Logo

2. Hukuk Dairesi2024/201 E. 2024/8326 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, velayetin kime verileceği ve tazminat taleplerinin olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, kadının evlilik birliği içerisinde eşine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle tam kusurlu olduğuna ve bu durumun evlilik birliğini temelden sarstığına dair mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1664 E., 2023/2491 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/388 E., 2022/298 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının erkeği birçok kez aldattığını, daha önce 2012 yılında müşterek haneyi başka bir erkekle terk ettiğini, müvekkilinin çocuklar için eşini affettiğini ancak kadının buna rağmen yine uslanmadığını ve eşini aldatmaya devam ettiğini, başka erkeklerle telefonda cinsel içerikli sohbetler ettiğini, hatta onlara eşini aldattığını, başkasından çocuk yaptığını itiraf ettiğini, yine kadının ortak çocuk olan ... ile çekilmiş fotoğrafını bile diğer erkeklere gönderdiğini, müvekkilinin bu son durumları öğrendikten sonra eşi ile tüm irtibatını kestiğini, bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş ise de 04.10.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile boşanma dava dilekçesi ile bildirilen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenini 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 177 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği birincil boşanma nedeni olarak öncelikli 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince karar verilmesini, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevabında; iddiaların asılsız olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın talep edilen ek süreye rağmen asıl davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı kadın 18.05.2020 tarihli birleşen boşanma dava dilekçesinde; erkeğin hakaretleri, maddî ve manevî ilgisizliği, kadını yalnız bırakması, sadakatsizliği, kadına iftira atması nedenleriyle kusurlu olduğunu ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

3.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dosyasındaki ön inceleme duruşmasında verilen iki haftalık kesin süreye rağmen tanıklarının isimlerini ve adreslerini bildirmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 14.10.2020 tarihli ilk kararı ile; sadakatsiz kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anneleri ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkek için maddî ve manevî tazminata, erkeğin iştirak nafakası taleplerinin ise reddine karar verilmiş, kararın davalı kadın vekili tarafından kendileri tarafından açılan boşanma davası ile eldeki davanın birleştirilmemesine, kusura, velâyete, aleyhe tazminata hükmedilmesine ve davanın kabulüne yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "...davalı kadının Afyonkarahisar 1.Aile Mahkemesinin 2020/244 esasa kayden boşanma davası açtığı, eldeki dosyada, dosyaların birleştirilmesini talep ettiği, dosyanın karar oturumunda bu talebin Afyonkarahisar 1.Aile Mahkemesinin 2020/244 esasa kayıtlı dosyasında yapılması gerektiğinden bahisle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2020/6910 Esas ve 2021/2837 Karar sayılı ilamında işaret edildiği üzere ; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddî-manevî tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi; bu davaların birlikte görülmesi ve delilerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, kadının Afyonkarahisar 1.Aile Mahkemesinin 2020/244 Esasa kayden açtığı boşanma davasının eldeki dosya ile birleştirilerek tüm davalar birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden" davalı kadının sair istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek kadının zina yapması iddiasıyla bu boşanma davasını açtığı, zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşulun, "cinsel ilişkinin" ve "birlikte yaşama olgusunun varlığının" kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olması olduğu, erkek her ne kadar dinlenen tanık beyanlarıyla kadının başka erkeklerle cinsel ilişkiye girdiğini ispatlamışsa da cinsel ilişkiye yönelik eylemlerin bir kısmı dava dilekçesinde açıkça beyan edildiği üzere 2012 yılında olduğu ve affedildiği, dava dilekçesi 3 üncü bentte bahsedilen telefon görüşmesinden öğrenildiği iddia edilen ve kadının başka bir erkekle ilişkiye girdiği iddiası ise toplanan delillerden Mahkemenin kanaatine göre ispatlanamadığı, kadının evlilik birliği içinde başka erkeklerle ilişkiye girdiğine Mahkemece kanaat getirilse de bu eylemlerin 6 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava konusu edildiği, zina sebebine dayalı boşanma davasında haklı bulunmadığı ancak kadının evlilik birliği içinde eşine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, eşini birden farklı erkekle ve farklı zamanlarda evinde veya otelde kalmak suretiyle aldattığı, bu erkeklerle cinsel birliktelik yaşadığı, telefon uygulamaları ve sosyal medya üzerinden farklı erkeklerle cinsel içerikli sohbet yaptığı, tanık