Logo

2. Hukuk Dairesi2024/395 E. 2024/8780 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadının kusur belirlemesi, tazminat miktarı ve birleştirme kararı verilmemesi hususlarında itirazı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri ve hakkaniyet kuralları gözetilerek, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az bulunması nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına, diğer yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2210 E., 2023/1818 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Silifke Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/353 E., 2021/498 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendikleri, ortak bir çocuklarının bulunduğu, davalının ailesini, eşini ve ortak çocuğunu ihmal ederek uzun süredir evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, davalının davacıyı hiçbir zaman bir eş olarak kabul etmediği, aşağıladığı, hor gördüğü, haftanın birçok günü eve gece 3-4 gibi geldiği, alkole düşkün olduğu, davacının evlilik boyunca ekonomik özgürlüğü olmadığı, davalının istediği gibi harcamalar yapmak zorunda kaldığı, davalının bir öğretmene yakışır bir şekilde hareket etmediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet hakkının davacı anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakası ile boşanma nedeni ile davacı kadın için 30.000,00'er TL maddî ve manevî tazminatın davalı erkekten alınarak, davacı kadına ödenmesine, adet ve gelenekler gereği davalı tarafından ödenmesi gereken 400 gr ağırlığındaki mehir altınının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde, davalının bütün sorumluluklarını yerine getirdiği, davalının her gün mesai bittikten sonra evine döndüğü, eve geldikten sonra ise bulaşıkları yıkayıp yemeği hazırladığı, eşini arayıp haber verdiği, eşinin ise buna rağmen aç olmadığını söyleyerek eve gelmediği, davacının bir yıl boyunca neredeyse hiç evde olmadığı, davacının ev işleri ile ilgilenmediği, ortak çocuğun beslenmesine dikkat etmediği, davalının hiçbir zaman davacının ekonomik özgürlüğünü kısıtlamadığı, davacının psikolojik sorunları olan biri olduğunu belirterek açılan davanın reddine, kabul edilmesi halinde ise ortak çocuğun velâyet hakkının anneye verilmesine, boşanma nedeni ile 30.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğe yüklenen davacı kadına sürekli bağırma, aşağılayıcı sözler söyleme, ilk zamanlarda davacı kadının maaş kartına el koyma alkol bağımlılığı; kadına kusur olarak yüklenen, ev işlerini gereği gibi yapmama, çocuğun beslenmesinde ve yetiştirilmesinde gereği gibi davranmaması vakıalarının ispat edildiği, erkeğin ağır kusurlu olduğu 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 400,00 TL, karar tarihinden kararın kesinleşmesine kadar aylık 500,00 TL tedbir, aynı miktarın kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak, boşanma nedeni ile kadın lehine 5.000,00'er TL maddî ve manevî tazminatın davalı erkekten alınarak, davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı kadın tarafından dava konusu edilen mehire ilişkin takı yönünden davanın 15.03.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında dava dosyasından tefrik edilmesine, yeni esasa kaydına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda belirlenen kusur durumunun toplanan delillere usul ve yasaya aykırı olduğu, kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğu, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda maddî ve manevî tazminata ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılarak, talep gibi maddî-manevî tazminata karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurda, kadının, hafif kusurlu olduğuna ilişkin karar gerekçesinin toplanan delillere usul ve yasaya uygun olduğu, takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, bu yönde istinaf talebinin kabulü ile tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik koşullarına, hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, boşanmaya neden olan kusur durumu, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, takdiren 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak, davacı kadına ödenmesine, davacı kadının bu yöndeki fazlaya ilişkin istemin takdiren reddine, sair yönlere ilişkin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; zinadan dava açıldığını, bu nedenle birleştirme kararı verilmesi gerektiğini, birleştirme kararı verilmeyecekse tazminatların arttırılması gerektiğini İlk Derece Mahkemesince verilen kararda belirlenen kusur durumunun toplanan delillere usul ve yasaya aykırı olduğu, kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğu, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakasına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılması gerektiği yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, tazminatlar, iştirak nafakası ve birleştirme kararı verilmesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.İlk Derece Mahkemesi kararının (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine.

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.