Logo

2. Hukuk Dairesi2024/360 E. 2024/7845 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin zinaya dayalı boşanma davasının reddinin, kusur belirlemesinin, taraflar yararına hükmedilen/reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygunluğunun denetimi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı gözetilerek erkeğe hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle bozulmuş, diğer yönleri ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2431 E., 2023/2219 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/549 E., 2021/478 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın ve erkeğin birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadının ... adlı kişi ile birlikte olduğunu, evin kilidini değiştirdiğini, kendisini eve almadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 161 ve 162 nci maddeleri uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı erkek birleşen dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının evin kilidini değiştirdiğini, kendisini eve almadığını, arabasını kandırarak elinden aldığını, ... adlı kişi ile yakınlaştığını, aralarında ağız dalaşı yaşandığını, kendisinden şikayetçi olduklarını belirterek 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, faizi ile 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin müvekkilini dolandırdığını, müvekkilinin davacı hakkında suç duyurusunda bulunmasından sonra kadının onur ve şerefini hiçe sayan asılsız iddialar ortaya attığını, tehdit ettiğini, hakaret ettiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 30.01.2020 tarih ve 2018/154 Esas 2020/43 Karar sayılı kararı ile, davacı-davalının emlak işiyle uğraştığı ve tarafların bir taşınmaz alım satımı esnasında tanışıp evlenmeye karar verdikleri ve bu şekilde evlendikleri, evliliğin ilk dönemlerinde taraflar arasında sorun olmadığı, bir süre sonra maddî konulardan kaynaklanan sorunların ve güvensizliğin başladığı ve bu dönemde davalı-davacının işyeri komşusu olan ... isimli şahıs ile yakınlaştığı, bu durumun davacı-davalı tarafından hoş karşılanmadığı ve tarafların bir süre sonra ayrı yaşamaya başladıkları, bu dönemde davacı-davalının şüpheleri üzerine davalı-davacının kullanımında olan ve fakat kendi adına kayıtlı cep telefonunun dökümlerini incelendiği ve davalı-davacının ... isimli şahıs ile kabul edilemeyecek ölçüde ve sıklıkta görüşmelerin bulunduğunun anlaşıldığı, bu durum açık bir şekilde ortaya çıkınca davacı-davalının davalı-davacı hakkında üçüncü kişiler yanında hakaret içeren söylemlerinin olduğu, sonrasında davacı-davalının davalı-davacıyı takip etmeye başladığı ve davalı-davacıyı Yalova'da Tapu Müdürlüğünün önünde ... isimli şahısla birlikte gördüğü ve davalı-davacı ile yanında bulunan şahsa hakaret ve tehdit içeren sözler söylediği, sonrasında da karşılıklı davaların açılmış olduğu, davacı-davalı taraf her ne kadar özel boşanma sebebi olan zina nedeni ile boşanma davası açmış ise de; davalı-davacının ... isimli şahısla sık sık görüşmesi, bu şahısla Yalova'da Tapu Müdürlüğünün önünde görülmesi tek başına zinanın varlığını kanıtlamayacağından bunun dışında gösterilen deliler ile zina olgusu ispatlanamadığı, davacı-davalı taraf yine hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma talebinde de bulunmuş ise de; bu boşanma sebebi özel ve mutlak bir boşanma sebebi olup, davalı-davacının tespit olunan eylemleri hayata kast niteliğinde olmadığı gibi yerleşmiş Yargıtay kararları da dikkate alındığında davalı-davacının açıklanan güven sarsıcı davranışları davacı-davalının namus ve şerefine yönelik özel bir ağırlık teşkil etmediğinden ve dolayısıyla bu davranışlar onur kırıcı davranış niteliğinde kabul edilemeyeceğinden, sadece genel bir boşanma sebebi olan güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, karşı dava açısından ise evlilik birliğinin devamı sırasında maddî konularda yaşanan sorunlar sonrasında bir başkası ile güven sarsıcı davranış içine giren davalı taraf daha ağır kusurlu ise de; eşinin bu davranışları karşısında eşine yönelik hakaret ve tehdit içeren söylemleri olan davacı-davalı tarafın da az da kusurlu olduğu gerekçeleri ile davacı-davalı erkeğin 4721 sayılı Kanun`un 161 inci ve 162 nci maddeleri gereğince açılan davalarının reddine, davalı-davacı kadın tarafından açılan karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, davalı-davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili sonradan açtığı boşanma davasının bu dava ile birleştirilmesi ve tazminat taleplerinin karara dahil edilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 22.09.2020 tarih ve 2020/986 Esas 2020/1104 Karar sayılı kararı ile her iki dava dosyasının birleştirilmesi, delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın gerekli işlemelerin yapılması için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalının emlak işiyle uğraştığı ve tarafların bir taşınmaz alım satımı esnasında tanışıp evlenmeye karar verdikleri ve bu şekilde evlendikleri, evliliğin ilk dönemlerinde taraflar arasında sorun olmadığı, bir süre sonra maddî konulardan kaynaklanan sorunların ve güvensizliğin başladığı ve bu dönemde davalı-davacının işyeri