"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1717 E., 2023/1930 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/468 E., 2023/418 K.
Taraflar arasındaki karşılıklıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının açtığı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin açtığı boşanma davası ile eldeki davanın birleştirilerek görülmesi yönünde kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 6 aydır ayrı yaşadıklarını, erkeğin evlilik süresince kadına aşağılayıcı sözlerde bulunduğunu, hakaret ettiğini, evdeki eşyaları kırdığını, kadının kilosunu kafasına takarak sürekli az yemek yemesini söylediğini, evin temizliği ve düzeni konusunda sürekli eleştirilerde bulunduğunu, aile sırlarını arkadaşlarına anlattığını, kadının eve giriş çıkış saatlerine ve kiminle görüştüğüne müdahale ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, evi sık sık terk ettiğini, tarafların uzun zamandır ayrı odalarda uyuduğunu, erkeğin ekonomik şiddet uyguladığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin dava dilekçesindeki iddiaları davanın açılmasından bir yıl önce de çevresine ileri sürdüğünü, 2021 yılı Mart ve Nisan aylarında kadının babasına ve aile dostlarına anlattığını, zina iddiasında bulunmak için hak düşürücü sürenin geçtiğini, erkeğin iddia ettiği kişinin kız arkadaşının kardeşi olduğunu, kadının arkadaşları ile vakit geçirmesinin doğal olduğunu, erkeğin kendisini takip ettirerek veri elde etmeye çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunduklarını, iddiaların asılsız olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının evli gibi davranmayarak kendi isteklerine göre yaşamak istediğini, eve geç gelme sebeplerini açıklamadığını, her konuda "boşanırım, bana karışma" dediğini, defalarca onur kırcı sözlerle hakaret ettiğini, bu hakaretleri aile bireyleri ve başkalarının yanında da ettiğini, erkeğin bir dönem işsiz kaldığında kadının eve ekonomik katkıda bulunmadığını, kadının tertip düzen konusunda üzerine düşeni yapmayarak erkeği titizlik ve takıntılı olmakla suçladığını, en küçük tartışmayı arkadaşlarına anlattığını, başkalarının yaşantıları ile kıyaslama yaparak erkeğe baskı yatığını, bir çok defa yalan söylediğini, ortak evi haber vermeden terk ettiğini, yakın zamanda öğrenildiği üzere evi terk ettikten sonra başka bir erkek ile birlikte yaşamaya başladığını, otellerde kaldığını, dışarıda sarmaş dolaş gezdiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca, kabul edilmediği takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 1.200.000,00TL maddî ve 1.500,000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesinin 2019/656 Esas - 2022/298 Karar sayılı kararı ile eşine küçültücü davranan, evlilik sırlarını açıklayarak duygusal şiddet uygulayan, ev eşyalarına zarar vererek dolaylı fiziksel şiddet uygulayan, haklı neden olmaksızın evi terk ederek birlik görevlerini yerine getirmekten kaçınan erkeğin tam kusurlu gerekçesiyle kadının açtığı boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karara erkek vekili tarafından yetki itirazı, erkeğin açtığı boşanma davası ile eldeki davanın birleştirilmeden karar verilmesi, reddi hakim talebinin reddi, kusur belirlemesi yönünden istinafa başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin açtığı boşanma davasının derdest olduğu, dosyaların bağlantılı olduğu gerekçesiyle birleştirilerek birlikte görülmesi için erkeğin istinaf talebinin kabulü ile esası incelenmeksizin kararın boşanmaya ilişkin kısmının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İstanbul Anadolu 8. Aile Mahkemesinin 07/09/2022 tarih ve 2022/319 Esas - 2022/507 Karar sayılı kararı ile dosyanın İstanbul 10. Aile Mahkemesinin 2022/468 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının açtığı asıl dava yönünden yapılan incelemede, erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sevgi,saygı,anlayış yükümlülüklerini ihlal ettiği, eşine küçültücü davrandığı, sürekli eleştirdiği, sürekli eşi hakkında üçüncü kişilere şikayette bulunduğu, ev düzeni, ev işi ve davacı kadının fiziksel özellikleri yönünde sürekli eleştiride bulunup bu konularda üçüncü kişilere davacı kadını şikayet edip psikolojik şiddet uyguladığı, evlilik sırlarını açıklayıp duygusal şiddet uyguladığı, kadının gelirlerini kontrol altına almak isteyip ekonomik şiddet uyguladığı, ev eşyalarına zarar vererek böylece dolaylı fiziksel şiddet uyguladığı, haklı neden olmaksızın evi terk ederek birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı, bu nedenlerle erkeğin kusurlu olduğu; erkeğin birleşen davası yönünden yapılan incelemede ise, dosya kapsamına göre hak düşürücü süre itirazına itibar edilmediği, kadının dava dışı Ahmet isimli kişi ile farklı otellerde farklı zamanlarda aynı odada konakladıkları, telefon dökümlerine göre değişik zamanlarda arama kayıtlarının bulunduğu, Ahmet isimli kişiden ve kadından birbirlerine farklı zamanlarda birbirlerine banka havalelerinin bulunduğunu, kadının adresine Ahmet ve kadın tarafından farklı tarihlerde yemek siparişlerinin bulunduğu, bu halde kadının zina eyleminin ispatlandığı gerekçesiyle asıl dava yönünden kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadının ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davasının açılmamış sayılmasına; birleşen dava yönünden ise 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 40.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl dava yönünden verilen kararın onanması ve birleşen dava yönünden verilen kararın kaldırılması gerektiğini, birleşen davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, zinanın mevcut olmadığını ve ispatlanamadığını, hükmedilen tazminatların kaldırılması gerektiğini belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; yetki itirazının değerlendirilmediğini, asıl davada erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, asıl davanın reddi gerektiğini, kadının tanıklarının yanlı beyanda bulunduklarını, hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarının az olduğunu, kadının mal varlığının araştırılmadığını belirterek yetki itirazı, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin yetki itirazının reddi gerektiği, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle erkeğin tazminatların miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, erkek yararına 80.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, her iki davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.