"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1794 E., 2024/240 K.
DAVA TÜRÜ : Boşanma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/155 E., 2021/364 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1.Davacı kadın tarafından davalı erkeğin dava dilekçesinde belirttiği kusurlu eylemleri nedeniyle aralarında geçimsizlik bulunduğu iddia edilerek evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmesi talep ve dava edilmiş, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafından 13.04.2018 tarihinde açılan davanın reddine karar verildiği, kadın tarafından açılan ve reddedilen bu davaya dayanak teşkil eden ilk boşanma davasının, davanın ispatlanamaması nedeniyle reddedildiği ve tarafların bir araya gelmedikleri, ilk dava ret ile sonuçlandığına göre bu davadan önce gerçekleşen olaylar nedeniyle davalıya kusur yüklenemeyeceği ve bu kesin hüküm karşısında davalının önceki olaylardan dolayı artık kusurlu sayılamayacağı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verildiği görülmüştür.
2.Kesin hüküm, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 303 üncü maddesinin birinci fıkrasında "Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir." şeklinde düzenlenmiştir. Kesin hükümden bahsedebilmek için; davanın taraflarının aynı olması, dava sebeplerinin aynı olması ve dava konusunun aynı olması gerekir.
3.Tarafların aynı olmasından anlaşılması gereken; her iki davada da tarafların aynı kişiler olması anlamına gelir. Hükmün davanın tarafları dışında üçüncü kişilere kural olarak herhangi bir etkisi yoktur. Zaten davada taraf olmayan bir kişiyi kararın bağladığının kabulü hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık teşkil eder. İkinci olarak dava sebeplerinin aynı olmasından anlaşılması gereken ise; davacının talep sonucunu dayandırdığı vakıaların aynı olmasıdır. Aynı vakıalara dayanılarak dava açılması halinde kesin hükmün varlığından söz edilir. Üçüncü ve son unsur ise; dava konusunun aynı olmasıdır. Dava konusunun aynı olup olmadığının anlaşılması için yapılacak şey, her iki davanın netice-i talep kısmının aynı olup olmadığına bakmaktır. Her iki davanın talep sonucu kısmı aynı ise kesin hükmün varlığından bahsedilebilir.
4.Ayrıca, kesin hüküm dava şartı olduğundan (6100 sayılı Kanun md.114/1,i) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile, yargılamanın her aşamasında Mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulur (6100 sayılı Kanun md.115/1).
5.Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede, somut olayda, davacı kadının 13.04.2018 tarihinde açtığı İzmir 7. Aile Mahkemesinin 2018/267 esas sayılı dosyasında hiçbir vakıa ve delil ileri sürmediği, davanın 27.11.2018 tarihinde ispat edilememesi sebebi ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Karar 28.01.2019 tarihinde istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Eldeki davada Mahkemece retle sonuçlanan davadan önce gerçekleşen olaylar nedeniyle kesin hüküm bulunduğundan davalı erkeğe kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, eldeki davada davacı boşanma davasına dayanak oluşturacak vakıalar ileri sürmüştür. Oysa reddine karar verilen İzmir 7. Aile Mahkemesinin 2018/267 Esas, 2018/792 Karar sayılı dosyasında davacı tarafça herhangi bir vakıaya dayanılmadığından retle sonuçlanan önceki dava yeni açılan eldeki dava açısından maddî anlamda kesin hüküm oluşturmaz. O halde Mahkemece o davanın kesin hüküm oluşturmadığı gözetilerek ileri sürülen tüm vakıalar yönünden tüm deliller değerlendirilerek davanın esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda belirtildiği üzere temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi Karanının BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.