Logo

2. Hukuk Dairesi2024/342 E. 2024/8421 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, hangi tarafın boşanma talebinin kabul edileceği ve manevi tazminatın verilip verilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, davalı erkeğin aşırı kıskançlıkları nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığı ve erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının boşanma talebinin kabulüne ve manevi tazminata hükmedilmiş, erkeğin boşanma ve manevi tazminat talebi reddedilmiş olup, bu karar, istinaf incelemesinden sonra temyiz aşamasında, Yargıtay tarafından usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2089 E., 2023/3080 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/372 E., 2022/234 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne,davalı-davacı erkek vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 10 Haziran 2021 tarihinde resmi olarak evlendiklerini ancak gerçek anlamda düğün yaparak aile birliğini oluşturmadıklarını, resmi evlilikten sonra davacının düğün gününün kararlaştırılmasını istediğini ancak davalı tarafın çeşitli bahaneler bularak buna yanaşmadığını, davalının çok kıskanç birisi olduğunu, davacının dışarı çıkmasını dahi bahane ederek küfür, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, davalının isteği ile düğünün iptal edildiğini, davalının, davacıya karşı yapmış olduğu hakaret ve küfürler nedeniyle tarafların aile birliğinin kurulmasına engel teşkil ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların tanışıp uzun süre görüştükten sonra evlenmeye karar verdiklerini, 3 yıl önce nişan yapıldığını, 10 Haziran 2021 tarihinde de nikâh yapıldığını, davalının düğün gününü kararlaştırmaya yanaşmadığı iddiasının doğru olmadığını, davalının hiçbir zaman düğün yapmaktan kaçınmadığını, davalının aile hayatı kurabilmek ve bir an önce düğün yapmak için elinden geleni yapmasına rağmen karşı tarafın aynı özeni göstermediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin aşırı kıskanç hareketleri bulunduğu, davacı-davalı kadının cep telefonunu sürekli açık tutmasını istediği, davacı-davalı kadının babasına ait işyerinde çalıştığını bilmesine rağmen gereksiz kıskançlıkları bulunduğu, bu durumun komşular tarafından dahi fark edildiği, erkeğin evlilik ve düğün merasimlerini ağırdan aldığı, düğün ve evlilik kararında erkeğin belirleyici olduğunun sabit olduğu, erkek her ne kadar düğün yapmadaki gecikmeden kadının ailesini sorumlu tutmuş ise de bu iddiasını ispata yarar bir delil sunamadığı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,15.000,00 TL manevî tazminata,erkeğin karşı davasının ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin doğru olmadığını davacı-davalı tarafın davasındaki iddialarını ispatlayamadığını asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin doğru olmadığını davacı tarafın davasındaki iddialarını ispatlayamadığını asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü istemiyle temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü ile erkeğin davasının reddi şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.