"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/178 E., 2023/351 K.
KARAR : Esastan ret
Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 13.12.1962 tarihinde aslen Türk Vatandaşı olan ... TC kimlik nolu ...'ın çocuğu olduğunu, aynı şekilde davacının kardeşleri olan ve Suriye nüfuslarında kayıtlı isimlere ...ve .... olarak geçen Türkiye nüfus kayıtlarında ise isimleri ... ve ... olarak geçen kız kardeşlerinin babalarının ...'ın çocukları olarak nüfusa kayıt olduğunu, ancak ihmalen davacının kaydının yapılmadığını, iç savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınan davacının mağdur olduğunu, Türk vatandaşı olarak görünmediklerini, ... ve ...'nin hayatta olduğunu onların beyanlarına başvurulabileceğini belirterek davacının ...'nin çocuğu olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarına bu şekilde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ve dahili davalılar cevap dilekçesi ibraz etmemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.05.2016 tarihli 2016/55 Esas, 2016/329 Karar sayılı kararı ile dinlenen tanık beyanlarının birbirini doğrulamadığı gibi tamamı ile birbiri ile çeliştiği bu nedenle hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, Viranşehir ...'nden gelen bilgi ve belgeler üzerinde yapılan incelemede 17.02.1968 tarihinde düzenlenen karı koca halinde yaşadıktan sonra ölüm vesair sebeplerle ayrılanların tesciline dair ilmuhaberde davacının babası olduğunu iddia ettiği ...'ın öldüğünün kayıt altına alındığı, evrakta ... ile 01.01.1952 tarihinden itibaren karı koca gibi yaşadıktan sonra ...'ın 01.01.1961 tarihinde ölümü üzerine üç çocuğunun kaldığını beyan eden ... isimli şahsın mührünün bulunduğu, bu kapsamda davacının iddialarının ve tanık beyanlarının da tamamen dayanaksız kaldığı, davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin 10.05.2016 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davacının ...'nın çocuğu olduğunu, Suriye kayıtlarında babası ...'nın üzerine kayıtlı iken Türkiye'deki nüfus kayıtlarında babası ...'nın üzerine kaydedilmediğini, ...'nın hem Suriye hem de Türk vatandaşı olduğunu, kız kardeşleri olan Suriye kayıtlarında ... ve ...'nın Türkiye kayıtlarında babası ...'nın üzerine çocukları olarak kaydedildiklerini, ihmalen davacının kaydedilmediğini, delilleri dava dilekçesinde belirtmelerine rağmen araştırılmadığını belirterek davanın reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 21.02.2019 tarihli , 2017/8104 Esas, 2019/1769 Karar sayılı kararı ile "...Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur.
Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi,
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, kaydın düzeltilmesi durumunda hukukları etkilenecek kişilerin davada taraf olarak bulunmaları esastır. Bu bağlamda davanın kabulü halinde davacının babası olacak ...'ın tüm mirasçılarının davaya usulen katılımının sağlanması gerektiğinin dikkate alınmaması,
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmemiştir. ..." gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Nüfus idaresi temsilcisinin davaya katılımı ve davacının babası olduğunu iddia ettiği ...'ın mirasçılarının davaya dahilinin sağlandığı, Yargıtay bozma ilamı çerçevesinde iddiaya yönelik DNA testi yapılması amacıyla kolluk marifetiyle gerekli araştırmaların yaptırıldığı ve davacının beyanlarının alındığı, yine davacının amcasının oğlu ile aralarındaki akrabalığın DNA incelemesi ile tespit edilip edilemeyeceğinin ATK ilgili dairesinden sorulduğu, ATK'dan gelen cevabi yazıda Y-STR analizi yapılarak şahısların aynı erkek soyundan şahıslar olabileceğinin belirlenebildiğinin belirtildiği, kolluk marifetiyle yaptırılan araştırma sonucu davacının babası olduğunu iddia ettiği ...'ın mezar yerinin bilinmediğinin belirtildiği, davacı asil tarafından da şahsın mezarının Suriye ülkesine bağlı Rasulayn şehrinde olduğunun iddia edildiği, bilindiği üzere mezarın bulunduğu ülke sınırları içerisinde iç savaşın devam etmekte olduğu, feth-i kabir yapılması için bu ülkeye herhangi bir adli yardım talebinde bulunulmasının mümkün olmadığı, ilgili bölgede feth-i kabir işlemi yapılabileceği ihtimali bulunsa ve mezardaki şahıs ile davacının baba-oğul olduğu tespit edilse dahi mezarda cesedi bulunan şahıs ile davacının babası olduğunu iddia ettiği ...'