Logo

2. Hukuk Dairesi2024/216 E. 2024/8118 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat miktarlarının yeterliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi'nin yoksulluk nafakası ve tazminat miktarına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1292 E., 2023/1401 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/129 E., 2022/972 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve kadının ziynet alacağı ve kişisel alacak/mehir alacağı

davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, kadının ziynet alacağı ve kişisel alacak/mehir alacağı

taleplerinin geri alındığı, geri almaya aynı celse karşı davalı tarafça muvafakat edildiği gerekçesiyle mezkur talepler yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan erkeğin, yeniden esas hakkında hüküm kurulmayan kusur belirlemesi ile kadının kabul edilen davasına yönelik temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; erkeğin temyiz isteminin bu yönlerden reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı erkek vekilinin kusur belirlemesi ile kadının kabul edilen davası dışında, davalı-karşı davacı kadının ise gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkilinin her hareketini eleştirdiğini, müvekkilinin ilk evliliğinden olan çocuklarına olumsuz tutumunun olduğunu, müvekkili tepki verdiğinde boşanmak istiyorum şeklinde çıkışları olduğunu, 8-10 kez evi terk edip annesinin yanına gittiğini, en son terk edişinden sonra müvekkilinin 1,5 yıl tek başına yaşamak zorunda kaldığını, senin için bir damla göz yaşı dökmem, bundan adam olmaz dediğini, kanser olan müvekkilinin hastalığında fiziken ve manen yalnız bıraktığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilini çevresine karşı küçük düşürdüğünü, erkeklik onur ve haysiyetini ağır şekilde ihlal ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, 10.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava istemiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin kadına karşı her daim soğuk, mesafeli, anlayışsız, ayrımcı davrandığını, güler yüz ve hoşgörü göstermediğini, tüm kararları tek başına alıp müvekkilinin fikrini sormadığını, eş dost akraba ziyaretlerine dahi götürmediğini, evden kovduğunu, ciddi sağlık problemleri yaşayıp beyin ameliyatı olan müvekkiline maddî ve manevî destek olmadığını, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilinin önceki evliliğinden olan çocuklarına iyi davranmadığını, eve gelmelerini istemediğini, müvekkilini eş olarak görmediğini, sürekli aşağıladığını, hakaret ettiğini, zorla kürtaj yaptırdığını, ailesinin ve çocuklarının etkisinde kaldığını, en son yaşanan tartışmada annesinin yanında müvekkiline defol git diyerek evden kovduğunu belirterek tarafların pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata, mehir olarak verilen 40 gram altın ve 10 gram'dan 2 adet bileziğin rayiç değerinin karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sübut bulduğu anlaşılan sözlü ve ekonomik şiddet, evden kovma ve tedavi sürecinde yalnız bırakma eylemleri nedeniyle erkeğin boşanmada ağır kusurlu olduğu; sözlü şiddet eylemleri nedeniyle kadının boşanmada az kusurlu olduğu, kadının yoksul duruma düşeceği gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği boşanmalarına, kadın için aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı ve kişisel alacak/mehir alacağı taleplerinin geri alındığı, geri almaya aynı celse karşı davalı tarafça muvafakat edildiği gerekçesiyle mezkur talepler yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların yetersizliği bakımından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı yalnızca kadın tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, yararına takdir olunan nafakalar ile maddî ve manevî tazminat miktarları bakımından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, hükmün diğer yönleri istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleştiği, kusur belirlemesi ve koşulları gerçekleşen erkeğin davasının kabulünde, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, tedbir nafakasına boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar hükmedilecek olması, kadının karşı davasında verilen boşanma hükmünün ise istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleşmesi gözetildiğinde kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarında bir isabetsizlik görülmediği, bunlara karşılık tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, nafakanın niteliği, hakkaniyet ilkesi ile dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kararın gerekçesiz olduğu, kadının kusurlu olduğu, erkeğin kusursuz olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı erkeğin kusur belirlemesi ve kadının kabul edilen davasına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyerek kesinleşen yön olmakla REDDİNE,

2.Davacı-davalı erkeğin diğer, davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.