Logo

2. Hukuk Dairesi2024/368 E. 2024/8424 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, istinaf incelemesi sırasında davalı-davacı kadının ölümü üzerine, boşanma hükmünün kesinleşip kesinleşmediği ve mirasçılarının temyiz hakkı bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, karşı davadaki boşanma hükmünün kesinleşmesiyle evliliğin sona erdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının yerinde olduğu gerekçesiyle verdiği karar, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/933 E., 2023/1775 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Lapseki Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/347 E., 2022/66 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın mirasçıları tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1966 yılında evlendiklerini, ortak üç çocuklarının bulunduğunu, daha önce açılan boşanma davasının Lapseki Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/93 Esas ve 2012/55 Karar sayılı kararı ile reddedildiğini, kararın 15.11.2017 tarihinde kesinleştiğini, daha sonra tarafların bir araya gelmediğini bildirerek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının 1980 yıllarında değişmeye başladığını, kadın-kız yoluna gittiğini, gittiği dış yaşam uğruna etrafa sürekli borç yaptığını, davalı-karşı davacının gerektiğinde temizliği, gerektiğinde tarla işine gitmesi, üç küçük çocuğunun onun yanında tezgahtarlık, garsonluk yapması, bahçe işlerinde çalışması, bu şekilde davacı-karşı davalının borçlarının ödendiğini, davacı-karşı davalının borçla bıraktığı yarım tuğla ev, çocuklar ve davalı-karşı davacı çabaları ile icradan kurtarıldığını, davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacının tüm paralarını aldığını, tarafların 1987 yılında ayrı yaşamaya başladıklarını, davacı-karşı davalının emlakçılık yaptığını, yan bürosunda çay ocağı işleten evli bir kadınla ilişkisinin olduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL nafaka, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların uzun yıllardır ayrı yaşadıkları, erkeğin uzun yıllar önce evini terkederek dava dışı ... E. isimli bir kadınla aynı evde yaşamaya başladığı, eve bir daha dönmediği, kadının maddî ve manevî hiçbir ihtiyacını karşılamadığı, ... adlı kadınla ilişkisinin yaklaşık 25 yıl önce başladığı, dava dışı bu kadınla ilişki yaşamaya başladıktan sonra davalı-karşı davacı kadına kötü davrandığı, hakaret ettiği, evde huzursuzluk çıkardığı, evin geçimine katkı sağlamadığı, evi terk ettiği, ayrı yaşadıkları süreçte de evin geçimine katkı sağlamadığı, kadının çocuklarının yardımı ve tarlalarda çalışarak geçimini sağladığı erkeğin tam kusurlu olduğu, 2011/93 Esas ve 2012/55 Karar sayılı ilamla taraflar arasında daha önce boşanma davasının görüldüğü, davanın reddine karar verildiği, kararın 15.11.2017 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 24.11.2020 tarihinde açıldığı, kesinleşmenin üzerinden 3 yıl geçtiği, tarafların bu 3 yıl içerisinde bir araya gelmedikleri, davacı-karşı davalı erkeğin bu boşanma sebebine dayandığı gerekçesi ile dava ve karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve fiili ayrılık nedeniyle tarafların boşanmalarına, 750,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak, kadına verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen hükme bir diyecekleri olmadığını, müvekkilinin ağır kusurlu olduğundan bahisle davalı kadına manevî tazminat verilmesi ile kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesinin yanlış olduğunu bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin boşanma davasının reddi gerektiğini, manevî tazminatın az olduğunu, 16.11.2021 tarihli dilekçe ile sunulan delilleri incelemeden karar verildiğini, tedbir ve yoksulluk nafakasının az olduğunu, müvekkilinin hiç kusuru bulunmadığını, boşanmayla sosyal güvenceden yoksun kalacak müvekkili için maddî destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesini istediklerini bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı tarafın, davalı-davacı kadının karşı boşanma davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına yönelik istinaf talebi bulunmadığından, karşı davadaki boşanmaya ilişkin hüküm kesinleşmekle, kadının istinaf incelemesi sırasında 26.08.2023 tarihinde vefat ettiği, karşı davadaki boşanmaya ilişkin hüküm kesinleştiğinden taraflar arasındaki evliliğin boşanma kararı ile sona erdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında karşı davacı kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın mirasçıları temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadın mirasçıları temyiz dilekçesinde; erkeğin mirasçılık konumlarına zarar verdiğini belirterek boşanma hükmünün kesinleştiğine dair hükmün kurulması yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; evliliğin boşanma ile sona erip ermediği, boşanma hükmünün kesinleşme tarihi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın mirasçıları tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.