"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1073 E., 2023/1499 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 27. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/33 E., 2022/190 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesince verilen velâyete ilişkin hüküm davacı karşı davalı erkek tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı karşı davalı erkeğin velâyet düzenlemesi yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı karşı davalı erkeğin velâyet dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile ruhen , karakter olarak mizaç farklılıklarının olduğunu, uyuşmazlıktan kaynaklı geçimsizlik bulunduğunu, aralarında sevgi ve saygının kaybolduğunu, sürekli geçimsizlik yaşandığını, evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığını, davalının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin evlilik birliği sebebiyle eşe düşen hiçbir sorumluluğu yerine getirmediğini, şiddet uygulayıp aşırı alkol aldığını, başka kadınlarla ilişki kurup aile konutuna yaklaşık 6-7 ay civarında gelmediğini, kendisini toplumdan soyutladığını, adeta bir köle gibi muamele ettiğini, babalık görev ve sorumluluğunu yerine getirmediğini, sevgi ve alaka göstermediğini, aile konutu, eş ve çocuk için yapılacak harcamaları asla karşılamadığını, sefalet içerisinde günler geçirdiğini, hakaret, tehditlere maruz kaldığını belirterek; karşı davalarının kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, davacı-karşı davalının davasının reddine, 100.000,00 TL manevî tazminata karar tarihinden itibaren yasal faizi ile hükmedilmesine, kadın için aylık 1.000,00 TL, küçük için aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, boşanma kararından sonra nafakanın iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların bir süredir anlaşamadıkları, davacı erkeğin sorumsuz olup eve bakmadığı, eve geç geldiği, bazı günler hiç gelmediği, faturaları ödemediği, evin giderlerini karşılamayarak evlilik birliğinin kendisine yüklediği ödevleri yerine getirmediği, kadına sürekli fiziksel şiddette bulunduğu gibi ortak çocuğa da şiddette bulunduğu, kadını ölümle tehdit ettiği, kadına ve ailesine hakaret ettiği, en son şiddet olayından sonra da bir araya gelmedikleri, davalı kadının ise, erkeğin ve ailesine hakaret ettiği ve erkeğe fiziksel şiddette bulunduğu, aşırı kıskançlık yaptığı, erkeğin işten çıkartılmasına sebep olduğu, sadakatsizlik boyutunda kalmasa da, evli olduğu halde, başka erkek ile sosyal medyada konuştuğu, sosyal paylaşımda eşini tanımadığını söyleyerek güven sarsıcı harekette bulunduğu, sadakatsiz boyutunda olacak bir davranışı ispatlanamadığı, birliğin sarsılmasında erkeğin kadına oranla daha ziyade kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faiziyle 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, nafaka ve manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulumuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilk derece mahkemesince de kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin tanık beyanlarında yer alan sair ifadeler soyut olup ifadelerde net bir tarihin de bulunmadığı, yine bazı vakıalardan sonra evlilik birliği devam ettiğinden erkeğin bu vakıalar yönünden kadını affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, açıklanan nedenlerle bu vakıaların da kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin sair tanıklarının dinlenilmesinden de vazgeçtiği, sunulan bir kısım fotokopilerde yer alan mesaj anlatımlarında kopukluk olduğu, mesajların kimden kime gönderildiğinin anlaşılamadığı, yine bir kısım mesajların dava tarihinden sonra gönderildiğinin anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına nazaran daha kusurlu olduğuna ilişkin verilen kararın isabetli olduğu, kadın yararına hükmedilen nafaka ve manevî tazminat miktarının da isabetli olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları, velâyetin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın yararın nafaka ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin velâyet düzenlemesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Aykutcan'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.