"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1307 E., 2023/1733 K.
KARAR : Kaldırma, esas hakkında yeniden hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/340 E., 2021/30 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, davalı mirasçıların kusur tespitine yönelik taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; erkek ile 17.04.2019 tarihinde evlendiğini, erkek ile aralarında çıkan anlaşmazlıklar ve fikir uyuşmazlıkları sebebi ile düğün yapılmadan ayrıldıklarını, herhangi bir fiili birlikteliğin olmadığını, nikah tarihinden itibaren ayrı evlerde yaşadıklarını, erkek ile evli kalmak istemediğini, evliliğin sonlandırılması için erkek ile anlaştıklarını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadın ile evli kalmak istemediğini, boşanmak istediğini, açılan davaya bir itirazı olmadığını ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 17.04.2019 tarihinde evlendikleri, ortak çocuklarının bulunmadığı, eldeki davanın 06.05.2019 tarihinde açıldığı, davalı erkeğin dava tarihi sonrasında 06.12.2019 tarihinde vefat ettiği, dava dilekçesinde dava konusu evliliğin feshi olarak gösterilmiş ise de dilekçe içeriğinin boşanmaya ilişkin olduğu, fesih talebine ilişkin herhangi bir açıklama, bilgi, belge, delil ibraz edilmediği, tarafların 13.05.2019 tarihli ortak dilekçesiyle her hususta anlaştıklarını belirterek duruşma gününün öne çekilmesi talebinde bulundukları, müteveffa davalının 27.05.2019 tarihli cevap dilekçesinde açılan davayı kabul ettiğini, boşanmak istediğini belirterek tanığını bildirdiği, bu itibarla açılan davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı boşanma davası olduğu, davalı erkeğin dava tarihi sonrasında 06.12.2019 tarihinde vefatı ve davalı mirasçılarının katılımı ile boşanma talebiyle açılan davanın kusur tespitine dönüştüğü, kadının erkek ile evlenmesinden sonra yaklaşık 2 haftalık bir süre boyunca erkeğe ait ortak hanede kaldığı, sonrasında yaşlı bir kadına bakacağını söyleyerek evden ayrıldığı, bir daha dönmediği, bir süre sonra eşyalarını ortak konuttan aldırdığı, tarafların evlenmeden önce kadının borcunun ödenmesi konusunda anlaşmalarının bulunduğu, bu anlaşmaya göre erkeğin kadının yaklaşık 4.000,00 TL civarındaki borcunu ödediği, erkeğin vefatından önce bir süre hastaneye yatarak tedavi gördüğü, kadının erkeği arayıp sormadığı, tedavi sürecinde yanında olmadığı ve destek olmadığı, kadının erkeğin rahatsızlığını ve hastanede tedavi gördüğünü bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bir an içinerkeğin rahatsızlığını ve tedavi sürecini bilmediği kabul edildiğinde ise bu durumun dahi kadının erkek ile ilgilenmediği ve görüşmediğinin kanıtı olduğu, kadının iddialarını ispat edemediği, kadının tam kusurlu olduğu, gerekçesi ile davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının tam kusurlu olduğunun müteveffa erkeğin kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün kusur belirlemesi bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından, 17.04.2019 tarihinde evlendikleri, evliliklerinin 19 gün sürdüğü, fikir uyuşmazlıklarının olduğu ve aralarında sevgi ve saygı kalmadığını bildirmek sureti ile evlilik akdinin feshi başlığında, evlilik birliğinin sonlandırılması amacı ile,06.05.2019 tarihinde boşanma davası açıldığı, yine, davacı ve davalının imzaları ile onaylı, kimlik tespiti yapılan 13.05.2019 tarihli dilekçe ile de her iki tarafın, “evlilik akdinin feshi için dava açtıklarını, taraflar olarak her hususta anlaştıklarını, delil, tanık ve tüm öninceleme işlemlerinden feragat ettiklerini beyan ederek, duruşma gününün öne alınmasını talep ettikleri, bilahare davalı asılın, kimlik tespiti yapılan, imzası ile onaylı 27.05.2019 tarihli dilekçe ile, davayı kabul ettiğini, itirazı olmadığını, boşanmak istediğini, belirtip, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği, bundan sonra dosyaya, davalı mirasçıları tarafından sunulan,13.12.2019 tarihli dilekçeleri ile babaları, ...’un, 06.12.2019 tarihinde vefat ettiği, davaya müdahil olduklarını bildirdikleri, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu aşamadan sonra, davalı mirasçıları davaya dahil edilerek kusur belirlemesi açısından davaya, devam edilip, tarafların gösterdiği tanıkların dinlendiği, evliliğin ölümle sonuçlanması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının evlilik birliğinin bu hale gelmesinde, ağır ve tam kusurlu olduğunun tespitine karar verildiği, davacı tarafından açılan dava, evlilik akdinin feshi olarak gösterilmiş ise de, karşılıklı tarafların kimlik tespiti onaylı dilekçeleri ve beyanları uyarınca, davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca anlaşmalı boşanma davası olduğu, ölen eşin mirasçılarının, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen hakları kullanabilmeleri için en önemli koşulun, murisin sağlığında açılmış ve ölümünden sonra da devam eden bir boşanma davasının bulunması olduğu, ölen eşin mirasçılarının hak ve yetkilerinin murislerinin sağlığında davacı veya davalı sıfatıyla kendilerine tanına hak ve yetkilerle sınırlı olduğu, davanın, anlaşmalı boşanma davası olması, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesi ile mirasçılara tanınan davayı devam ettirme hakkı için devam ettirilen davada sağ kalan eşin kusurunun ispatlanmasının zorunlu olduğu, anlaşmalı boşanma davasında, mirasçıların sağ kalan eşin herhangi bir kusurunu kanıtlayamayacağı, bu tür boşanma davalarında sağ kalan eşin kusurunu ölen eşin bile tartışamayacağı bu durumda, mahkemece davalının ölümü ile evlilik birliği sona erdiğinden konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin doğru olduğu, ancak anlaşmalı boşanma davasında kusur belirlemesi yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile hükmün kaldırılmasına, davalı mirasçıların kusur tespitine yönelik taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün vekalet ücreti bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün kusur belirlemesi talebi bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca açılan boşanma davası niteliğinde olup olmadığı, davalı erkeğin vefatı halinde mirasçılarının kadının kusurlu olup olmadığının tespitini talep edip edemeyecekleri ve vekalet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci fıkrası ve ücüncü fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca açılan boşanma davası olduğu, müteveffa davalı erkeğin cevap dilekçesinde vakıa ileri sürmemesine göre davacı kadına kusur yüklenmemesi sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek mirasçılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.