"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/241 E., 2024/302 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/519 E., 2018/823 K.
Taraflar arasındaki çeyiz senedinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan ... ile davalı ...'nın 2003 yılında evlendiklerini, taraflar evlenirken davalının babasının bir eşya senedi hazırladığını, senedin miktarının çok yüksek olması sebebi ile davacı ...'in imzalamadığını, bunun üzerine ...'e "sen kendi el yazın ile senet yaz onu düzenleyelim" dediklerini, ...'in de bunu kabul ettiğini, davacı ...'e avukatın yazıhanesinde bulundukları esnada avukatın katibinin iğneli olarak iki kağıt verdiğini ...'in de kendi el yazısı ile olması gerektiği gibi senet hazırladığını, iki suret kağıt imzalattığını, birisinin boş olduğunu, ancak araya kopya kağıdı koymayı unuttuğu bahanesi ile birinci sayfadan da kopya vermediklerini belirttiği, kopyasını vermedikleri senedin çok fahiş olarak doldurulduğunu, 4 kg gibi bir altın miktarının yer aldığını, böyle bir altın miktarının gerçekte hiç alınmadığını belirterek, hileli yapılan bu senedin iptalini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava dilekçesi tebligatının usulsüz olduğunu, davanın yetkisiz Develi Mahkemesinde açıldığını, yetkili mahkemenin Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, davacının bu dosyada ileri sürdüğü tüm itirazlarının Yahyalı Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1173 sayılı dosyası ile değerlendirilmeye alındığını, takipsizlikle sonuçlandığını, davacıların senet altındaki imzayı kabul ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacılardan ... ile davalı ... 'ın 01.07.2003 tarihinde evlendiği ve Develi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/584 Esas ve 2012/235 Karar sayılı ilamı ile 25.04.2013 tarihinde boşandıkları, "30.06.2003 tarihli senettir" başlıklı belgenin davacılardan ... tarafından imzalandığı ancak kendi rızası dışında davalı tarafından 4 kg altın olarak çeyiz senedine ilişkin doldurulduğu ve belge içeriğinin kendi rızasına aykırı olduğu, bu sebeple senedin iptali istemiyle işbu davanın açıldığı, 30.06.2003 tarihli belgedeki imzanın davacılardan ...'a ait olduğu hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, anlaşmazlığın senedin içeriğinin ...'ın rızası hilafına doldurulduğu iddiası üzerine olduğu, belgeyi düzenleyen kişi olarak adı geçen ...ın, mahkemece alınan beyanında dosyanın tarafları arasında avukatlık bürosunda böyle bir senet düzenlendiğini hatırlamadığı, büroda açığa imza atmanın yasak olduğunun belirtildiği, talimat yolu ile dinlenen tanıklardan Hüsne Köseoğlu tarafından 4 kg altın şeklinde senedin yeniden düzenlendiğini sonradan duyduğununun belirtildiği, diğer tanık Şükrü Vural'ın ise avukatlık bürosunda memurun kağıtlar arasında karbon kağıdı koymayı unuttuğunu, ...'in alttaki kağıdı da imzaladığını, alttaki kağıtta ...'in isminin yazılı olup olmadığını bilmediğini, boş kağıda mı yoksa isminin altına mı imza attığını bilmediğini, kağıdın üst kısmının boş olduğunu, ...'in 4 kg altın vereceğine ilişkin senet hazırlamadığını beyan ettiği, böylece davacı tarafın iddialarını doğrular nitelikte sadece davacı tanıklarından Şükrü Vural'ın beyanının mevcut olduğu, bunun dışında davacı tarafın iddialarını doğrular nitelikte başkaca delil sunulmadığı, kendi rızasıyla imzalamış olduğu senedin kendi rızası hilafına doldurulduğu iddiasının sadece davacı tanıklarından birinin beyanıyla ispatının mümkün olmadığı, dosyaya herhangi bir yazılı delil de sunulmadığı, aksi düşünülse dahi boş kağıda imza atan bir kimsenin, kendi rızasına aykırı olarak içeriğinin hazırlanabileceğini öngörmesinin gerektiği, mahkemece bu beyana dayanılarak davanın kabulüne karar verilerek senedin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı ... vekili istinaf dilekçesiyle; Davacının imzaladığı boş olan ikinci kağıdın davalı tarafından 4 kilogram altın miktarı ile sonradan doldurulduğunu, bu nedenle senedin iptali davası açıldığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, iddia edilen hususların ispatlandığını, hilenin, tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceğini, davacının bu kadar miktarı ödeme gücünün bulunmadığını, böyle bir senedin düzenlenmesinin mümkün olmadığını, senedin sahteliğinin ve hilenin gerçekleştiğinin ortaya çıktığını belirterek, davanın kabulüne karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; İstinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla, davacı lehine başkaca tanık beyanlarının da mevcut olduğunu, hile ile düzenlenen senedin iptalinin gerektiğini, kadının 4. evliliği olduğunu ve daha önceki eşine de aynı hukuki sebepten dolayı dava açtığını, bu yolla kazanç sağlamayı alışkanlık haline getirdiğini ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından altına imza atılan çeyiz senedine ilişkin bedelin hile sonucu oluşturulup oluşturulmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 220 nci maddesi, 226 ncı vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.