Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3241 E. 2024/7651 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen manevi tazminat miktarının azlığı nedeniyle yapılan temyiz başvurusu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, kararda belirtilen gerekçelere ve usule uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1795 E., 2024/71 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/57 E., 2022/280 K.

Taraflar arasındaki evlenmenin iptali ve karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evlenmenin iptali davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüne ve boyanmanın ferilerine, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin tehdit şantaj yoluyla hür iradesi dışında kadını evlenmeye zorladığını, erkeğin kusurlu olduğunu ailesiyle bağlarını koparmaya çalıştığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 149 uncu ve 151 inci maddesi uyarınca öncelikle evliliğin iptaline aksi halde tarafların boşanmalarına, kadın yararına 1.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddiaların kabul etmediğini erkeğin kusurlu olduğunu erkek aleyhine Ankara Aile Mahkemesinde dava açtığını, yoksulluk nafakası talebinin olmadığını beyan ederek kadının davası ile bu davanın birleştirilmesini, erkeğin davasının reddine, kadın yararına 1.000,00 TL tedbir nafakasına, 1.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sebepsiz şekilde evi terk ettiği, erkeğin kadına Bodrum Aile Mahkemesi'nin 28.06.2019 tarihli 2019/365 Esas 2019/373 Karar sayılı değişik iş dosyası ile eve dön ihtarının gönderildiği kadının eve dönmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesi uyarınca terk nedeniyle boşanmalarına erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dosya kapsamı, sunulan ve getirtilen deliller nazara alındığında: kadın erkek ile korkutularak evlendiğini, baskı altında evlenmek zorunda kaldığını belirttiği buna ilişkin ses kaydı sunmuş ise de ses kayıtlarının, umuma açık bir yerde kayıt edilmemiş olması, erkekten gizli şekilde elde edilmiş olması sebebiyle itibar edilmediği, tarafların dosyaya yansıyan sosyal eğitim durumları dikkate alındığında, dosyaya sunulan fotoğraflar ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki evliliğin mutlak butlan ve nispi butlan hallerine tabi olmaması nedeniyle kadının evliliğin butlanına ilişkin davasının reddine karar verildiği, kadının davasını terditli olarak ikame ettiği, buna göre yapılan değerlendirmede, tanık beyanları erkeğin kadını ailesiyle görüştürmediği bu yönüyle psikolojik şiddet uyguladığı anlaşıldığı, erkeğin göstermiş olduğu davranışların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği kanaatiyle kadının boşanma davasının kabulüne karar verildiği, erkeğin Bodrum Aile Mahkemesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi uyarınca terk nedenine dayalı özel boşanma sebebiyle kadın eşe karşı boşanma davası açtığı, erkek tarafından açılan terk sebebine dayalı boşanma davasında şekil şartlarının tamamı bulunduğu erkeğin davası yönünden yapılan incelemede, terkin kadın eş tarafından haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, esas dosyada da yapılan inceleme ile birlikte değerlendirme yapıldığında, erkeğin kadın eşi ailesiyle görüştürmemesi nedeniyle psikolojik şiddet uyguladığı ve bu nedenle kadının mevzu bahis şiddet nedeniyle müşterek haneden ayrılacak baba ocağına sığındığı, kadının müşterek konuttan ayrılmasında haklı olduğu, erkeğin davranışlarının kadını evi terke zorladığı, bu vesile ile erkeğin kadını terke zorlaması sebebiyle haksız olduğu sonucuna varıldığı, karşılıklı yapılan kusur değerlendirmesinde, kadına atfı kabil bir kusur yüklenmemiş, birleşen dosya ile açılan davanın reddine karar verildiği kadın eş kendisine uygulanan psikolojik şiddeti ispat ettiği, bu nedenle tarafların evlilik birliklerinin temelinden sarsıldığı ve erkek eşin tam kusurlu olduğu kabul edildiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; kadının evliliğin butlanına ilişkin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüne, erkeğin birleşen davasının reddine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına, kadın yararına 1.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen manevî tazminatın miktarına ve kabulüne karar verilen davasında vekâlet ücreti verilmemesi yönünden başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı-davalı kadın yararına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevî tazminat takdir edilmesi isabetli olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarı az olduğu, yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alındığı, vekâlet ücreti de yargılama giderlerinden olduğu davacı-davalı kabul edilen davasında kendisini vekille temsil ettirdiği halde, davacı-davalı yararına vekâlet ücretine karar verilmemesi doğru olmadığı gerekçesiyle; davacı-davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümünden "A-Esas Dava Yönünden" başlıklı bölümünün 4. bendinden davacı-davalının manevî tazminat talebine ilişkin hükmün kaldırılmasına, davacı-davalının manevî tazminat talebi ve kabul edilen davasında vekâlet ücreti yönünden karar verilmesi ile, davacı-davalı kadının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevî tazminata, davacı-davalı kadın kabul edilen davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalı-davacıdan alınarak, davacı-davalıya verilmesine, davacı-davalının sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen manevî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadın yararına takdir edilen manevî tazminatın miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.