük süre içerisinde yaşananlara ilişkin olmayıp evliliğin başından itibaren yaşananlara ilişkin olduğu anlaşıldığından, erkeğin herhangi bir kusurlu davranışının ispat edilemediği, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu ve çocukların yüksek menfaati dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, aylık 300,00'er TL tedbir, iştirak nafakasına, kadının karşı davasının reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının zina yaptığını, zina ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davalarının değerlendirilmeden reddinin hatalı olduğunu belirterek 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci olmadığı takdirde 162 nci maddeye dayalı boşanma davasının reddi, erkek lehine maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiğini, ve velâyet yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasını ıslah ederek 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci olmadığı takdirde 162 nci maddeye dönüştürdüğünü, 166 ncı maddesi uyarınca açılan davanın reddi gerektiğini, tanık beyanları ile aftan sonrada erkeğin davranışlarının devam ettiğini, müvekkili lehine nafaka ile ilgili hüküm kurulmadığını belirterek erkeğin davasının kabulü, kadının davasının reddi ve fer'îleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı 10.09.2019 tarihli duruşmadaki beyanında "bir kere ben davacı ile 2017 yılında ailemin isteği üzerine barıştım, 10 gün süreyle iyiydi, daha sonra eski davranışlarını sergilediği için ayrıldım" şeklinde sözlü beyanda bulunduğu, tanık beyanlarının barışmadan sonraki 10 günlük süre içerisinde taraflar arasında yaşananlara ilişkin olmadığı, bu sebeple af iddiasının gerçekleştiği gerekçesiyle kadının davasının reddine karar verilmiş ise de eldeki davanın 24.01.2018 tarihinde açıldığı, erkeğin dava dilekçesinde, evden 03.01.2018 tarihinde kovulduğunu iddia ettiği, tarafların barışmalarından sonra birlikte tatile gittikleri 05.08.2017 tarihinden, erkeğin kovulduğunu iddia ettiği 03.01.2018 tarihine kadar birlikte yaşadıkları, karşı davanın ret gerekçesinin yerinde olmadığı, kadının tehdit ettiği vakıasına da dayanılmamasına rağmen, bu kusurun kadına kusur olarak yüklenmesinin de doğru görülmediği, sonuç olarak, kadının agresif olduğu, sinirlenip eşyaları fırlattığı, çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı, iş çıkışlarında evine gelmeyip arkadaşlarıyla eğlenmeye gittiği, çocukları ile ilgilenmediği, kazandığı parayı kendi özel ihtiyaçlarına harcadığı, evin ihtiyaçları için harcamadığı, erkeğe küfrettiği, hakaret ettiği, buna karşılık erkeğin ise, kadına hakaret ettiği, aşağıladığı, çocuklarına kötü davrandığı ve ilgilenmediği, evinin ve ailesinin geçimi ile ilgilenmediği ve faturaları geç ödediği, böylelikle tarafların evlilik birliğinin sona ermesinde eşit kusurlu olduğu ve kadının davasının kabulü gerektiği belirtilerek kadının, kendi davasının reddine, tarafların kusura yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, kadının karşı davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kusurun gerekçesinin belirtildiği şekilde düzeltilmesine; İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk ... için aylık 500,00 TL, ... için aylık 400,00 TL tedbir nafakasına karar verilmişken mahkeme kararı ile tedbir nafakalarının 300,00'er TL'ye düşürülmesinin doğru görülmediği gibi ortak çocuk ...'in ergin olduğu, bu çocuk yönünden iştirak nafakası talebinin konusuz kaldığı, ayrıca diğer çocuk yönünden de iştirak nafakası miktarının az olduğu görülmekle kadının tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ... lehine tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla dava tarihinden geçerli olmak ve ergin olduğu 05.10.2022 tarihine kadar devam etmek üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, konusuz kalan iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2012 doğumlu ... lehine dava tarihinden geçerli olmak ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla aylık 500,00 TL tedbir, 750,00 TL iştirak nafakasına; Davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat, erkeğin manevî tazminat talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi doğru görülmediğinden, bu hususta tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesisine, kadının çalıştığı, sabit gelirinin bulunduğu anlaşılmakla, davalı-davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, eşit kusur sebebiyle erkeğin manevî tazminat, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 161 inci olmadığı takdirde 162 nci maddeye dayalı boşanma davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; işsiz olduğunu, iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile iştirak nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 161 inci olmadığı takdirde 162 nci maddeye dayalı boşanma davasının reddinin isabetli olup olmadığı, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 161 inci, 162 nci, maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci, 182 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.