"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1071 E., 2023/932 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/434 E., 2022/368 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin eşine hakaret ettiği ve eşi ile aynı yatakta yatmadığı belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise kusursuz olduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakası ile yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 650,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili; manevi tazminat ile nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili; kadının boşanma davasının kabulü, erkeğin boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, nafakalar, manevî tazminat yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın az olduğu, manevi tazminata boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, Mahkemece dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmadığı, yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, kadının asıl davada cevaba cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası için "faiz" talebi olduğu halde bu hususta olumlu olumsuz hüküm kurulmamasının da usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davacı-davalı kadın vekilinin manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları ile yoksulluk nafakasına faiz uygulanması talebine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne; davalı-davacı erkek vekilinin ise manevî tazminat yönünden faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf talebinin kabulüne; her iki taraf vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine, ilgili bentlerin kaldırılmasına 30.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı-davacı erkekten alınıp, davacı-davalı kadına verilmesine, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı- davacı erkekten alınarak, davacı- davalı kadına verilmesine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı davalı kadın vekili; manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda kadın yararına yoksulluk nafakası ile manevî tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına nazaran, davacı- davalı kadın yararına hükmolunan manevi tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı parağraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı- davalı kadın yararına takdir edilen manevî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.