"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1581 E., 2023/2484 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çumra Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/670 E., 2022/220 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin ailesi ile birlikte yaşamayı kabul ettiğini ancak sonrasında bu durumu sorun ederek problemler çıkardığını, erkeğin uğraştığı iş nedeni ile evini taşıyamayacağını belirttiğini ancak kadının bunu sürekli sorun ederek evi terk ettiğini ve adeta erkeğe zulmettiğini, evi her terk edişinin ardından erkeğin ailesi ile birlikte giderek görüştüğünü ve kadını eve geri getirdiğini, bu süreçler yaşanırken kadının ailesinin erkekten ve babasından sürekli para istediklerini, kadının abisinin bu süreçte 22.000,00 TL para aldığını ve hiçbirisini geri ödemediğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını, erkeğe sürekli Konya'ya taşınmak istediğini söylediğini, hakaretler, küfürler ettiğini, yatağı ayırdığını ve cinsel şiddet uyguladığını, herkese karşı erkeği kötülediğini ve bunun çocuğu olmaz kısır bu diyerek aşağıladığını, erkeğe seni sevmiyorum ben, boşanacağım senden, nefret ediyorum, gebersen de kurtulsam, sen erkek değilsin, çocuğun da olmuyor zaten dediğini, erkeğin tarlada olduğu bir gün bütün eşyalarını toparlayarak evi terk ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının gerçek dışı ve iftira niteliğinde olduğunu, kadının, evlenmeden önce erkeğin ailesi ile birlikte yaşamak istemediğini söylediğini ve herhangi bir sağlık sorunu olup olmadığını sorduğunu, erkeğin ayrı yaşayacaklarını ve herhangi bir sağlık sorununun olmadığını söylediğini, evlendikten sonra köyde ikamet etmeye başladıklarını ve erkeğe ne zaman ayrı bir evde oturacağız diye her sorduğunda erkeğin küfürler ve hakaretler ettiğini, üzerine yürüdüğünü, erkeğin anne ve babasının kadını darp ettiklerini ve ayrı evde yaşamak talebini duyan erkeğin anne babasının kadına hakaret ve küfürler ettiğini ve tehditlerde bulunduklarını, tarafların çocuğunun olmaması üzerine tedavi için gidilen doktorda kadının, erkeğin ömür boyu çocuğunun olamayacağını bizzat duyduğunu bunun üzerine neden bana bir sağlık sorunum yok dedin de beni kandırdın diye sorduğunda kadının üzerine yürüdüğünü ve hakaretlerde bulunduğunu, verdiği sözlerin hiçbirini tutmadığını ve üstelik sağlık sorunun olduğunu kendisinden sakladığını, küfürlerine, hakaretlerine ve darp etmeye devam ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, erkeği senin çocuğun olmuyor diyerek ailesinin yanında aşağıladığı, bu sebeple erkekten boşanmak istediğini söylediği, yemek ve ütü gibi ev işleriyle yeterince ilgilenmediği, 3-4 kez evi terk ettiği, erkeğin ise bağımsız konut temin etmediği, kadına üç kez boş ol dediği, kadının ailesini tehdit edip küfürler ettiği, erkek hakkında kadının kardeşi ile yaşanan kavga sonucu basit yaralama suçundan dava açıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın için aylık 350,00 TL, karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, tazminat taleplerinin reddi, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadının 3-4 kez evi terk ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu, ancak tanıklar ... ve ...'ın beyanı ile kadının zaman zaman haklı sebeple ortak haneden ayrıldığı gözetilerek kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, kadına verilen diğer kusurların yerinde olduğu, davacı erkeğe verilen kusurların istinaf edilmeksizin kesinleştiği, erkeğin ayrıca tanık ...'ın beyanı ile kadının ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı, tanık ... ve ...'ın beyanı ile fiili ayrılığa konu son olayda kadını evde kilitli bıraktığı, tanıklar ..., ... ve ...'ın beyanı ile kadına birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı yönüyle kusurlu bulunduğu gerekçesiyle kadının kusura yönelik istinafının kısmen kabulüne, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, kadının ihtiyaçlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine göre düşük kaldığı gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulüne, yeniden hüküm kurulmak suretiyle Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihinden itibaren geçerli olmak ve mükerrer tahsil oluşturmamak üzere aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, her yıl ÜFE oranında artırılmasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faiziyle birlikte 80.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata, kadının diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğu, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, asıl davada vekâlet ücreti, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü kararının doğru olup olmadığı, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, yoksulluk nafakasının toptan ve durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de hükmedilen aylık nafaka miktarı az olduğu gibi tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, ortak çocuklarının olmaması ve yaşları da dikkate alındığında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası dikkate alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" yönünde karar verilip verilemeyeceği hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının toptan ödenmesinin değerlendirilmemesi ve miktarı ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.