Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3413 E. 2024/5345 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, kadın yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygunluğu ile iştirak nafakasına hükmedilmesinin ve miktarının uygunluğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında, takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi ve manevi tazminat yönünden bozulmasına, diğer yönleri ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/273 E., 2023/502 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/332 E., 2021/783 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin ilgisiz olduğunu, evi terk ettiğini, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, sadakatsiz olduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, faizi ile 200.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, kadın için 3.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, çocuk için 4.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacının kendisine yoğun baskı ve psikolojik şiddet uyguladığını, davacının bencil, elde ettikleri ile mutlu olmayan bir yapısının olduğunu, maddî destekte bulunmadığını, ısrarla yurtdışı seyahat talebi olduğunu, telefonunu kurcalayarak asılsız ithamlarda bulunduğunu, kırıcı sözler söylediğini, ortaklaşa aldıkları kararla evden ayrıldığını, kişisel telefonundan rızası dışında alınan kayıtların hukuka aykırı olduğunu bildirerek davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, meydana gelen tartışmalarda davalının davacıya yönelik olarak tehdit içerir sözler söylediği, onu hırpaladığı, kapıyı yumrukladığı, evi terk ederek gittiği, 1 yıldan fazladır geri gelmediği, bu şekilde evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, davacıya hakaret ettiği, davalının bu tam ve ağır kusurlu hareketleri nedeniyle yanlar arasındaki geçimsizliğin davacı yönünden evlilik birliğinin devamını çekilmez hale getirip, artık taraflar arasındaki evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, tarafların ortak çocuğunun sürekli olarak anne yanında kaldığı, alışkın olduğu ortamın anne yanı olduğu, yaşı ve fiziksel gelişimleri itibariyle de anne ilgi ve şefkatine muhtaç olduğu gerekçesi ile velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için takdir edilmiş olan aylık 700,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibariyle aylık 1.400,00 TL ye yükseltilerek karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının boşanmayla en azından eşinin maddî desteğini yitireceğini kanıtlayamadığı gerekçesi ile davacının maddî tazminat talebinin reddine, davalının davacıya karşı, hakaret etmesi, onu küçük düşürücü davranışları da bulunması ve boşanmaya neden olan olaylarda davalının kusurlu olduğu gerekçesi ile davacının manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 30.000 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının devlet memuru olarak çalışıyor olması gelir durumu da nazara alınarak tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili; nafaka ve maddî tazminat taleplerinin reddi ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, manevî tazminat ve iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin cevap dilekçesi ile aynı zamanda karşı dava yönünden talepte bulunduğu, karşı dava harcı yatırmadığı, karşı davaların, müstakil davalar gibi harca tabi olduğu, Mahkemece erkeğe karşı dava ile ilgili başvuru ve maktu peşin harç noksanlığını tamamlaması için uygun süre verilmesi, harç noksanlığı tamamlandığı takdirde, bu talebin esasının incelenmesi; verilen süre içinde tamamlanmadığı taktirde, Harçlar Kanunu'nun 30-32 maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken bu yönde işlem yapılmadan yargılamaya devam olunarak karşı dava yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmaması doğru değilse de; erkek tarafından bu yönde istinaf kanun yoluna başvurulmadığından yanılgıya işaret etmekle yetinildiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre manevî tazminat miktarının az olduğu, boşanmakla maddî beklentileri zarar gören kusursuz kadın lehine koşulları oluşmakla maddî tazminata hükmedilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davalı erkeğin, kusur tespiti, aleyhine hükmedilen manevî tazminat ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf talepleri ile davacı kadının tedbir-yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı kadının manevî tazminat miktarı ve maddî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminata ilişkin 5. bendi ile, manevî tazminata ilişkin 6. bendinin kaldırılmasına, 50.000,00 TL maddî tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, 40.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili; tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun kimde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, iştirak nafakasına hükmedilmesinin ve miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 327 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.