Logo

2. Hukuk Dairesi2024/2506 E. 2024/7960 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vefat eden eşin mirasçısı ile sağ kalan eş arasında, miras bırakanın ölümü tarihinde kullanılan taşınmazın aile konutu olup olmadığı ve aile konutu şerhi konulup konulamayacağı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın yapısı ve kullanım şekli itibariyle aile konutu niteliğinde olduğunun tespit edilmesi ve sağ kalan eşin taşınmazda elbirliği mülkiyeti nedeniyle rızası olmadan devir işlemi yapılamayacağından aile konutu şerhi konulmasına gerek bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/188 E., 2024/198 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bor 1. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/244 E., 2023/741 K.

Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması davasından dolayı kaldırma kararından sonra yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine, aile konutu şerhi konulması talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşi ...'ın 23.05.2019 tarihinde vefat ettiğini, evlilik süresince dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, halen müvekkilinin bu konutta ikamet ettiğini, ...'ın mirasçısı olan davalının, dava konusu taşınmazın satışı için dava açtığını ve bu davanın derdest olduğunu, buna karşılık taşınmazın müvekkilin miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması için müvekkile özgülenmesi talebiyle taraflarından ayrı bir dava açıldığını, bu davanın da derdest olduğunu, taraflarından açılan bu davada taşınmazın aile konutu olup olmadığı yönünde tespit için ara karar verildiğini, bu ara karar gereğince eldeki davanın açıldığını belirterek davanın kabulü ile ... İlçesi, ... Köyü, 1184 parselde yer alan taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ve tapuya aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin muris ...'ın oğlu olduğunu, dava konusu taşınmazda davacı ile müvekkilinin mirasen hissedar olduklarını, ...'ın diğer mirasçılarının miras hisselerini müvekkile devrettiklerini, müvekkili ile davacı arasında murisin tüm borçlarının müvekkil tarafından ödenmesi karşılığında dava konusu taşınmazın müvekkile tescili ve davacının da dava konusu taşınmazda ömür boyu yaşaması hususunda anlaşmaya vardıklarını, murisin borçları ödendikten sonra davacının sözünden caydığını, bu nedenle müvekkilin hukuki yollara başvurduğunu, murisin mirasçıları ile davacı arasında husumet bulunduğunu, taşınmazdaki ortaklığın çekilmez hale geldiğini, bu nedenle taraflarından ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davacının da miras payına mahsuben mülkiyet hakkı tesisi için dava açtığını, dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığını, taşınmazın tapuda 2 katlı kargir ev ve arsası şeklinde kayıtlı olduğunu, tamamının aile konutu olarak kullanılamayacağını, davacının genelde oğlu ile başka bir konutta yaşamını devam ettirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 12.11.2021 tarih, 2021/499 Esas, 2021/1000 Karar sayılı kararı ile taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine, tapuda aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından davanın kabulü yönünde istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 11.03.2022 tarih 2022/419 Esas, 2022/406 Karar sayılı kararı ile dava dilekçesi tebliğinin usulsüz olduğu, dilekçeler aşaması tamamlanmadan ön inceleme duruşmasının yapılmasının hatalı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesini gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığının anlaşıldığı, sağ kalan eşin taşınmazda el birliği ile malik olması nedeniyle kendisinin rızası olmadan tapuda devir işlemi yapılamayacağından tapuda aile konutu şerhi verilmesine gerek kalmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu ... köyü köy içi mevkiinde yer alan 1184 parsel sayılı taşınmazın davacının eşinin ölümü tarihi itibariyle aile konutu olduğunun tespitine, aile konutu şerhi konulması talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü, vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alınan bilirkişi raporuna göre ilgili taşınmaz parseli ve üzerinde bulunan mesken köy yaşamı dikkate alındığında bir ailenin kullanıma uygun olduğunun belirtildiği, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın tapuda iki katlı kargir ev ve arsası olarak göründüğünü, tamamının aile konutu olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen lehe vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek davanın kabul edilen kısmı ve vekalet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, aile konutu şerhi konulması davası olup, uyuşmazlık dava konusu taşınmazın aile konutu vasfında olup olmadığı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’un 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.