"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/478 E., 2023/917 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma ve mehir alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının, mehir alacağının miktar yönünden temyiz kesinlik sınırının altında olması nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine, boşanma davası yönünden ise İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, mehir alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 27.04.2018 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının olmadığını, davalının, müvekkiline "Şu an için idare et, ileride ayrı eve çıkarız" dediğini, ailesi ile birlikte yaşadığını, aynı bahçe içerisinde davalının kız kardeşlerinin de bulunduğunu, davalının ailesinin müvekkilinin evden dışarı çıkmasına müsaade etmediklerini, kısıtlayıcı ve baskıcı tutum sergileyerek adeta hapis hayatı yaşattıklarını, davalının annesi, babası ve kız kardeşinin, müvekkiline ve ailesine sürekli olarak hakaret ettiklerini, annesi ile telefonla görüşmesine izin vermediklerini, annesi aradığında telefon sesini dışarıya vermesi konusunda zorladıklarını, davalının verdiği sözlere rağmen, müvekkilinin yaşadığı baskı ve hakaretlere engel olamadığını, davalının, müvekkilini, ailesine karşı korumadığını, ayrı eve çıkma sözünü yerine getirmediğini, müvekkilinin davalıya olan güvenini kaybettiğini, evlilik birliğinin tamelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, mehir senedi ile müvekkiline bağışlanan on adet tam altının iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mehir alacağı talebine ilişkin 1.000,00 TL' lik dava değerini, 26.600,00 TL'ye ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davada Bolu Aile Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların yaşadığı yerin bir bahçe içinde birden çok ev olan bir bölgede yer aldığını, bahse konu yaşamanın misafirlik boyutunu aşmadığını, müvekkilinin anne ve babasının taraflarla birlikte yaşadığı hususunun doğru olmadığını, müvekkilinin ailesinin yılın altı, yedi ayını yayla evinde geçirdiklerini, sürekli evi terk eden davacının kusurlu olduğunu, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, esas yönünden ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2021 tarih ve 2020/362 Esas, 2021/5 K. sayılı kararı ile; davada Bolu Aile Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili, yetkisizlik kararı yönünden, davalı erkek vekili, lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 07.05.2021 tarih ve 2021/447 Esas, 2021/833 K. sayılı kararı ile; dosya kapsamına göre, davacı kadının adresinin Göngüren/İstanbul olduğu halde, hatalı değerlendirme ve gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, kabule göre de, yetkisizlik kararı verildiğinde vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın esasının incelenmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, davalı erkeğin istinaf talebinin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin ailesinin evlilik birliğine fazlaca müdahil olduğu, davacı kadına baskı uyguladıkları, davacı kadının annesi ile görüşmesine izin vermedikleri, davalı erkeğin, ailesinin müdahalelerine engel olmadığı, tüm bu sebeplerle devamı artık davacı kadından beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve boşanma sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu, dosyada mevcut mehir senedine göre, davalı erkeğin, davacı kadına, tanıklar ... ve .... huzurunda on adet tam altın ödemeyi taahhüt ettiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile, davacı kadının boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir, 850,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının mehir alacağı davasının kabulü ile on adet tam altının aynen iadesine, aksi halde 26.600,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 25.600,00 TL'sinin 27.03.2022 ıslah tarihinden itbaren yasal faiziyle davalı erkekten tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, davacının ileri sürdüğü iddiaların gerçek olmadığını, tanık beyanlarının yanlı olduğunu ve tanık beyanları dışında somut bir delil sunulmadığını, davanın ispatlanmadığını, delillerinin ve tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, ön inceleme duruşmasına katılamayan tarafa delillerini sunması için ek süre verilmesi gerekirken ek süre verilmediğini, kararın usule ve hukuka aykırı olduğunu beyanla; boşanma ve mehir alacağı davasının kabulü ile kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı ve davalı erkek vekilinin 25.03.2022 tarihli celsedeki beyanı, istinaf dilekçesindeki "tanık beyanları dışında somut delil bulunmadığı" şeklinde beyanı ile gerekçeye göre, davalı erkeğin kusurlu olduğunun kabulü ile boşanma ve fer'îleri ile mehir alacağına ilişkin verilen kararda isabetsizlik görülmediği, dava açılmakla ayrı yaşama hakkı bulunan, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesinin ve miktarlarının yerinde olduğu, boşanmaya neden olaylarda kusurlu bulunan davalı erkeğin davranışlarının davacı kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat ve hakkaniyet ilkesi gereğince maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin ve miktarlarının