"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2036 E., 2023/1749 K.
DAVACI-DAVALI : Aynur Yılmaz vekili Avukat ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Avukat ... Uslu
DAVA TARİHİ : 19.06.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/292 E., 2021/493 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, küfürler ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, 4 erkek arkadaşının yanında kendisini 3 kez dinen boşadığı,"seni öldürürüm" diye tehdit ettiği, eşinin bilgisi ile dışarı çıktığında oraya tesadüfen gelen iş arkadaşlarıyla hatıra fotoğrafı çektirdikleri, bu fotoğrafı paylaştıklarında eşinin kıskançlık krizine girdiği, gene müvekkiline küfür ettiği, eşinin dışarıdan nasıl göründüğünü göstermek için bu anları kayda aldığı, davalının öfke kontrol sorunu olduğu, 14 Şubat 2020 günü sevgililer gününde müvekkiline isimsiz bir ... geldiği, müvekkilinin de eşinden geldiğini düşünerek bunu sosyal medya hesabından paylaştığı, 15 Ocak 2020 tarihinden itibaren hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediği, faturaları ödemediği, çocuğuyla ilgilenmediği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyet hakkının anneye verilmesine, kadın ve ortak çocuk için aylık 1.000,00'er TL tedbir, yoksulluk-iştirak nafakası ile 100.000,00'er TL maddî ve manevî tazminatın davalı-davacı erkekten alınarak, davacı-davalı kadına ödenmesine, düğün nedeni ile nişanda takılan toplam 400 gr altının aynen iadesi, olmadığı takdirde değeri olan yaklaşık 150.000,00 TL 'nin davalı-davacıdan alınarak, davacı-davalıya ödenmesine, mümkün olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; eşler arasında uzun zamandır geçimsizlik olduğu, ancak çocuklarının doğumundan sonra eşinin saygısız davranışlarının dozunu arttırdığı, toplum içerisinde hakaret ettiği, sorumluluklarını yerine getirmediği, "senden tiksiniyorum" diyerek yatak odasını ayırdığı, 14 Şubat 2020 günü eşinin Facebook sosyal medya hesabında kendisine gelen çiçekleri öperken çekilen fotoğrafını paylaştığı, müvekkilinin eşi ile konuşmaya çalıştığında hakaretle karşılaştığı, evden kovulduğu, iş arkadaşının evine sığınmak zorunda kaldığı, aile büyüklerinin araya girdiği, ancak eşinin barışmaya yanaşmadığını evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile bu nedenle 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masraflarının davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların tartışma sırasında birbirlerine hakaret etmesi, davacı ...'un ... konusundaki tavırları nedeniyle güven sarsıcı davranışta bulunması, ...'ın da ayrılık döneminde başka bir kadınla nişanlanması nedeniyle tarafların eşit kusurlu olduğu 4721 sayılı Kanun'un dava ve karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 11.12.2016 doğumlu ortak çocuk ...'ın velâyet hakkının anneye verilmesine, dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar kadın için aylık 250,00 TL, ortak çocuk için aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, davalı-davacı erkekten alınarak, davacı-davalı kadına ödenmesine, kadının, yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk için aylık 600,00 TL iştirak nafakasının davalı-davacıdan alınarak, davacı-davalı kadına ödenmesine, tarafların boşanma nedenine dayalı maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine,davacı-davalı kadın tarafından açılan kişisel ziynet eşyası alacak davasının dava dosyasından tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda eşit kusur olduklarına ilişkin belirlenen kusur durumunun, yoksulluk nafakası talebi ile maddî ve manevî tazminat talebinin reddinin, toplanan delillere usul ve yasaya aykırı olduğu, karşı eşin maddî sorumluluklarını yerine getirmediği, eşine karşı sevgi, saygı göstermediği, hakaret ettiği, kadının kişilik haklarına saldırdığı, ağır küfürler ettiği, evi terke zorladığı, dinen boşadığı, şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, odaya kapattığı, ... isimli kadın ile iletişimde bulunarak, ilişki yaşayarak isimli sadakat yükümlüğüne aykırı davrandığı, kadının güven sarsıcı eyleminin olmadığı, tanık beyanları ile bu durumun sabit olduğu, mahkeme gerekçesinin hatalı olduğu, kadının yoksulluk nafakası maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine ilişkin karar gerekçesininde hatalı olduğu, belirterek, kusur belirlemesi, kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dava dosyası birlikte değerlendirildiğinde; davalı-karşı davacı erkeğin; davacı-davalı kadına hakaret ettiği, kadını dinen boşadığı, başka bir kadın ile birliktelik yaşayarak nişanlanarak sadakat yükümlüğünü ihlal ettiği, davacı-karşı davalı kadınında; davalı-karşı davacı erkeğe hakaretler ettiği, kendisine gönderilen ... yönü ile gerekli açıklamayı yapamayarak davalı-davacı erkeğin güvenin sarsılmasına neden olduğu, taraflar arasında yaşanılan bu olumsuz olaylar nedeni ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, belirlenen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğin ağır, davacı-davalı kadının hafif kusurlu olduğundan kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusuruna ilişkin gerekçenin düzeltilerek ilgili hükümlerin kaldırılarak kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata,fazlaya ilişkin talebin reddine sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu belirterek kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi,174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.