Logo

2. Hukuk Dairesi2024/343 E. 2024/8082 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, boşanma koşullarının oluşup oluşmadığı ve davalı lehine vekalet ücreti takdiri uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı, davada vekille temsil edilmediği halde vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğu ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının vekalet ücreti ile ilgili bendinin çıkartılması suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2202 E., 2023/3047 K.

DAVA TARİHİ : 27.07.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/393 E., 2022/46 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının önceki evliliğinden 24 yaşında bir kızı 22 yaşında da bir oğlu olduğunu evlendikleri tarihten itibaren davalının önceki evliliğinden olma çocuklarının taraflarla birlikte yaşadıklarını, davalının çocuklarının reşit olmalarına ve çalışacak durumda olmalarına rağmen evlilik birliği süre zarfında hiç bir işte çalışmadığını, ihtiyaçlarını tamamen müvekkilinin karşıladığını, davalının Hasan isimli oğlunun daha önce işlediği bir suçtan ötürü cezavine girdiğini ve tüm ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, müvekkilinin Almanya'dan emekli olup rahatsızlığı nedeniyle zaman zaman yurt dışına sağlık kontrollerine gittiğini, bu nedenle pandemi henüz çıkmışken müvekkilinin Almanya'ya gittiğini akabinde pandemi dolayısıyla seyahat yasağı geldiğini ve Almanyada kaldığını, müvekkilinin yokluğunu fırsat bilen davalının bu süreçte müvekkilinin satın aldığı ve müşterek kullandıkları aracı satmak istediğini sorduğunu, neden arabayı satıyorsun diye sorduğunda, davalının kanser tedavisi gördüğünü ve paraya ihtiyacı olduğunu sölediğini, müvekkilinin davalıya ben hemen para gönderirim aracı satmana gerek yok şeklinde cevap versede davalının müvekkilini dinlemeyerek aracı 50.000,00 TL'ye sattığını, ancak tedavi ile ilgili söyledikleri ile çelişkili bir davranış gösteren davalının müvekkilinin hiç tanımadığı birinden borç para alarak rızasına aykırı bir şekilde yeni bir araba aldığını, erkeğin bu duruma sinirlendiğini, Denizli'ye döndüğünde ödemek istediğinde davalının ... isimli kişi ile müvekkilinin muhatap olmasını istemediğini söyleyerek parayı bana ver ben kendisine veririm şeklinde yüksek bir ses tonuyla müvekkilini azarladığını, müvekkilinin bu durumdan iyice şüphelendiğini, davalının ağır hakaretlerde bulunarak hakaretlerde bulunduğunu, sadakatsiz davranışları olduğu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının ilk evliliğinden Osman ve Hale isimli iki çocuğu bulunduğunu, bu evliliğinden ayrı olarak iki tane de evlilik dışı çocuğu olduğunu, çocukların nüfusa tescil edildiğini, davacının da isteği doğrultusunda kadının ilk evliliğinden olan çocuklarıyla birlikte yaşamın devam ettiğini, çocuklarının hiç çalışmadığı, ihtiyaçlarının tamamen davacı tarafından karşılandığı yönündeki beyanların gerçek dışı olduğunu, oğlu Hasan'ın küçük yaşta işlediği suçlar nedeni ile uzun süre cezaevinde kaldığını, kızı ...'ın ise son zamanlara kadar çalışmaya devam ettiğini, davacı tarafın boşanma davası açmasının sebebinin Kasım 2019 tarihinde kanser teşhisi ile tedavisinin başlaması olduğunu, davacı tarafın alkole ve kadına karşı zaafları bulunduğunu, devamlı surette birahanelerde alkol aldığı gibi kazancının büyük bir kısmını da buralarda çalışan kadınlara yedirdiğini, kendisine göğüs kanseri tanısı konulmasında sonra kemoterapisinin başlaması üzerine kendisiyle hiçbir şekilde ilgilenmediğini, devamlı surette kendisini telefonla, face ve whatsaap aracılığı ile gönderdiği mesajlarla kanser hastası olarak göğsünün alınması ameliyatına gireceğini bile bile birlikte olmaya tatile gitmeye vs. istekleri için zorladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına birden çok fiziksel şiddet uyguladığı, kadının önceki evliliğinden olan kızını evde istemediği, onu evden kovduğu, erkeğin bunu küfürlü bir şekilde söylediği, kadının kansere yakalandığı dönemde erkeğin kadına destek olmadığı, kadını bırakıp yurt dışına gittiği, kadın ile bu süreçte maddî- manevî ilgilenmediği, kadına "Arabayı satın, tedavi masrafını karşılayın, benden maddî- manevî bir şey istemeyin." tarzında sözler söylediği; sürekli alkol aldığı, bar/ pavyon tarzında yerlere gittiği, kadının cezaevindeki oğluna para göndermek için eşinden para istediğinde erkeğin kavga çıkardığı; kadını ve kadının kızı olan tanık ...' ı "Arabayı yakacağım, size hayatı zehir edecğim." vb sözler söyleyerek tehdit ettiği; davalı kadının ise kendi adına kayıtlı 537 689 ** ** numaralı hat ile 552 404 ** ** numaralı ... K. adına kayıtlı hat ile güven sarsıcı davranış niteliğinde görüşmelerde (örnek olarak gün içinde bu hat ile 21.07.2020, 24.02.2020, 22.12.2019, 08.01.2020, 30.01.2020' de yapıla görüşmeler; 