komşusu olan ... isimli şahıs ile yakınlaştığı, bu durumun davacı-davalı tarafından hoş karşılanmadığı ve tarafların bir süre sonra ayrı yaşamaya başladıkları, bu dönemde davacı-davalının şüpheleri üzerine davalı-davacının kullanımında olan ve fakat kendi adına kayıtlı cep telefonunun dökümlerini incelendiği ve davalı-davacının ... isimli şahıs ile kabul edilemeyecek ölçüde ve sıklıkta görüşmelerin bulunduğunun anlaşıldığı, bu durum açık bir şekilde ortaya çıkınca davacı-davalının, davalı-davacı hakkında üçüncü kişiler yanında hakaret içeren söylemlerinin olduğu, sonrasında davacı-davalının, davalı-davacıyı takip etmeye başladığı ve davalı-davacıyı Yalova'da Tapu Müdürlüğünün önünde ... isimli şahısla birlikte gördüğü ve davalı-davacı ile yanında bulunan şahsa hakaret ve tehdit içeren sözler söylediği, sonrasında da karşılıklı davaların açılmış olduğu, davacı-davalı taraf her ne kadar özel boşanma sebebi olan zina nedeni ile boşanma davası açmış ise de; davalı-davacının ... isimli şahısla sık sık görüşmesi, bu şahısla Yalova'da Tapu Müdürlüğünün önünde görülmesi tek başına zinanın varlığını kanıtlamayacağından bunun dışında gösterilen deliler ile zina olgusunun ispatlanamadığı, davacı-davalı taraf yine hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma talebinde de bulunmuş ise de; bu boşanma sebebi özel ve mutlak bir boşanma sebebi olup, davalı-davacının tespit olunan eylemleri hayata kast niteliğinde olmadığı gibi yerleşmiş Yargıtay kararları da dikkate alındığında davalı-davacının açıklanan güven sarsıcı davranışları davacı-davalının namus ve şerefine yönelik özel bir ağırlık teşkil etmediğinden ve dolayısıyla bu davranışlar onur kırıcı davranış niteliğinde kabul edilemeyeceğinden, sadece genel bir boşanma sebebi olan güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, karşı dava ile bu dosya ile birleşen İzmir 11. Aile Mahkemesi dosyası açısından ise evlilik birliğinin devamı sırasında maddî konularda yaşanan sorunlar sonrasında bir başkası ile güven sarsıcı davranış içine giren davalı-davacı taraf daha ağır kusurlu ise de; eşinin bu davranışları karşısında eşine yönelik hakaret ve tehdit içeren söylemleri olan davacı-davalı tarafın da az da kusurlu olduğu gerekçeleri ile davacı-davalı erkeğin zina, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedenine dayalı olarak açılan davalarının reddine, davalı-davacı kadının karşı davası ve davacı-davalı erkek tarafından açılan ve bu dosya ile birleştirilen davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların evlilik briliğinin temelinden sarsılması sebebi ile açılan boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-davacı kadın boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı kadından alınarak davacı-davalı erkeğe verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davalı-davacı kadın; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka taleplerinin reddi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı-davalı erkek katılma yoluyla; zina nedeni ile açtığı davanın reddi, kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflara yüklenen kusur vakıalarının net şekilde ispatlandığı,kadının en azından diğer eş üzerinde güven sarsıcı davranış yaratacak nitelikte diğer kişi ile iletişimi bulunduğu gibi bu kişi ile Yalova'ya araba ile gittiği ve orada tanık ...'ın bacanağının abisinin evinde konakladıkları, erkeğin ise gerek kadının bu iletişimini gerek diğer kişi ile Yalova'ya taşınmaz satımı için gittiğini öğrendiğinde eşine hakaret ve tehditli sözler sarfettiği,tespit edilen ve yerinde görülen kusur vakıalarına göre kadının daha fazla erkeğin daha az kusurlu bulunmasında, kadının sebebiyet verdiği hadiselerin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak ağırlıkta olması karşısında erkeğin sonradan açtığı ve birleştirilen dava dosyasında da temelden sarsılmaya dayalı boşanmalarına ve yasal sonuçlarına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, yoksulluk nafakası isteme koşulları oluşmadığı gibi,tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları,kadının fiilen yapmasa da meslek sahibi olması,uyap-Takbis raporları,tespit edilen malvarlığı,taşınmaz malların kayıtları,elde ettiği kira geliri birlikte değerlendirildiğinde de kadının nafaka taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile her iki tarafın istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili; zina nedeni ile açtığı davanın reddi, kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin zinaya dayalı davasının reddinin doğru olup olmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun ağırılığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-davalı erkek yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî - manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-davalı erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının davacı-davalı erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden davacı-davalı erkek yararına BOZULMASINA,

3. Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Zeynep'e yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden Hasan'a iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.