beyanlarıyla (tanıklardan ikisi tarafların ortak çocuklarıdır) sabit olduğu, gerçekleşen bu olaylar nedeniyle kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı; kadının birleşen davası yönünden ise; Mahkemeye ait 2020/244 Esas sayılı dosyanın ön inceleme duruşması 2. Nolu ara kararı gereği birleşen davada kadın vekiline tanık isim ve adreslerini bildirmesi için iki hafta kesin süre verildiği, 3. Nolu ara kararı gereği liste verilmesi halinde tanıkların celbine ve dinlenmesine, mahkemenin yetki alanı dışında olan tanıklar için talimat yazılmasına karar verildiği görülmesine rağmen kadın vekili tarafından tanık isim ve adreslerinin bildirilmediği, takip eden celselerde de tanıkların hazır edilmediği görülmüş bu nedenle tanık delilinden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, bu haliyle her ne kadar birleşen dosya davacısı kadın dava dilekçesinde bir takım iddialarda bulunsa da mahkemenin taktirine göre iddialarını ispatlayamadığı, bu nedenle erkeğe herhangi bir kusur yüklenmediği, toplanan deliller, davalının kusurlu sayılmasına yönelik gerçekleşen olaylar, sosyal inceleme raporu, çocukların yaşı, duruşmadaki velâyete yönelik beyanları dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verildiği, kadının bir işte çalışmaması, gelirinin olmadığı gerekçesiyle asıl dava yönünden zina nedeniyle boşanmaya yönelik dava yönünden, davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine, asıl davanın 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ..., ... ve ...' in velâyetlerinin babaya verilmesine, velâyetleri babaya verilen ortak çocuklar ile anne arasında "her ayın 2.cumartesi günü saat 12.00 ile pazar günü saat 12.00 arasında,dini bayramların 2. günü saat 12.00 ile 3. günü saat 12.00 arasında,her yıl yarıyıl tatilinin ilk pazartesi günü saat 12.00 ile ikinci pazartesi günü saat 12.00 arasında,yaz tatilinde temmuz ayının 1.günü saat 12.00 ile 30. günü saat 12.00 arasında" kişisel ilişki tesisine, erkek için 15.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, şartları oluşmayan iştirak nafakasına, birleşen dava olan 2020/244 Esas sayılı dosya yönünden ise davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; dava dosyası bütünüyle incelendiğinde kadının erkeği bir çok erkekle müteaddit defalar aldattığının sabit olduğunu, bu hususun Mahkemenin gerekçesinde de gösterildiğini, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu, ileri sürerek asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 161 inci Maddesi uyarınca hüküm verilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkepin kadını affettiği, birlikteliğin devam ettiğini, çocukların etki altında kalarak beyanda bulunduklarını, iddiaların soyut olduğunu ve ispatlanamadığını, açılan davalarının sübuta erdiğini, davalarının kabulü gerektiğini ileri sürerek kusur değerlendirmesi, birleşen davanın reddi, asıl davanın kabulü, velâyet ve tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadına verilen kusurun yerinde olduğu, ancak kadının eyleminin zina kapsamında kaldığı, erkeğin kusurunun ispatlanamadığı, erkek vekili 04.10.2021 tarihli dilekçesi ile davayı ıslah ettiğinden, asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmemesinin isabetsiz olduğu, ortak çocukların babası ile birlikte yaşadığı, yaşadığı ortamın gelişimine uygun olduğu, aldırılan SİR raporunda çocuğun velâyetinin babada bırakılmasının çocuğun menfaatine olacağının tespit edildiği, çocuğun baba yanında kurulu düzeninin oluşması nazara alınarak çocukların velâyetinin babaya verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin boşanma sonucu en azından kendisine yeni bir düzen kurmak zorunda kalacağı, kadının kusurlu davranışları sebebiyle kişilik haklarının zedelendiği, erkek yararına takdir edilen tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca hüküm verilmemesi yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ..., ... ve ...' in velâyetlerinin babaya verilmesine, velâyetleri babaya verilen ortak çocuklar ile anne arasında " her ayın 2.cumartesi günü saat 12.00 ile pazar günü saat 12.00 arasında,dini bayramların 2.günü saat 12.00 ile 3. Günü saat 12.00 arasında,her yıl yarıyıl tatilinin ilk pazartesi günü saat 12.00 ile ikinci pazartesi günü saat 12.00 arasında,yaz tatilinde temmuz ayının 1.günü saat 12.00 ile 30. Günü saat 12.00 arasında" kişisel ilişki tesisine, erkek için 15.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkek lehine yargılama gidri ve vekâlet ücretine karar verilmiş, kadının tüm istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kusur değerlendirmesi, birleşen davanın reddi, asıl davanın kabulü, velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin zina nedenli davasının ispat edilip edilmediği, erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, velâyet, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesi'nin İlk Derece Mahkemesi kararını erkeğin davası yönünden kaldırdığı ve erkeğin davası yönünden yeniden hüküm kurulduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.