Logo

2. Hukuk Dairesi2024/3791 E. 2024/5043 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Daha önce reddedilen boşanma davasından sonra ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, varsa kusur oranı, maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararına uyularak verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğu, davalı kadının cevap dilekçesinin süresinde verildiği ve önceki boşanma davasının reddine sebep olan hususlar gözetilerek davacı erkeğin tam kusurlu olduğuna, kadına maddî tazminata hükmedilmesine, manevi tazminat talebinin reddine dair hükümlerin yerinde olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/206 E., 2024/288 K.

DAVA TARİHİ : 21.06.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile bozmaya uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul yönünden bozulmasına, bozma sebebine göre davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozmaya uyularak yeniden esas hakkında hüküm tesisi verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında daha önce görülen boşanma davasının reddine dair verilen kararın kesinleşmesinden sonra ortak hayatın yeniden kurulmadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında daha önce görülen boşanma davasının reddine dair verilen kararın kesinleşmesinden sonra davacı erkeğin barışmak için müvekkili ile yakınlaştığını, 4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesi anlamında birliktelik yarattığını savunarak davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde davalı kadın yararına 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; daha önce erkek tarafından boşanma davası açıldığı, davalı kadının kusuru ispatlanamadığından davanın reddine karar verildiği, bu kararın taraflarca istinaf edilmeyerek 09.06.2015 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmeden sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen yasal koşulların oluştuğu, boşanma davası açarak fiili ayrılık yaratan davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının boşanma sonucu eşinin maddî desteğini yitirdiği ancak kişilik haklarının ihlal edilmediği, Karşıyaka 2. Aile Mahkemesinin 16.06.2016 tarih, 2015/603 Esas ve 2016/425 Karar sayılı kararı ile kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası bağlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına, davalı kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminata, davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine, bağımsız tedbir nafakası davası ile kadın yararına tedbir nafakasına hükmedildiğinden tedbir nafakası takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26.12.2022 tarihli ve 2021/1158 Esas, 2022/2257 Karar sayılı kararıyla; kadının süresinde olmayan cevap dilekçesinin dikkate alınamayacağı, süresinde olmayan maddî ve manevî tazminat talepleri konusunda karar verilemeyeceği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, davalı kadının maddî ve manevî tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 05.12.2023 tarihli ve 2023/2418 Esas, 2023/5930Karar sayılı kararı ile; "Davacı erkeğin dava dilekçesinin 02.07.2018 tarihinde bizzat davalı kadına tebliğ edildiği, davalı kadın vekilinin cevap verme süresi içinde cevap süresinin uzatılması talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2018 tarihli ara kararı ile davalı kadın vekilinin talebinin kabulüne, cevap süresinin bitim tarihinden itibaren davalı kadın vekiline bir ay ek süre verilmesine karar verildiği, bu nedenle cevap verme süresinin son gününün 16.08.2018 tarihi olduğu, bu tarihin de adli tatile denk geldiği, 6100 sayılı Kanun'un 104 üncü maddesi gereğince sürelerin son gününün adli tatile denk gelmesi durumunda sürenin adli tatil bitiminden itibaren bir hafta uzamış sayıldığı, davalı kadın vekili tarafından dosyaya sunulan 07.09.2018 havale tarihli cevap dilekçesinin süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince davalının cevap dilekçesinin süresinde olmadığı değerlendirilerek tarafların istinaf itirazlarının incelenmesi doğru görülmemiştir. Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadının cevap dilekçesinin süresinde olduğu hususu gözetilerek istinaf taleplerinin incelemesi gerektiği" gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında fiili ayrılığa esas Karşıyaka 2. Aile Mahkemesi'nin 25/12/2014 tarih 2014/64 Esas-2014/905 Kararı ile "davalının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verildiği," gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, davacı açtığı boşanma davasında davalı kadının kusurunu ispat edememiş olup boşanma davasının reddine karar verildiğinden açtığı ispatlanamayan bu boşanma davası ile tarafların ayrı yaşamasına sebep olan davacının tam kusurlu olduğu, kadının süresinde sunduğu cevap dilekçesindeki maddî ve manevî tazminat isteminin değerlendirildiğinde kadın için hükmedilen maddî tazminat miktarının az olduğu, erkeğin kusuru olarak kabul edilen eylemlerin, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun maddî tazminat miktarı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak kadın yararına 150.000,00 maddî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü, maddî tazminatın miktarı ile manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; hükmedilen maddî tazminatın fazla olduğunu ileri sürerek maddî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarı ile reddedilen manevî tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.