ın aynı kişi olduğunun ispat edilemeyeceği, bu nedenlerle davacının direkt babası ile aralarında DNA testi yapılması ihtimalinin bulunmadığının anlaşıldığı, davacının babasının Türk vatandaşı olan iki kardeşi bulunduğunu, bunların ...ve ... olup bu şahısların öldüğünü, ...'ın mezarının Ceylanpınar ilçesi ... Mahallesi'nde bulunduğunu, ölen ...'ın ... isminde bir oğlu olduğunu ve bu oğlunun halen yaşadığını, bu şahsın amca oğlu olduğunu ve bu şahıs ile akrabalığının DNA testi ile tespit edilmesini talep ettiği, Ceylanpınar İlçe Nüfus Müdürlüğüne yazılan yazı cevabında; davacının amcası olduğunu iddia ettiği ... ile babası olduğunu iddia ettiği ... arasında kardeş olduklarına ilişkin bir kayda rastlanmadığı, ... ile ..., ...ve ... arasında akrabalık bağı olup olmadığının da müdürlüklerince tespit edilemediğinin bildirildiği, davacı beyanları ve gelen yazı cevabından, davacının amcasının oğlu olduğunu iddia ettiği ... ile aralarındaki akrabalığın tespiti açısından DNA testi yapılsa ve akrabalıkları tespit edilse dahi bunun dosyanın sonucuna etki etmeyeceği; çünkü ilgili kişi ...'ın talep konusu ... ile akrabalığına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmış ve davacıyla davacının amcasının oğlu olduğunu iddia ettiği ...'ın akrabalığının tespitine ilişkin aldırılacak olan raporun dosyaya bir yenilik katmayacağı, davacının iddiasını bu şekilde alınacak DNA testi ile ispat edemeyeceği gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının Türk vatandaşı olan ...'ın oğlu olduğunu, davacının kız kardeşlerinin Suriye'de yaşıyor olmaları sebebiyle kız kardeşleri ... ve ...'nın kimliklerini de başkalarının kullanmakta olduklarını, tanık beyanları ve sunulan kayıtlar ile davanın ispat edildiğini, buna rağmen yerel mahkemenin ayrıca DNA incelemesinin imkansızlığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiğini, ...'ın mezarının bulunduğu Suriye Resulayn kasabasının davanın görüldüğü Ceylanpınar ilçesine sıfır sınırda olan bir ilçe olduğunu, söz konusu ilçede Türkiye'nin hakimiyet sahasında olduğunu, bu sebeple Mahkemenin bu gerekçesinin de yerinde olmadığını, Mahkeme davacı ... ile ...'ın amcaoğlu olduğu hususunda tereddüte düşmüş olsa da, olayın tamamen nüfus müdürlüğünden kaynaklı küçük bir hatadan ibaret olduğunu, davacının babası ... ile davacının amcası ...'ın anne baba isminin, doğum yerinin ve hatta aile nüfus kaydının kayıtlı olduğu mahalle, cilt no ve hane numarasın aynı olduğu, sadece bu iki kütüğün davalı idarece birleştirilmemiş olduğunun açık olduğunu, DNA incelemesi neticesinde de bu kişilerin akrabalık dereceleri ortaya çıkarak, nüfusta yapılan bu basit hatanın düzeltilmesinin mümkün olacağını, mahkemenin resen araştırma ve mutlak gerçeği tespit ederek nüfusta yapılan hataları düzeltme yükümlülüğü olduğunu, DNA incelemesini yapmaktan vazgeçmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiğini belirterek davanın reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35 inci ve 36 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İBK.
3. Değerlendirme
1.Davacı Türk vatandaşı olan ...'ın çocuğu olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarına bu şekilde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir.
5.Somut olayda, açılan dava nüfus kayıt düzeltme davası olup, öncelikle davacı tarafça bozma kararından sonra bildirilen tanıkların dinlenmemesi doğru değildir. Kamu düzenine ilişkin olan davada resen de tanık dinlenebilir. Tanık olarak ...'ın dinlenmesi gerekir. Nüfus kayıtları incelendiğinde davacının amcası olduğunu iddia ettiği ... ile ...'nın nüfus kayıtlarındaki hane ve cilt numaralarının örtüştüğü, anne ve baba adlarının da aynı olduğu, ...'nın mezarının Türkiye'de bulunduğu anlaşılmakla, Mahkemece ...'nın mezarında feth-i kabir yapılarak örnek alınması, bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek, ayrıca tanıklar da dinlenerek , tüm deliller birlikte değerlendirilip sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.