Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3608 E. 2024/5421 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kapsamının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki deliller ve çocuğun üstün yararı gözetilerek, kurulan kişisel ilişkinin usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/31 E., 2024/242 K.

KARAR : Hükmün kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çumra Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2023/260 E., 2023/454 K.

Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadın ile 2015 yılında evlendiklerini, 2021 yılında ... isminde bir çocuklarının olduğunu, 04.12.2022 tarihinde davalı kadın ve kardeşi ile ufak bir tartışmalarının olduğunu, bu tartışmanın sonucunda kadının çocuğu da alarak ortak haneyi terk ettiğini ve o günden beri de ortak çocuğu kendisine göstermediğini belirterek ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin eşi ve çocuğu ile ilgilenmediğini, kadının evi terk etmediğini, erkeğin eve gelmediğini, kadının kök ailesinin yanına gitmek zorunda kaldığını, çocuğun, babasının yanından eve geri döndüğünde üstü başı pis bir şekilde olduğunu ve çocuğun da babası ile görüşmek istemediğini belirterek, öncelikle davanın reddine karar verilmesini, aksi kanı halinde kişisel ilişkinin annenin de yanlarında olacağı şekilde, kısa süreli ve yatılı olmayacak şekilde düzenlenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının, tarafların arasında çıkan tartışma neticesinde ortak çocukla birlikte evden gittiği, dava tarihinden bu yana tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, ortak çocuğun fiilen anne ile birlikte kaldığı, davacının işbu davayı açarak kişisel ilişkinin belirgin ve düzenli olmasını istemekte hukuki menfaatinin olduğu, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını engelleyecek bir halin dinlenen davalı tanık beyanlarında ve sosyal inceleme raporunda da anlaşılacağı üzere mevcut olmadığı gerekçesiyle davacı baba ile ortak çocuk ... arasında "...her ayın her Pazar günü saat 12.00'den Pazar günü saat 18.00'e kadar, dini bayramların (Ramazan ve Kurban bayramları) 2. günlerinde sabah saat 12.00'den aynı gün akşam saat 18.00'e kadar, babalar günü ve resmi bayramlarda ise (29 Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs ve 30 Ağustos vb.) saat 12.00 - 18.00 arasında, çocuğun bulunduğu yerden alınıp bulunduğu yere bırakacak şekilde, anne nezaretinde kişisel ilişki tesisine..." karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek istinaf dilekçesi ile; İlk Derece Mahkemesi kararının ortak çocuk ile kurulan kişisel ilişkinin anne refakatinde tesis edilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların aralarındaki geçimsizlik nedeniyle 2022 yılının Aralık ayından itibaren fiilen ayrı yaşadıkları, davalı kadının ortak çocuk ile birlikte ailesinin evinde yaşadığı, dosya kapsamında alınan sosyal inceleme raporundan davacı babanın da kendi kök ailesi ile birlikte yaşadığının anlaşıldığı, sosyal inceleme raporunda davacı babanın, çocuğu ile görüşebilecek yeterli imkana sahip olduğunun, kişisel ilişki tesisinin çocuk için herhangi bir sakınca teşkil etmeyeceğinin, çocuğun yüksek yararına olacağının belirtildiği, dosya kapsamına göre taraflar ve davacı baba ile davalının aile bireyleri arasında anlaşmazlıklar bulunduğu, aralarında tehdit-hakaret gibi suçlar nedeniyle soruşturma ve ceza dosyalarının mevcut olduğu, bu nedenle baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişkinin sağlıklı bir şekilde sağlanmadığı, ortak çocuğun dava tarihi itibariyle 2 yaşını doldurmuş olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle de 3 yaşını doldurmak üzere olduğu, kişisel ilişkinin anne nezaretinde, şarta bağlı olarak kurulmasının kişisel ilişkinin amacına aykırı olduğu ve davacının haklarını sınırlayıcı nitelikte olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından her hafta pazar günü kişisel ilişki tesis edilmiş ve bu husus davalı tarafından istinaf edilmemiş ise de bu şekilde tesis edilen kişisel ilişkinin davalının velâyet hakkını engelleyici nitelikte olması sebebi ile bu konuda resen düzenleme yoluna gidildiği belirtilerek davacı erkeğin istinaf itirazının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle "...davacı baba ile ortak çocuk arasında her ayın 1. ve 3. haftası Pazar günü saat 12.00'den akşam saat 18.00'e kadar, dini bayramların (Ramazan ve Kurban bayramları) 2. günlerinde sabah saat 12.00'den aynı gün akşam saat 18.00'e kadar, babalar günü ve resmi bayramlarda ise (29 Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs ve 30 Ağustos vb.) saat 12.00 - 18.00 arasında kişisel ilişki tesisine..." davacı erkeğin diğer istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın temyiz dilekçesinde özetle; davacı erkeğin ortak çocuk ile ilgilenmediğini, sabit bir adresi olmadığını, kişisel ilişki kurulduğunda çocuğu götürecek evi olmadığını, çocuğun anneden ayrılamayacağını, kişisel ilişki günlerinde çocuğu üstü başı pis şekilde döndüğünü, çocuğun babası ile görüşmek istemediğini, erkeğin öfke kontrol problemleri olduğunu ileri sürerek davanın reddine, aksi halde kişisel ilişkinin anne refakatinde tesis edilmesine karar verilmek üzere bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan çocukla kişisel ilişki kurulması davası neticesinde ortak çocuk ile babası arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Meden Kanun'un 6 ncı maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesi, ve 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.