"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/764 E., 2023/2063 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/824 E., 2022/172 K.
Taraflar arasındaki çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile devam eden ilişki sırasında davacının hamile kalması sonucu evlilik işlemlerinin başladığını, düğünü davalının organize ettiğini, resmi şekle uygun nikah ritüeli ile tarafların düğünlerini yaptıklarını, her şeyin aslına uygun olarak yürütüldüğünü, düğün sonrasında davalı ve ailesinin son derece olumsuz fiziki ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını, davalının annesinin telefonla arayarak davacıyı ve ailesini sürekli rahatsız ettiğini, davacının Savcılığa müracaat ederek bir çok kez davalı ve ailesine karşı uzaklaştırma kararları aldığını, davacının çocuğu nüfusa kaydettirmek için gittiğinde aslında hiç evlenmemiş olduğunu, organizasyonların sahte olduğunu doğumdan çok sonra öğrendiğini, davalının bu davranışlarına rağmen kızı İlya Ala'yı tanıdığını ve çocuğa kendi soyadını verdiğini, küçüğün menfaatleri doğrultusunda soyadının ''Keskin'' olarak değiştirilmesi gerektiğini iddia ederek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların ortak bir çocuklarının olduğunu, davacı evlilik öncesinde bebek beklediği için davalı babanın bütün ısrarlarına rağmen nikah yapılmasına müsaade etmediğini, davacının doğum sonrasında da kötü niyetli olarak çocuğu kendi nüfusuna kaydettirdiğini, davalının bu durumu öğrendiğinde derhal çocuğu kendi nüfusuna kaydettirdiğini, kişisel ilişki kurulması için dava açtığını, davalının çocuğuna karşı son derece ilgili olduğunu fakat davacı annenin çocuğu ısrarla babasına göstermediğini, buna ilişkin İstanbul Anadolu 21. Aile Mahkemesi'nde kişisel ilişki tesisine ilişkin dava açtıklarını, bu davada dinlenen tanıkların babanın çocuğuna karşı ilgili bir baba olduğunu doğrular beyanda bulunduklarını,davalının çocuğun maddî manevî, tüm yükümlülükleri yerine getirmek için elinden geleni yaptığını beyan ederek, açılan davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından; davalı babanın çocukla ilgili ve kişisel ilişki kurma konusunda istekli olduğu, imkan tanındığı ölçüde çocukla kişisel ilişki kurduğu, bunun için çaba harcadığı, babanın çocuk ile kişisel bağının bulunduğu, annenin sırf velâyetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi soyadının verilmesini isteyemeyeceği gözetilerek davacının talebini dayandırdığı sebepler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirdiğinde çocuğun annenin soyadını kullanmasının çocuğun üstün yararına olduğunun ispatlanamadığı, annenin soyadını kullanmasına izin verilmesinde çocuğun yüksek yararı bulunmadığı gerekçesi ile subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, karşı tarafın haksızca iddia ettiği üzere ortak çocuğu karşı tarafa göstermemesi ile ilgili olarak yargılandığı İstanbul Anadolu 18. İcra Ceza Mahkemesi'nden 2021/248 E. No'lu dosyadan beraat kararı aldığını, davalının çocukla düzenli olarak kişisel ilişki kurmamakta olduğunu, baba ilgisini ve şefkatini göstermediğnii, çocuğa karşı sert, uygunsuz davranışlar göstermekte olduğunu ve bu davranışları yer yer videoya çekip fotoğraflamakta olduğunu, Mahkemece çocuğun üstün yararının gözetilmediğini, anne ile çocuğun soyadlarının farklı olmasının resmi işlemlerde zorluk yaşanacağını, okul hayatında çocuğun psikolojisinin olumsuz etkileneceğini belirterek, açılan davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava tarihinde davacı annenin soyadının kızlık soyadı olan "Keskin" olmasına rağmen davacının İlk Derece Mahkemesi kararından sonra 23.03.2023 tarihinde evlilik yapması sonucu "Başaran" soyadını aldığı, bu bakımdan annenin, çocuğun soyadının kendi soyadıyla değiştirilmesinin koşulları oluşmadığından İlk Derece Mahkemesi kararının sonucu itibariyle doğru olduğu, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca kadının evlenmesinden sonra aldığı "Başaran" soyadını, Anayasa Mahkemesi kararlarından sonra kızlık soyadı olan "Keskin" olarak değiştirdiğini beyan ederek, davanın reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; annenin velâyeti altında bulunan ortak çocuğun, annenin bekarlık soyadını kullanmasına izin verilmesi için gerekli şartların mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10 uncu maddesi, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 Esas, 2011/165 Karar sayılı iptal kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.