13.12.2019 tarihi saat 21:24:29' da; 05.01.2020 tarihi saat 23:05:09' da; 20.01.2020 tarihi saat 09:34:40, 10:23: 34' te; 24.01.2020 tarihi saat 00:06:37' de; 25.01.2020 tarihi saat 19:42:21' de, 21:51:17' de, 22:00:16' da yaptığı görüşmeler gösterilebilir; celp edilen görüşme dökümlerine göre bu örnekleri artırmak mümkündür) bulunduğu, evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek düzeyde birliği temelinden sarstığı, birliği sarsan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşılmakta ise de dosya kapsamı, taraflara yüklenen kusurlu eylemler nazara alındığında davalının karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, birliğin devamında taraflar yönünden fayda kalmadığı gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ağır kusurlu olduğundan erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine dava tarihinden itibaren 25.08.2021 tarihine kadar 2.200,00 TL ve 25.08.2021 tarihinden karar kesinleşene kadar aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinin 18.08.2020 tarihinde davalı kadına tebliğ edildiği, davalının yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunduğu, cevap dilekçesinin 08.09.2020 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının 29.09.2020 tarihinde sunmuş olduğu cevaba cevap dilekçesinin süresinde olmadığı, davacının dava dilekçesinde belirttiği vakıa ve deliller doğrultusunda değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu, dava dilekçesinde, "davacı erkeğin yurtdışında olduğu dönemde davalı kadının komşuları ...'ten borç alarak araç satın aldığı, erkeğin bunu uygun görmeyip sinirlendiği,davacının Türkiye'ye döndükten sonra bu borcu ödemek istediği,kadının bunu kabul etmeyerek "parayı bana ver ben kendisine veririm" dediği,yaşanan tartışma sonrasında erkeğin ortak konutu terk ettiği, daha sonra bu konuyu aydınlatmak için erkeğin ortak konuta geri döndüğü, sonra eczaneden ilaç almak için aracın anahtarının nerede olduğunu kadından sorduğu,kadının anahtarın yerini kızının bildiğini ve bunun için kızı araması gerektiğini söylediği,erkeğin eşinin kızına ulaşamayınca "siz ne yapmaya çalışıyorsunuz" diyerek eşine bağırdığı, kadının da bunun üzerine eşine hakaret ettiği,bu nedenle erkeğin ortak konuttan ayrıldığı,ertesi gün kadının şikayeti üzerine erkeğin karakola gittiğinin" belirtildiği, "kadının başka bir erkekle telefon görüşmesi yapmak suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu" vakıasına dayanılmamış olup Mahkemece bu vakıanın kadına yüklenmesinin hatalı olduğu, tanık ...'ın beyanlarına göre davacının yurt dışından Türkiye'ye dönüşü sonrasında eşler arasında tartışma yaşanmış ise de, bu olay sonrası eşlerin bir hafta kadar birlikte tatil yaptıkları, tatil sonrasında 4-5 gün kadar birlikte yaşamaya devam ettikleri, eşler arasında 23.07.2020 tarihinde yaşanan tartışmada davacı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve bu nedenle Denizli 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/490 Esas-2021/107 Karar sayılı ilam ile erkek hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğu, eşler arasında gerçekleşen önceki olayların affedildiği ya da en azından hoşgörüyle karşılandığı ancak 23.07.2020 tarihinde yaşanan olayda erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, bu olay sonrasında eşlerin yeniden bir araya gelmedikleri, boşanmaya sebep olan olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan erkeğin tam kusurlu olduğu, davalıya atfı mümkün hiçbir kusurun gerçekleşmediği, bu durumda erkeğin boşanma davanının reddi gerekirken yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, davacı erkeğin hem yurtdışından hem Türkiye'den emekli geliri olduğu, kadının sürekli ve düzenli geliri bulunmadığı, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına dava tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 20.01.2022 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 2.000,00 TL ve 20.01.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak ve karar kesinleşinceye kadar sürmek üzere aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasına, davalı kadın lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddi ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 330 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davalı, davada vekille temsil edilmediği halde Bölge Adliye Mahkemesince davalı lehine vekâlet ücreti verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın ilgili bent yönünden düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı erkek vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı erkek vekilinin, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5 numaralı bendinin tamamen çıkartılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosya İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.