yerinde olduğu, Mahkeme kararının, maddî gerçeğe, usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili tarafından boşanma davasının kabulü ile kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesi yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 14.06.2023 tarih ve 2023/402 Esas, 2023/3142 Karar sayılı bozma ilamı ile karar sayılı bozma kararı ile; İlk Derece Mahkemesi 'nce yapılan ön inceleme duruşmasına davet, ön inceleme duruşması ve tahkikat duruşması usule ve kanuna aykırı olduğu, davalı tarafa, ön inceleme duruşması yapılacağı bildirilmeden ön inceleme duruşması yapılması, usulüne uygun şekilde dilekçelerinde bildirdikleri delilleri sunması için süre verilmemesi ve tahkikat duruşmasına davet edilmeden tahkikata geçilerek yargılama yapılması; adil yargılanma, savunma ve hukuki dinlenilme hakkının da ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle Mahkemece usule ve kanuna aykırı şekilde yargılama yapılarak eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan bozulmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma davası yönünden bozulmasına ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Mahkemece bozma ilamına uyularak 6100 sayılı Kanunun 139 uncu maddesi gereğince, ihtaratlı davetiye davalı vekili Avukat ...'a e-tebligat yolu ile tebliğ edilmesine rağmen davalı vekilince cevap vermediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında, davalı erkeğin ailesinin evlilik birliğine fazlaca müdahil olduğu, davacı kadına baskı uyguladıkları, davacı kadının annesi ile görüşmesine izin vermedikleri, davalı erkeğin, ailesinin müdahalelerine engel olmadığı, tüm bu sebeplerle devamı artık davacı kadından beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve boşanma sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu, dosyada mevcut mehir senedine göre, davalı erkeğin, davacı kadına, tanıklar .... ve .... huzurunda on adet tam altın ödemeyi taahhüt ettiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile, davacı kadının boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir, tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının mehir alacağı davasının kabulü ile on adet tam altının aynen iadesine, aksi halde 26.600,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 25.600,00 TL'sinin 27.03.2022 ıslah tarihinden itbaren yasal faiziyle davalı erkekten tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş, Bölge Adliye Mahkemesince 15.03.2024 tarihli kararı ile Dairemize iadesine karar verilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin davasındaki kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun (5490 sayılı Kanun'un) 27 inci maddesinde; boşanma veya evliliğin iptaline ilişkin kararlarda tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri, evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgileri ile karara ait usul mevzuatının öngördüğü diğer esas ve usule ait hükümlerin bulunmasının zorunlu olduğunun düzenlendiği, İlk Derece Mahkemesince 5490 sayılı Kanun'un 27 inci maddesi hükmü gözetilmeden, infazda duraksamaya yol açacak şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma ve mehir alacağı davasının, yetkili mahkeme tarafından yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince kadının davasının ve mehir alacağı talebinin kabulüne karar verilerek boşanmanın ferilerine hükmedilmiş, hükme karşı davalı erkek vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge adliye mahkemesi, tarafların itirazlarının, usul ve yasaya uygun olması nedeniyle esastan reddine karar vermiştir. Davalı erkek Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiş ve Dairemizin 14.06.2023 tarih ve 2023/402 Esas, 2023/3142 Karar sayılı ilamıyla; ön inceleme duruşmasına davet, ön inceleme duruşması ve tahkikat duruşmasının usule ve kanuna aykırı olduğundan bahisle; kararın, boşanma hükmü yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, mehir alacağı talebinin ise miktar yönünden temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulmasına karar veren İlk Derece Mahkemesi; kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarını artırmıştır. İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında kadın yararına aylık 850,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, istinaf ve temyiz kanun yoluna sadece davalı erkek vekilinin başvurması ile erkek lehine usüli müktesep hak oluşmuştur. Durum böyle iken, İlk Derece Mahkemesince bozma sonrası yapılan yargılama sonucu verilen kararda kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarlarının artırması doğru görülmemiş ve kararın bu yönden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
4.İlk Derece Mahkemesince kadın lehine kabul edilen mehir alacağı davasının davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin miktar yönünden reddi kararı ile hükmün kesinleşmesine rağmen yeniden hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2). (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan yönlerden usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Temyiz harçının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derce Mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.