"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/1079 E., 2024/98 K.
KARAR : Bozmaya uyarak hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin esastan ret kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden bozulmasına, kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarları artırılarak karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin daha ilk günden kadını ailesi ile görüştürmediğini, kadının telefonu elinden alarak kırdığını, tarafların erkeğin annesi ve babasıyla aynı evde birlikte yaşadığını, ayrı eve çıkmak istediğini söylediğinde erkekten fiziksel şiddet gördüğünü, kadına "sen köpeksin, hizmetçisin, ben seni boşunamı aldım" gibi sözler söylediğini, en küçük sorunları dahi ailesine anlattığını, ailesi ne dediyse onu yaptığını, çalışmayarak evin geçimi ile ilgilenmediğini, kadının hizmetçi gibi görüldüğünü, kadının anne ve babasına yaralama eylemine bulunduğunu ve hakaretler ettiğini, buna ilişkin ceza davası açıldığını, kadının ailesi evin önüne geldiğinde erkeğin onlara ve kadına "adam mısın lan, a.ına kodumun zillisi, sizi öldüreceğim" şeklinde hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, eve çıktıklarında kadının yüzüne bardaktaki suyu atarak boğazını sıktığını, kadın kaçtığında arkasından gelip karnına bıçakla karın boşluğuna saldırdığını, kadın hamile olduğundan bayıldığını, jandarmalar tarafından hastaneye götürüldüğünü ve hastaneden ailesinin kadını aldığını, 02.10.2018 tarihinden beri kadının ailesinin yanında olduğunu, ne hamileliğinde ne de sonrasında hiç irtibata geçmediğini, iki ay sonra dünyaya gelen ortak çocuk ile ilgilenmediğini, "ben bakamayacağım sen bak vekâleti sende kalsın istemiyorum" dediğini, "bir an önce kurtulmak istiyorum senden de çocuktan da" dediğini belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatıa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, kadının ailesinin erkeği istemediğini ve hor gördüklerini, kurban bayramında kadının babasının erkeğe yumruk atması ile iplerin kopma noktasına geldiğini, kadının erkeğin ekonomik durumunu bilerek evlendiğini, ekonomik durum nedeniyle erkeğin ailesi ile birlikte yaşam sağlandığını, erkeğin sürekli kadının ve ailesinin hakaret ve tehditlerine maruz kaldığını, kadının ailesinin baskısı ve etkisi altında kaldığını, evine ve eşine sorumsuz davrandığını, onurunu ve gururunu kırdığını, bir çok kez kadının ailesi nedeni ile kavga ettiklerini, kadının bencil biri olduğunu, erkeğin anne ve babasına saygısız davrandığını, sürekli hakaret ettiğini, 02.10.2018 tarihinde fiziksel şiddet uygulayarak evi terk ettiğini, ceza davasına konu son olayda erkeğe tarak ile vurduğunu, tokat attığını ve tırmaladığını, olay anında kadının annesinin '.. inşallah o çocuğu kucağına alamazsın, evlilik bitince seninle görüşeceğiz" dediğini, kadın gittikten sonra ulaşmaya çalışınca kadının ailesinin " bir daha arama, köye gelme, seni döveriz " gibi sözler söyleyerek tehditlerde bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.07.2021 tarihli, 2020/83 Esas, 2021/499 Karar sayılı kararıyla;erkeğin kadına ve ailesine hakaret ettiği, ailesini tehdit ettiği, kadını ailesi ile görüştürmediği, kadının ailesinin müşterek konuta gelmesini istemediği, bağımsız konut sağlamadığı, fiziksel şiddet uyguladığı ve maddî destek sağlamadığı; kadının ise erkeğe hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ailesinin erkeğe hakaret edip şiddet uyguladığı vakıalarının dosya kapsamına göre sabit olduğu, diğer vakıaların ispatlanamadığı, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davaların kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat, reddedilen manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.12.2022 tarihli, 2022/61 Esas, 2022/1874 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat, reddedilen manevi tazminat yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 12.10.2023 tarihli kararı ile kadın yararına hükmedilen maddi tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının maddi tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden bozulmasına, erkeğin tüm, kadının sair temyiz taleplerinin reddi ile hükmen bozma kısmı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının yoksulluk nafakası alabilme şartlarının varlığının araştırılmadığını, kadının çalışmamasına engel bir durumun bulunmadığını, hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi tazminatın ve miktarlarının artışının haksız olduğunu, erkeğin nafakayı ödeyecek mali gücünün bulunmadığını, kadının ağır kusurlu olduğunu, lehe manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası, reddedilen manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uygun hüküm kurulup kurulmadığı, kesinleşen yönlerden inceleme yapılıp yapılamayacağı, hükmedilen maddî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-davacı erkek vekiline yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.