"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/60 E., 2024/674 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Serik Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/720 E., 2023/663 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan çocukla kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi, velâyet ve iştirak nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişkiye yönelik asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen velayet ve iştirak nafakası davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Velâyetin değiştirilmesine ilişkin dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (13) üncü alt bendi uyarınca çekişmesiz yargı işidir. Bölge Adliye Mahkemelerince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca kesin nitelikte olup temyiz edilemez. Bu durumda, davalı-davacı vekilinin velâyetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Tedbir ve iştirak nafakası talebi yönünden yapılan incelemede ise; miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kabul davalı-davacının bağımsız tedbir ve iştirak nafakası davasında yıllık talepedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-davacı vekilinin bağımsız tedbir ve iştirak nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocuğun velâyetinin babaya verildiğini, annenin boşandıktan sonra asılsız suçlamalar ile babayı şikayet ettiğini, kişisel ilişki sürelerine uymadığını, çocuğu zamansız almak istediğini, annenin çocuğu alıp almayacağı konusunda haberleşemediklerini, annenin zamansız çocuğu almak istemesi nedeniyle çocuk ile program yapamadığını belirterek anne ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin sınırlandırılarak ayda bir kez Cumartesi günü saat 08.00 ile akşam 21.30 arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı-davacı birleşen dava dilekçesinde; babanın kişisel ilişki günlerinde çocuğu anneye göstermek istemediğini, çocuğun anneye muhtaç bir yaşta olduğunu, babanın velâyet görevinin tam olarak yerine getirmediğini, çocuğu ihmal ettiğini, annenin baba hakkındaki yaptığı şikayetten vazgeçmesi karşılığında çocuğu görebileceği yönünde tehditte bulunduğunu, velâyetinin anneye verilmesi gerektiğini belirterek ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede, kişisel ilişkinin daha kısıtlı ve yatısız olmasını gerektirecek sebep ve saiklerin baba tarafından ispatlanamadığı, sosyal inceleme raporu, ortak çocuğun yaşı, yüksek menfaati ve yaşı itibariyle anneye olan ihtiyacı gözetilerek takdiren kişisel ilişkinin yeniden düzenlendiği; birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise, annenin iddialarının ispatlanamadığı, SİR'de her iki ebeveyninde velâyet sorumluluğunu üstlenmesinde herhangi bir sakınca gözlemlenmediğinin belirtildiği, dolayısıyla velayetin değiştirilmesini gerektirir olguların tespit edilmediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile boşanma kararı ile tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine, anne ile ortak çocuk arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonları Cumartesi günü saat 10.00 dan Pazar günü 18.00 e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00 dan bayramın 3. günü saat 18.00'e kadar, anneler günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 18.00'a kadar, okula başladıktan sonra her sene sömestr tatilinde tatilin birinci haftası Cumartesi günü sabah saat 10.00'dan takip eden Cuma akşamı saat 18.00'a kadar, yaz tatillerinde her yılın 1 Temmuz günü sabah saat 10.00 dan 31 Temmuz akşam saat 18.00 e kadar olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuğun anneye olan ihtiyacı gerekçe gösterilerek yeniden düzenlenen kişisel ilişkide hafta sonu için kurulan ilişkinin süresinin azaltıldığını, her hafta olan kişisel ilişkinin ayda iki hafta sonuna düşürüldüğünü, birleşen davanın kabulü gerektiğini, kişisel ilişkinin engellenmesinin velâyet değişikliği nedeni olduğunu, çocuğun yaşı itibariyle anneye muhtaç olduğunu, asıl dava kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen lehe vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, reddedilen tedbir ve iştirak nafakası, kişisel ilişki süreleri ve vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı-davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi, reddedilen tedbir ve iştirak nafakası, kişisel ilişki süreleri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kurulan kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı, velayetin değiştirilmesine ilişkin davanın çekişmesiz yargı işi olması ve temyize tabi olmaması nedeniyle buna ilişkin temyiz itirazlarının dinlenip dinlenmeyeceği, talep edilen iştirak nafakasının miktarının temyiz sınırını aşıp aşmadığı, asıl davada hükmedilen vekalet ücretinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 323 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin 13 nolu alt bendi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı vekilinin velâyetin değiştirilmesi ile tedbir ve iştirak nafakası davasına yönelik temyizi yönünden; temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı-davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.