Logo

2. Hukuk Dairesi2024/214 E. 2024/8426 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmanın kabul edilip edilmeyeceği, kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat konularında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, taraf iddia ve savunmaları ile uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1259 E., 2023/1559 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/855 E., 2022/784 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının daima tartışma çıkarttığını, müvekkiline karşı ilgisiz davrandığını, müvekkiline ve ailesine hakaret etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, davalının ortak çocuk ve müşterek hane ile ilgilenmediğini, davalının müşterek çocuğa şiddet uyguladığını, köyün ortasında dahi ortak çocuğa şiddet uyguladığını, davalının lüks harcamalarının olduğunu, müvekkilin davalının lüks taleplerini karşılayamadığında ise davalının müvekkile sen ne biçim erkeksin şeklinde hakaretler ettiğini, davalının sadakate aykırı davranışlarının olduğunu, davalının sürekli sudan bahanelerle tartışma çıkardığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin davacı babaya verilmesine, ortak çocuklar için tedbir nafakası ödenmesine, tedbir nafakalarının karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; balayından itibaren davalının ailesinin işbu evliliğe müdahalesi ve baskısı tüm evlilik birliği boyunca devam ettiğini, müvekkilinin davacıya hiçbir zaman hakaret etmediğini, her zaman yapıcı olan taraf olduğunu, gerek eşine gerek eşinin ailesine her zaman iyi niyetli ve güler yüzlü davrandığını, müvekkilin yalnızca müşterek konutun ve müşterek çocuğun ihtiyaçları kapsamında harcama yaptığını, müvekkilin davacı tarafından evden kovulduğunu, davalının ortak çocuğa şiddet uygulamadığını, bu iddiaların tamamen yalan olduğunu, davalının 5 yıl boyunca müşterek hanede davacının ailesinin eski eşyaları ile yaşadığını, tatile gitmediğini, yapılan harcamaların ise hiçbir zaman ihtiyaçtan ödeye gitmediğini, müvekkilinin sadakate aykırı davranışlarda bulunmadığını,tarafların barışıp biraraya geldiklerini davanın reddine, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına müvekkili yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, sadakate aykırı ve güven sarsıcı eylemler ile sözlü şiddet eylemleri nedeni ile davalı kadının boşanmada ağır kusurlu olduğu; davacı erkeğin ailesinin tarafların evliliklerine müdahil olmasına ilişkin herhangi bir önleyici yahut bertaraf edici davranışta bulunmaması nedeniyle davacı erkeğin boşanmada hafif kusurlu olduğu 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, erkek lehine 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin velâyetle ilgili değerlendirmede bulunmadığını, kadının ortak çocukla ilgilenmediğini, tazminat miktarlarının az olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların barıştığını, birlikte yaşadığını, tarafların birlikte yaşadığının fotoğraflarla da belli olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğunu, müvekkile yüklenen kusurların ispatlanmadığını, davanın reddine karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin velâyetle ilgili değerlendirmede bulunmadığını, kadının ortak çocukla ilgilenmediğini, tazminat miktarlarının az olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların barıştığını, birlikte yaşadığını, tarafların birlikte yaşadığının fotoğraflarla da belli olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğunu, müvekkile yüklenen kusurların ispatlanmadığını, davanın reddine karar verilmesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar ile velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 330 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.