Logo

2. Hukuk Dairesi2024/308 E. 2024/8422 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, varsa kusur durumu ve fer'ileri olan velayet, nafaka ve tazminat konuları.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına ve davalı erkeğin fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle ağır kusurlu olduğuna dair kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı esastan reddetmesi ve boşanmaya hükmetmesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/675 E., 2023/2111 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/44 E., 2021/60 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, düğünü davacının ailesine haber vermeden yaptığını, düğünden sonra kavga ve tartışmaların başladığını ve sürekli arttığını, davacının evlilik süresince devamlı darba maruz kaldığını, hamile olduğu dönemde dahi davacının hayatının işkenceye döndüğünü, davalının saygısız ve agresif hareket ettiğini, davacının evden çıkmasına engel olacak kadar uzun süren kavgalar çıkarttığını, ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, fiziksel şiddet nedeniyle koruma kararı aldığını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesine, 750,00 TL tedbir ve iştirak, 750,00 TL tedbir ve yoksulluk, 10.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminat ile davacının kişisel eşyaları ve bebeğin eşyalarının teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen 2019/212 Esas sayılı dosyanın dava dilekçesinde özetle; tarafların üç dört ay görüştükten sonra 06.03.2018 tarihinde nikah, 2018 yılı Temmuz ayında düğün yaptıklarını, alelacele nikah yapmalarının sebebinin davacının ailesinin evliliğe karşı çıkması olduğunu, davacının ailesinin baştan beri davalıyı istemediklerinden düğüne dahi katılmadıklarını, taraflar evlendikten sonra davacının anne ve babasının sürekli davalıdan maddi taleplerde bulunduklarını, davacının babasının en son imar barışından kaynaklanan borcu olduğundan bahisle 5.000,00 TL istediğini, davalı para vermek istemeyince davacının sürekli gerginlik çıkardığını ve hakaret ettiğini ayrıca davalı para vermeyince davacının annesi ve kardeşlerinin evi basarak davacıyı zorla evden götürmeye çalıştıklarını, taraflar arasında yaşanan tartışmaların sebebinin davacı ve ailesi olduğunu, davacının bu tartışmalar sırasında hep ailesinin yanında olduğunu, evlilik birliğinin devamı için hiç çaba sarfetmediğini, davacının davalıya ağır hakaretler ettiğini 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen 2019/54 Esas sayılı dosyanın dava dilekçesinde çocukla kişisel ilişki tesisini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının babasının mobilya borcu ve 2b yasasından dolayı borcu olduğu, 25 bin TL kadar paraya ihtiyacı olduğu, bunu temin edemezlerse yörelerine göre davalı-davacı erkeği çok sevse, çocuğu olsa da boşanmak zorunda olduğu şeklindeki beyanı, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2018/49177 soruşturma numaralı dosyası, Bursa 12. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/431 Esas sayılı dosyası kapsamından anlaşıldığı üzere davacı-birleşen davalı kadının ailesinin davalı-davacıdan para istedikleri ve tarafların evliliklerine müdahalelerinin olduğu, davacı-davalı kadınının da tüm bu müdahaleler karşısında ailesi ile birlikte hareket ettiği, davalı-davacı erkeğin ise davacı-davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve evden çıkmasına izin vermediği bu hususun Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/1179 Esas - 2019/316 Karar sayılı 04.04.2019 tarihli kararı ve karakol tutanaklarıyla sabit olduğu, davalı-davacı erkeğin barışma ile ilgili iddialarına karşılık kadının barışma iddiası karşısında kadının ortak konuta döndükten sonra da davalı erkeğin aynı davranışlarını devam ettirdiğini beyan ettiği, dosyadaki mevcut delillerin de kadının bu iddiasını destekler nitelikte olduğu, netice itibariyle tarafların kusurlu oldukları ancak erkeğin fiziksel şiddet uygulamakla ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, 400,00 TL tedbir - 500,00 TL iştirak nafakası, 400,00 TL tedbir -yoksulluk nafakası 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kişisel eşya ve bebek eşyalarına ilişkin talebi bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleşen boşanma davasında kişisel ilişki hususunda karar verildiğinden birleşen Bursa 5. Aile Mahkemesi'nin 2019/54 Esas sayılı dosyası ile açılan çocukla kişisel ilişki kurulması davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ağır kusurlu olmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, asıl davanın kabulünün doğru olmadığını, nafaka ve tazminat taleplerinin kabulüne, birleşen davada tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin ve velâyetinin anneye verilmesinin doğru olmadığını bildirerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkek tarafından açılan müşterek çocukla kişisel ilişki kurulması davası hakkında da ayrıca olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekirken, boşanma davalarında kişisel ilişkiye yönelik hüküm kurulduğundan bahisle "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi doğru değil ise de, erkek tarafından kişisel ilişkiye yönelik açılan davada verilen karara yönelik açık bir istinaf talebi olmaması nedeniyle bu hususun eleştiri konusu yapılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin ağır kusurlu olmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, asıl davanın kabulünün doğru olmadığını, nafaka ve tazminat taleplerinin kabulüne, birleşen davada tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin ve velâyetinin anneye verilmesinin doğru olmadığını bildirerek kadının davasının kabulü ve fer'îler yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 336 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilnce temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.