Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2299 E. 2024/2258 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yüksekliği.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler ile hakkaniyet ilkeleri dikkate alınarak hükmedilen tazminat miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin tazminata ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2757 E., 2024/115 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekilli Avukat ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...,...

KARAR : Bozmaya uyularak kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’nin kararının kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozmaya uyularak maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, 2005 yılında ve öncesinde başka kadın ile müvekkilini aldattığını, 2005 yılında açılan boşanma davasından erkeğin af dilemesi nedeniyle müvekkilinin vazgeçmesine rağmen erkeğin aynı hareketlerine devam ettiğini, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadını ... isimli kadın ile aldattığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, erkeğin rızasını almadan uzun süre evi terk ettiğini ve bunu alışkanlık haline getirdiğini, aile içi mahrem konuları üçüncü kişilere anlattığını, bekar gibi hayat sürerek gece gündüz cafe ve benzeri yerlerde vakit geçirdiğini, falcı ve büyücülere gittiğini, aile mahremiyetini her yerde ifşa ettiğini, erkeği uzaklaştırma kararı çıkartmakla ve iftira atmakla, erkeğin yemeğine zehir koymak suretiyle öldürmekle tehdit ettiğini, son olarak Ankara’da üniversitede okuyan oğlu ...’ın yanına gidip Ankara’da yaşayacağım diyerek evi terk ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin güven sarsıcı davranışta bulunduğu, eve gelmediği, evin geçimini sağlamadığı, ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının ise büyü işleriyle uğraştığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarının erkeğin kusur oranı ve gelir durumu ile orantılı olmadığını ileri sürerek; kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurların ispatlanamadığını, kadının davasının, nafaka ve tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2022 tarih, 2022/333 Esas, 2022/2508 Karar sayılı kararı ile; taraflara yüklenen kusurların gerçekleştiği, kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebi bulunmadığından, İlk Derece Mahkemesinin kadın lehine hükmettiği yoksulluk nafakası miktarının erkek açısından usulü kazanılmış hak teşkil ettiği, tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kadın lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, diğer yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve kanuna uygun olduğundan erkeğin tüm, kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı vekili yönünden; davacı-davalı kadın vekili kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasının ile tazminatların miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Daire’nin 11.10.2023 tarih ve 2023/1537 Esas, 2023/4671 Karar sayılı kararı ile, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatleri ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına, istinaf edilmeyerek kesinleşen yoksulluk nafakasına yönelik kadın vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda az kusurlu bulunan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdirinin doğru fakat tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile kadın yararına 700.000,00 TL maddî tazminat ile 700.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlarının daha ağır olduğunu, tazminat miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafından açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı erkek vekilince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...