Logo

2. Hukuk Dairesi2024/284 E. 2024/1160 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozmaya uygun karar verilip verilmediği ve kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, karar ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanması ve delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmadığı, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmadığı ve bozmaya uyularak karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin yeniden incelenemeyeceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/875 E., 2023/1296 K.

DAVA TARİHİ : 12.03.2019- 09.04.2019

KARAR : Bozmaya uyularak esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karşı davanın reddine

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kadının karşı davası yönünden hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; karşı davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı mirasçısı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkek tarafından açılan boşanma davasının Kadıköy 1. Aile Mahkemesi'nin 2004/130 Esas sayılı dosyasında reddine karar verildiğini, kararın 14.07.2006 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmeden sonra tarafların bir araya gelmediklerini, kadının oğlu Hakkı Ö. ile birlikte müvekkilinin ortağı olduğu şirkete ait taşınmazları sahte imza ile sattığı ve haklarında Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ve dava sonucunda Hakkı Ö.’nün cezalandırıldığını, kadının oğluna verdiği vekâletname ile de erkeğin kadının adına yaptığı taşınmazları da sattığını, müvekkiline vasi atanması için Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarını, kadının yaşanan olaylarda kusurlu olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların yerinde olmadığını asıl davanın reddine karar verilmesini, tarafların 2006 tarihinden bu yana ayrı yaşadıkları, davacı ...'nun eşine ve oğluna boşanma davasında tanıklık yapması nedeniyle kin duyduğunu, davacı ...'nun sistemli olarak üzerinde bulunan gayrimenkullerinin çoğunu kızı Bilge'nin üzerine geçirdiğini, beyanla tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili 05.01.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; karşı boşanma davasındaki boşanma taleplerinden vazgeçtiklerini, tazminat talebinin arttırılarak lehine 1.000.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 10.000,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir.

3.Davalı-karşı davacı kadın vekili 15.01.2020 tarihli celse boşanmaya ilişkin karşı davalarından feragat ettiğini bildirmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin17.11.2021 tarihli, 2019/202 Esas, 2021/912 Karar sayılı kararı ile; dava ve karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrasına dayalı boşanma davaları olduğu, kadın tarafından karşı davadan 15.01.2020 tarihinde feragat edildiği, erkek eş ...’nun 03.08.2021 tarihinde öldüğü, ölen erkeğin mirasçısı olan Bilge Ö.’nün kusur yönünden davaya devam ettiği, Kadıköy 1. Aile Mahkemesine ait 14.09.2005 tarih ve 2004/130 Esas, 2005/782 Karar sayılı dosyanın incelenmesinde erkeğin açtığı boşanma davasında kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi davanın reddine karar verildiği, kararın 14.07.2006 tarihinde kesinleştiği, tarafların boşanma davası sonrasında bir araya gelmediklerinin tanık beyanları ile sabit olduğu, ret ile sonuçlanan boşanma davası öncesi ve sonrasında kadına atfı kabil kusur bulunmadığı, ölüm ile evlilik birliği sonlandığından dava ve karşı dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kusurlu olan taraf erkek olup asıl dava yönünden yargılama giderleri üzerine tahmiline, her ne kadar evlilik birliği ölümle sonuçlanmış ise de öncesinde feragat beyanı dışa yansıdığından karşı dava yönünden yargılama giderlerinin kadın üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek mirasçısı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 08.07.2022 tarihli ve 2022/365 Esas, 2022/1091 Karar sayılı kararıyla; talepte haklılık koşuluna göre kadın lehine asıl davada yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle mirasçının bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülerek, asıl davada kadın lehine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti hükümlerinin kaldırılarak erkeğin açtığı asıl davada yapılan yargılama giderlerinin kadın üzerinde bırakılmasına, erkek mirasçısı lehine vekâlet ücreti takdirine, erkek mirasçısının diğer yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı erkek mirasçısı yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 10.01.2023 tarihli, 2022/9593 Esas, 2023/111 Karar sayılı kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin yargılama aşamasında 03.08.2021 tarihinde öldüğü, davalı-karşı davacı kadının açtığı karşı boşanma davasından, erkeğin ölümünden önce 15.01.2020 tarihinde feragat ettiği, feragat nedeniyle erkeğin önceye dayalı kusurlarının kadın tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin de kusursuz hale geldiği, feragat beyanının yapıldığı anda kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağı anlaşılmakla kadın tarafından erkek aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kusur incelemesi yapılarak müteveffa erkeğin kusurlu olduğu ve evliliğin ölümle sona erdiği belirtilerek karşı dava hakkında yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, davacı karşı davalı mirasçısının sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla feragat beyanı ile; erkeğin de kusursuz hale geldiği belirtilerek kadının karşı davasının feragat nedeniyle reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kadın üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek mirasçısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı muris mirasçısı özetle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; murisin boşanma davasının da kabulü gerektiği yönünde kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 307 ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı- karşı davalı müteveffa mirasçısı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.