Logo

2. Hukuk Dairesi2024/27 E. 2024/2253 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizi davasında, davalı kadının yabancı mahkemede savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ve tanıma-tenfiz koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının usulüne uygun sunulduğu, boşanma davasının Türk mahkemelerinin münhasır yetkisinde olmadığı, kamu düzenine aykırılık bulunmadığı, davalı kadının savunma hakkının kısıtlanmadığı ve tanıma-tenfiz koşullarının gerçekleştiği gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve yabancı mahkeme kararının tanınmasına ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1720 E., 2023/1638 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/469 E., 2023/287 K.

Taraflar arasındaki davacı tarafından açılan tanıma ve tenfiz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 06.04.2004 tarihinde Türkiye'de evlendiklerini, Liege Asliye Hukuk Mahkemesi (2.Dairesi)'nin 10.05.2011 tarihli, 2011-0020.4727 -85 sayılı kararı ile boşandıklarını, anılan kararın 12.07.2011 tarihinde kesinleştiğini, Belçika Mahkemesi tarafından verilerek kesinleşen boşanma ilamının Türkiye Cumhuriyeti Makamlarınca da geçerli kabul edilmesi için Liege Asliye Hukuk Mahkemesi (2.Daire) tarafından verilen boşanma kararının tanınarak tenfizini talep ettiklerini ileri sürerek 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un ( 5718 sayılı Kanun) gereğince Liege Asliye Hukuk Mahkemesi (2.Dairesi)'nin 10.05.2011 tarihli, 2011-0020.4727-85 sayılı ilamının tanınarak tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadına usulüne uygun yurt dışı tebligatın yapıldığı, davaya cevap vermediği görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama ve delillerin toplanıp değerlendirilmesi sonucunda tarafların 06.04.2004 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden ergin 2 çocuklarının bulunduğu, tarafların Liege Asliye Hukuk Mahkemesi (2.Dairesi)'nin 10.05.2011 tarih ve 10/4703/A dosya numaralı kararı ile boşandıkları, bu kararın 12.07.2011 tarihinde kesinleştiği, davaya davalı tarafından itiraz edilmediği, kararın kamu düzenine aykırı olmadığı gerekçesi ile 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un (5718 sayılı Kanun) 50 nci, 53 üncü, 54 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca davanın kabulü ile yabancı mahkeme kararının boşanma yönüyle tanınarak tenfizine, boşanmalarına ilişkin kararın nüfus kayıtlarına işlenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Liege Mahkemesinin vermiş olduğu boşanma kararı davalının savunma hakkı ihlal edilerek verildiğinden Türk hukuk sisteminde tanınması ve tenfizinin mümkün olmadığını, Mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, mağdur edildiğini, ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’nun (2004 sayılı Kanun) 39 uncu maddesi gereğinci ilama dayananan takibin son işlem üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı,taşınmazın mülkiyetine ve taşınmaz üzerindeki ayni haklara ilişkin ilamlar, şahsın ve aile hukukuna ilişkin ilamlar ile ayni hakka dayalı olarak alınan taşınmaza müdahalenin önlenmesi ilamları zamanaşımına uğramayacağı belirtildiği; henüz Türkiye Cumhuriyeti'nde tanınmış bir yabancı mahkeme ilamı olmadığı, ilama ilişkin zamanaşımının başladığından söz edilemeyeceği, yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş kararların iç hukukta hukuki sonuç doğurması tenfiz ya da tanıma kararına bağlı olduğu; 5718 sayılı Yasanın 5 inci , 14 üncü maddeleri ile birlikte talep ve savunma değerlendirildiğinde; söz konusu kararın usulüne uygun olarak aslı gibidir onaylı mahkeme kararı ve kesinleşme şerhi ile onanmış tercümesinin sunulduğu, boşanma davasının Türk Mahkemelerinin münhasır yetki kapsamında kalmadığı ve usul ile esas yönünden kamu düzenine açıkça aykırı bir uygulama tespit edilmediği, yabancı mahkemedeki yargılama sırasında davalının savunma hakkının kısıtlanmadığı ve böylelikle kanunun aradığı tanıma-tenfiz şartlarının gerçekleştiği, Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği Belçika Devleti arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma bulunduğu, tespit olunmakla davanın kabulü ile yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;yabancı mahkeme kararı verilir iken savunma hakkının kısıtladığını, bu durumun kamu düzeninin açık ihlali olacağı, tanınmasına karar verilen karara ilişkin ilamın zamanaşımının başlamadığının tespitine yönelik açıklamanın hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan yabancı Mahkemece verilen boşanma kararının tanıma ve tenfizi davasında yabancı mahkeme kararında savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, tanıma ve tenfiz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

5718 sayılı Kanun’un 4 üncü, 5 inci, 14 üncü, 50 nci, 53 üncü, 54 üncü, 55 inci ve 58 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...